Tarihte bilinen en eski zaman ölçme aleti güneş saatidir. M.Ö. 4000 yılında Mısır'da kullanılmaya başlandığı tahmin edilen bu sistemde dikey olarak yerleştirilmiş bir çubuğun gölgesi, yatay yerleştirilmiş bir yüzeyde günün saatlerini gösteren bir kadrana düşer. Güneş gökyüzünde ilerledikçe ucunun saat üzerinde bıraktığı gölge, farklı saat çizelgelerine denk gelecek şekilde hareket eder. Bu saatin doğru zamanı göstermesi için çubuğun manyetik kuzeyi değil coğrafi kuzeyi göstermesi gerekmektedir. Ayrıca çubuğun yatay düzleme yaptığı açı, saatin bulunduğu coğrafi enleme eşit olmalıdır...
Gel gelelim, daha önceki yaşamında prens ve prenses, kral ve kraliçe olan bizler, imparatorluğundaki önde gelen fizikçi, matematikçi, mühendis ve zanaatkarları bir araya getirip bu yüksek teknoloji ürünü zaman ölçüm makinesini kusursuz bir biçimde ürettik. Sonra beklenmedik bir sürpriz oldu ve hava karardı, zaman bir anda karanlığa gömüldü. Ta ki güneş yeniden doğana dek...
Bizim için birkaç satırdan ibaret olan 2400 yıl sonra, M.Ö. 1600 yılından kalma, ne zaman icat edildiği tam olarak bilinmeyen su saati ve aradan 2400 yıl daha geçtikten sonra M.S. 800'lü yıllarda bir papaz tarafından icat edilen kum saati izledi bu zaman ölçme yarışını. Kum saati kiliselerde dua etme süreleri, gemilerde tayfaların nöbet süreleri ve gemilerin hızını aşağı yukarı tahmin etmek için kısa süreli bir zaman ölçme aleti, aynı zamanda da tahmini bir hız ibresi olarak kullanıldı. Ancak her zaman aynı sürede akışını tamamlamadığı için uzun süreli hesaplamalarda yüksek sapma payı vardı. Hep aynı hızda akmayan kum mu yoksa aynı hızda ilerlemeyen zaman mıydı, o bile muamma oldu yüzyıllar boyunca.
Dünya değişti, okyanuslar ticaretin ana mecrası oldular ve bambaşka bir sorun ile karşılaştı imparatorluklar: boylam sorunu, yani ekvator çizgisine yakın sularda ufacık bir sapma ile yüzlerce kilometre yolunu kaybeden ve bir daha hiç geriye dönmeyen ticaret gemileri. Bundan sonra kesenin ağzı gerçekten açıldı. İngiliz parlamentosu sorunu çözene 20 bin sterlin (şimdiki karşılığı ile 2,87 milyon sterlin) ödül verileceğini duyurdu.
Boylamın ölçülmesi zaman kavramı ile ilişkilidir. Denizde boylamın bulunması için, boylamı bilinen bir yerdeki yerel saat ile gemideki yerel saatin bilinmesi gerekir. Doğu-batı yönündeki her bir saatlik fark 15 derecelik yolu, yani 15 boylamı belirtir. Bu nedenle, yolu bilmek için, gemideki sallantılara bile dayanabilecek, sapması en aza indirilmiş bir zaman ölçme mekanizmasına ihtiyaç vardı.
İster quartz taşının saşmazlığına dayanan kolunuzdaki saat, ister telefonunuzdaki elektronik saat... Bugün sizleri dakik ve toplumun takdir edilen bireyleri yapan bu muazzam zaman ölçme aletlerini kaybolan denizcilere ve kapitalizmin sorunları çözme konusundaki yüksek motivasyonuna borçlusunuz. Gün içinde nabzımızı ölçen, randevularımızı hatırlatan akıllı saatler için de 6000 yıl önce gün batımında zamanın durmasıyla içini saran o tedirgin özgürlük duygusunu hisseden bazılarımızın atalarına selam olsun.
Yorumlar (0)