Gözünüzü kapatıp geçen yıl içinde herhangi bir ayın yine herhangi bir gününü düşünün. İşte düşündüğünüz o gün milyonlarcamız aynı şehri yaşadık, on binlercemiz aynı trene bindik, binlercemiz aynı caddeden geçtik, yüzlercemiz aynı büfeden yemek yedik, onlarcamız aynı bankta oturup soluklandık. Ama o günün sonunda biri boş bulunup da “nasıl geçti günün, neler yaptın” diye sorduğunda, aynı şehri yaşayan, aynı trene binen, aynı caddeyi geçen, aynı büfeden yemek yiyen, aynı bankta soluklanan bizler apayrı hikayeler anlattık. Çünkü aynı trene binsek de, aynı büfeden yemek yesek de, aynı banka otursak da her birimiz kendimize özgü, bambaşka bireyleriz; bu yüzdendir ki aynı mekanı bile çok farklı görüp, farklı deneyimliyoruz.
Şehir denilen bu koskoca mekanın belki de en güzel yanı tüm bu başkalıklara kapısını açıp bu çeşitliliği içinde büyütebilme yetisi. Yeter ki gölge eden olmasın... Yaşadığım şehirler arasında bende en çok iz bırakanlar içindeki bu çeşitliliği keşfedebildiklerim oldu. Caddelerini, trenlerini, büfelerini, banklarını paylaştığım bireylerin hikayelerini duydukça o şehir gözümde canlanıp güzelleşti. Ve yine o hikayelerle benimkinden farklı yaşamların, deneyimlerin, tercihlerin farkına vardım; farkına vardıkça da hem zihnim hem gönlüm zenginleşti. İşte bu yüzden bu ayki yazımda hikayelerimizi paylaşmamıza aracılık eden iki girişimden bahsetmeye karar verdim. Biri ilhamını ünlü kent düşünürü ve aktivist Jane Jacobs’un fikirlerinden alan Jane’in Yürüyüşü. Diğeri mayıs sayısında bahsettiğim Viki-Şehirler’in bir uzantısı: Yerel-Viki.
Jane Jacobs’ın yürünebilir şehir fikrinden ilham alan Jane’in Yürüyüşü (Jane’s Walk) 2007 yılında Toronto’da başlamış, 4 yıl içinde 15 ülke ve 75 şehre yayılmış bir girişim. Bu şehirlerde internet üzerinden organize olarak bir araya gelen bireyler bir yandan seçtikleri bölgede yürüyorlar, bir yandan da yürürken gördükleri mekanlarla ilgili varsa hikayelerini paylaşıyorlar. Jane’in Yürüyüşlerinin bu şekliyle Thomas Bernhard’ın Yürümek adlı kısa romanında ele aldığı yürümek ve düşünmek arasındaki o sımsıkı ilişkiye benzediği söylenebilir - daha önce yolları hiç kesişmemiş bireyler yan yana yürürlerken aynı meydan, aynı park, aynı binanın önünde durup o mekana dair belki de daha önce hiç anlatmadıkları hikayelerini paylaşıyorlar. İşte tam da yürürken paylaşılan bu hikayelerin katılanların yaşadıkları şehirle ilgili algılarını ve kendilerinden farklı bireylere bakışlarını değiştirip zenginleştirebilecek güce sahip olduğunu düşünüyorum.
Jane’in Yürüyüşü’nün aksine Yerel-Viki (LocalWiki) bireyler arasında yüz yüze ve doğrudan değil, sanal ve dolaylı etkileşim üzerine kurgulanan bir girişim. İnternette oluşturulan platform üzerinden bir mahallede, semtte yaşayanlar yerellerinin dününü ve bugününü birlikte kaleme alıyorlar. Platforma üye olan herkes hem mahallenin farklı mekanlarıyla ilgili bilgilerini, hikayelerini paylaşıyor hem de mahallelerinin bugününe dair görüşlerini yazıp, etkinliklerini duyuruyorlar. Platformu görsel olarak haritalar, üyeler tarafından yüklenen fotoğraflar ve videolar zenginleştiriyor. Yerel-Viki aracılığıyla hikayelerini, fotoğraflarını, videolarını üst üste koyan bireyler, resmi sitelerde mahalleleri hakkında yer alan tekleştirilmiş sunuma alternatif olarak renkli kumaşlardan yapılan kırk yama işi kadar renkli ve zengin bir hikaye kitabı yaratıyorlar.
Hem Jane’in Yürüyüşü hem Yerel-Viki’nin en güzel özelliklerinden biri isteyen herkes tarafından ücretsiz olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olmaları. İlgilenenlere duyurulur.
Yorumlar (0)