Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü?

Esat Dörtyol Meydan Projesi aslen birer küçük müteahhit inşaat işinin ötesinde hiçbir anlamı olmayan, hatta çevresel ve halk sağlığı riskleri olan ‘kentsel dönüşüm’ yıkımlarına karşı gerçek anlamda, kamusal temelde bir kentsel dönüşüm yaratma fırsatı verebilir. Bu afetin nimeti, belki de bu olabilir!

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü?

Ankara’nın dört bir yanı ‘kentsel dönüşüm’* adı altında yıkılıyor! Hemen her sokakta yıkılmış, yıkılmakta olan bir bina var. Arsa rantı yüksek olan Çankaya’nın Ayrancı, Esat gibi bazı semtlerinin payına çok daha fazlası düşüyor. Bazı sokaklar deprem bölgesini görmüş olanlar için travmatik olacak kadar korkunç durumda. Bunun bir tür afet olduğunu söylemek de yanlış olmaz, aslında. Adeta, yavaş yavaş gerçekleşen, kentsel pek çok değeri alıp götüren ve ölümcül etkileri yıllar içinde ortaya çıkacak bir tür deprem, bu yaşanan!

Bu yıkımların tümü kontrolsüz ve denetimsiz yapılıyor. Yıkım ruhsatları ilçe belediyelerinin arka odalarında, gerekli şartlar sağlanmadan dağıtılıyor. Sonrası ise korkunç! Günlerce toz altında kalan sokaklar, doğaya salınan binlerce ton atık ve fazlası… Büyükşehrinden ilçelerine belediyeler ise hiç oralı değil! Şimdi sorsak, Büyükşehir bizim yetkimiz yok, der, eminim! Ama yetki dediğin etik olarak kendini sorumlu gördüğün anda başlar. Kentlilerin yaşam hakkı Büyükşehir başta İlçe Belediyelerin pek ilgisini çekmiyor olduğunda olsa gerek, yetki tartışması yapmaları anlaşılır!

Oysa mevzu bir insan hakları sorunu, bir halk sağlığı ve yaşam hakkı meselesi! Yıkılanların çoğunun 1960 ve sonrası dönemde yapılmış binalar olduğunu ve o dönem kullanılan yapı malzemelerini düşününce bu binalarda asbest olmaması mümkün değil! Ama düzenlenen asbest raporlarına bakılırsa hiçbirinde (hem de hiçbirinde) asbest yok! Solfasol’da bu konuyu detaylı işleyen haberlerimize rağmen hiçbir Belediye gereğini yapmak için kılını kıpırdatmış değil!

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü?Foto: Mehmet Onur Yılmaz

Konuya ilişkin haberimize şuradan ulaşabilirsiniz:

- https://x.com/GazeteSolfasol/status/1775863735011209653

Ayrıca Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonunun “Mahallede ve Şantiyede Zehir Var” başlığı ile düzenlediği panelde de konu detaylıca ele alındı:

https://www.youtube.com/live/oUtpEnc-AkQ?si=ZZQr1kwwTZWZgsIw

“Kentsel dönüşüm” yıkımlarının halk sağlığı kısmını ayrıca başka bir yazıda değerlendireceğim. Bu yazıyı yazma sebebim bambaşka!

 

“Afet nimettir!”

Öğrencisi olma şansım olmadı ama ODTÜ’nün efsane hocalarından Mimar Mehmet Adam “afet nimettir” derdi! Ben de bu sarsıcı tespiti ilk duyduğumda tüylerim diken diken olmuştu! Mehmet Adam elbette bunu, bugün krizi fırsata çevirme meraklısı rantçılar ile aynı yerden söylemiyordu. Sonuçlarından kaçamayacağınız yıkıcı, travmatik bir olgu olarak afetler bazen sebeplerinden dahi bağımsız olarak afet sonrası yapılacaklar bakımından bir öğrenme ve çok daha iyisini yapma iradesi için bir fırsat tanır toplumlara! Tarihsel olarak baktığınızda büyük dönüşümler, çağ atlatacak nitelikte toplumsal gelişimler için afetler kritiktir! Özellikle bizim gibi az gelişmiş toplumlar için travmatik olgular olmadan toplumsal öğrenme mümkün olmuyor. Hoş artık bu durum ne kadar geçerli emin değilim. Dönemsel olarak o yerdiğimiz krizi fırsata çevirme kafasının bile gerisine düştük. Krizlerden yeni krizler yaratan hatta fırsatı krize çeviren bir tarihsel dönemdeyiz! Mehmet Adam bugünü görse belki de dilini ısırır, afet nimettir demezdi!

 

“Kentsel Dönüşüm” Yıkımlarının Ortaya Çıkardığı Fırsat: Esat Dörtyol Meydanı!

Ama ben yine de yaşadığımız ‘kentsel dönüşüm’ yıkımlarının nimetini işaret etme sorumluluğumu yerine getireceğim! Bunu da bir örnek üzerinden yapacağım: Esat Dörtyol!

Esat Dörtyol, Radyo ODTÜ’nün 90’lardaki efsane sabah programı Modern Sabahlar’ın elebaşlarından Ege Kayacan’ın iddia ettiği gibi aynı Çin Seddi gibi uzaydan görünürmüş, düşünün o kadar önemli! Ege’nin ince mizahındaki haklılık payı Esat Dörtyol’un öneminde! Bu kent için gerçekten çok önemli bir kentsel mekandır Esat Dörtyol! Tunalı Hilmi Caddesi ile Esat Caddesinin kesişimindeki bir kavşaktan ibarettir aslında ama öyle planlanmamış olsa da Kavaklıdere, Esat, Cebeci ve Kızılay’ın vektörel kesişiminde küçücük ama boyundan büyük önemde bir geçiş ve buluşma noktasıdır. Ankaralıların kullanımlarıyla zaman içinde değer kazanan ve bu kent için ‘uzaydan görünecek kadar büyük’ önemde küçücük bir meydandır. Adeta, Ankaralıların bozkırın ortasında ayak izleriyle oluşturduğu bir patika, bir keçi yoludur! Üstelik Kavaklıdere, Esat, Cebeci ve Kızılay’ın kesişiminde olan konumu dışında bunu destekleyen mekânsal bir itki de yok! Kendiliğinden bir kamusal alandır.

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü? Foto: Selim Talu

Esat Dörtyol! İşte bugün önümüze çıkan büyük nimet de tam burada! Esat Dörtyol’a komşu dört köşedeki binaların ikisi ‘kentsel dönüşüm’ kapsamında geçtiğimiz aylarda yıkıldı!

(Konuyla ilgili haberimiz: https://x.com/GazeteSolfasol/status/1861817183820509352 )

Bu binaların yıkılması ile öyle muazzam bir kentsel boşluk ortaya çıktı ki görmelisiniz! Bir mimar olarak o boşluğu seyretmekten heyecan duyduğumu itiraf etmeliyim! Ama aynı anda bir kaygı da duyuyorum! Çünkü bu kentsel boşluğun anlamsız iki üç bina ile tıka basa doldurulması an meselesi! Oysa Esat Dörtyolun hep olması gereken o kentsel meydan olabilmesi için yüzyılda bir geçecek bir fırsat var elimizde! Şimdi eksik olan tek şey bu fırsatı görüp inisiyatif alacak bir belediye başkanı!

Yıkılan köşe parseller kent için kamusal bir fırsat olabilir!

Özellikle yıkılan köşe parselleri gördüğümde, keşke Ankara’da bu yıkımları birer kamusal fırsat gibi görecek bir yerel yönetimimiz olsa da özellikle merkez ilçelerdeki sıkışmışlığa karşı yeşil alan, park, meydan ihtiyacını karşılamak üzere inisiyatif alsa diye düşünürüm. Yakın arkadaşlarım her seferinde bu yakınmayı duymaktan sıkılmış olabilirler. Ama Esat Dörtyol’daki durum sıradan bir köşe parseldekinin çok ötesinde önemde! Bunu söylemek yetmez, bağıra çağıra anlatmak lazım!

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü?Foto: Selim Talu

Bunu anlatmak için ilk denemeyi Twitter’da bir çağrı ile yaptım. 23.10.2024 tarihli Twitter paylaşımına (https://x.com/monuryilmaz/status/1849043714213036043) Çankaya Belediyesinden gelen yorum umut kırıcıydı. Çankaya Belediyesi çağrıma şöyle bir yanıt verdi:

“Söz konusu parseller; Yürürlükteki imar planında Ticaret Yolu olarak ifade edilen ve mülkiyeti şahıslar adına kayıtlı olan parsellerdir. Mülkiyet sahipleri 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında iş ve işlemlerini sürdürmektedir. Ayrıca söz konusu bölgede yapılacak ulaşım ve altyapı işlemlerinde sorumluluk 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve bağlı yönetmelikleri kapsamında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait olduğundan İdaremizin bir yetkisi bulunmamaktadır.” 

Burada yeni bir bilgi paylaşmayan Çankaya Belediyesinin yanıldığı ya da bizi yanılttığı şey ise yetkileri olmadığı! Bu doğru değil! Belediyelerin İmar Yasasından kaynaklı kamulaştırma ve becayiş (değiş tokuş) yetkisi var. Bu yetkilerin nasıl kullanılacağı da belli. Büyükşehir – İlçe yetki çatışması ise eskimiş bir bahane! Nihayetinde Büyükşehir’i Gökçek ya da uzaylılar yönetmiyor.

Ankara’nın bugün öncelikli ihtiyacı yetki vb. sudan bahanelere sığınmadan niyet ve irade beyanı ile kendine alan açan, inisiyatif alan bir yerel yönetim. Ankara’nın efsane belediye başkanı Vedat Dalokay açıkça yasak olmayan her konuda belediyenin yetkisi olduğu kabulü ile hareket edermiş. Kısacık belediye başkanlığında onu ‘efsane’ kılanın da bu yaklaşımı olduğunu düşünürüm.  Bugün eksik olan ise bu yaklaşım ve cesaret! Dolayısıyla Dalokay yaklaşımı ile olmasını beklediklerimi anlatarak bitireyim yazımı:

  • - Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, İmar Müdüründen Esat Dörtyol’a bakan parsellerdeki imar durumu ve yıkım sonrası süreç ile ilgili bir bilgi notu ister. Söz konusu parsellerle ilgili sürecin her adımından haberdar olmak istediğini bildirir!
  • - Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı arar ve Esat Dörtyol’a bir meydan projesi yapmak ve bunu gerçekleştirmek için birlikte hareket etmek isteğini söyler.
  • - İki belediye başkanı ve ilgili bürokratlar bir araya gelir ve sürecin aşamalarını konuşur.
  • - Sonrasında belediyelerden birinin ev sahipliğinde ilgili parsel malikleri ile bir araya gelinir. Bu buluşmanın amacı maliklerin mülkiyet hakkı ve imar mevzuatından kaynaklı hakları ve kamu yararı dengesinde;
    • * Söz konusu arsaların belediyeye ait taşınmazlar ile takası,
    • * Kamulaştırılması ya da
  • - Meydana bakan parselleri özel imar kapsamında değerlendirip meydan projesini birlikte geliştirme gibi alternatifleri değerlendirmektir.

Bu alternatiflerin geliştirilmesinde belediyenin kamusal yarar sağlama sorumluluğu ile arsa sahiplerinin mülkiyet hakkı dengesinde bir buluşma hedeflenir. Olmazsa olmaz ise bu sürecin şeffaf ilerlemesi!

  • - Bir noktada anlaşma sağlandıktan sonrası ise çok eğlenceli. Belediye, mülk sahipleri, bölge ahalisi, meslek odaları ve kamusal diğer tüm aktörlerle birlikte Ankara’nın bu bölgesi için kalıcı bir eser bırakmak için kollar sıvanır!

Bunu başarmak kolay mı, tabi ki hayır!

Aslında, böylesi daha önce hiç denenmediği için kolay mı zor mu bilmiyoruz! Ama Alper Taşdelen döneminde belediyeye bağış ya da bedelsiz bina yapımı karşılığında müteahhit firmalara özel imar verildiğini biliyoruz. Demek ki isteyince olabiliyor!

Denemediğimiz pek çok şey hiç denenmediği için zor görünür, derler.

Belki de haklıdırlar! Sizce de denemeye değmez mi!?

Buna girişecek cesur bir belediye başkanı arıyoruz!

Esat Dörtyol Meydan Projesi aslen birer küçük müteahhit inşaat işinin ötesinde hiçbir anlamı olmayan, hatta çevresel ve halk sağlığı riskleri olan ‘kentsel dönüşüm’ yıkımlarına karşı gerçek anlamda, kamusal temelde bir kentsel dönüşüm yaratma fırsatı verebilir.

Bu afetin nimeti, belki de bu olabilir!

Ne dersiniz?

Esat Dörtyol uzaydan görünür mü,

peki ya Belediyelerin makam katından?

 

* ’Kentsel dönüşüm’ kavramını bilerek tırnak içinde kullanıyorum. Zira bunun hikayesi ayrı bir yazıyı hak ediyor!

YAZIYA EK: Yazı yayımlandıktan sonra Ulaşım Plancısı Erhan Öncü Hoca'dan M5 Kızılay-Dikmen Metro Projesinde Kızılay'dan sonraki ilk durağın Esat Dörtyol olarak planlandığını öğrendim. Proje linki burada, hat planı aşağıda. Bu projeye bakınca Esat Dörtyol'daki yıkımlarla ortaya çıkan ESAT DÖRTYOL MEYDANI projesi bir imkanın ötesinde bir gereklilik gibi duruyor! 

Esat Dörtyol Uzaydan Görünür mü?

 

Yorumlar (4)

Serdar

19 saat önce / 02.02.2025

Onur kalemine sağlık, kente rant gözlüğü takılmadan bakıldığında nasıl fikirler ortaya konulabileceğini göstermişsin. Kentlerimiz ağır bir kriz yaşarken iklim krizinin iyice tetiklediği sel ve kentsel ısı adası riskleri ile deprem benzeri doğal afetlere de karşı savunmasız… Umarım bu fikir tetikleyici olur ve bu benzeri projeler hayata geçirilir.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

Mehmet Onur Yılmaz

17 saat önce / 02.02.2025

Çok teşekkürler. Kentle ilgili kamu yararı öncelikli tartışmalara o kadar çok ihtiyacımız var ki, umarım bu yazılar vesile olur.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

Oğuz ARIK

22 saat önce / 02.02.2025

Buraya bir mimar arkadaşımıza yeni bir proje çizdirip, aynı yere belki de daha yüksek bir bina oturtacaklar. Yeşil alan olabilseydi.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

Mehmet Onur Yılmaz

17 saat önce / 02.02.2025

Umarım öyle olmaz hocam, en azından o ümitle yazıyorum.

  |   Beğenmedim 0   |   Cevapla

İlginizi Çekebilir