HERŞEYE RAĞMEN HAYAT

HERŞEYE RAĞMEN HAYAT

Afganistan’da 2007 yılında barışı sağlamak üzere oluşturulan uluslararası güvenlik gücünün faaliyetleri ve ülkedeki son durumu haberleştirmek üzere o dönem çalıştığım gazete tarafından Kabil’e gönderilmiştim. Kabil’de ilk günlerde ülkeye benden önce gelen Avrupalı bir kadın meslektaşımın edindiği burkayı giyerek güvenli bölgeden ayrılmış; daha önceden kurduğum güvenli bağlantılar aracılığıyla öğretmen, hekim, hemşire ve ebe kadınlarla buluşup Afganistan’da kadınların var olma mücadelelerini ilk ağızdan dinlemiştim. Keza ülkede kaldığım 40 günlük süre içerisinde bölge Taliban’dan temizlense de bir kadın olarak burkayla kentin sokaklarında yürürken yerel esnaf tarafından dahi sözlü uyarı ve tacizlere maruz kalmak alışılmış bir durumdu. İlerleyen yıllar içerisinde iki kez daha çalıştığım kurumlar için Afganistan’da görev yapma imkânım oldu ve her seferinde de kadınlar açısından farklı acılara, hikâyelere tanıklık ettim.

Özellikle son yıllarda başta Taliban’ın erkekleri kendi tarafına çekme yönündeki faaliyetleri, terör eylemleri ve bunun yanı sıra ekonomik zorluklar nedeniyle Afganistan halkı ya İran ya da Türkiye’ye ulaşmaya çalışıyor. Her gün televizyon ekranlarından, gazete haberlerinden “Kaçak Afgan göçmenler” ifadesi ile başlayan haberleri dinliyor ve okuyoruz. Türkiye’nin pek çok ilinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Ankara’da da çok sayıda Afgan mülteci barınmakta. Mültecilerle sahada yaptığım görüşmelerde sözü onlara bırakıyor, hikâyelerini dinliyor ve okuyuculara aktarmaya çalışıyorum. Geçen hafta Afganistan’da hemşirelik yaparken cihatçıların asitli saldırısı sonucu yaralanan Nefise Ajuri’nin hikâyesini sizlere aktarmıştık1. Bugün de hemen yan sütunda 2014’te Taliban’ın silahlı saldırısına uğrayan kadın hakları savunucu Fatima Naseery’in hikâyesi sizlerle buluşturduk. Hemşire Nefise ile görüşmede çeviri konusunda Fatima destek vermişti. Her iki kadın daha önce birbirlerini tanımıyorlardı, söyleşi vesilesi ile tanıştılar. Nefise ile görüşmemiz bittiğinde evden ayrılmadan iki kadın derin sohbet başladı. Her ikisinin de iznini alarak cep telefonumun kamerası ile samimi sohbetlerini kayda almaya başladım. Sohbetleri kimlikleri, imgeleri ve cinsiyetleri başkalarınca üretilmeyen hakikatin tam ortasından kulağa çalınan seslerdi. Yaşamlarının en mahrem yanlarını, dertlerini, sıkıntılarını, endişelerini, mutsuzluklarını ve toplumsal dünyalarını anlatıyorlardı. Nefise için geçmiş “ölü” değildi. Fiziksel ve ruhsal aldığı acının bir tarihi vardı ve bunu da bedeninde ve ruhunda en ağır haliyle yaşıyordu. Keza Fatima da fiziksel şiddeti yüzü ve bedeninde taşıyordu, belli etmese de ruhunda da. Lakin Afganistan’da kadınlara sistematik uygulanan şiddetin kolektif bir hafızası olduğunun da bilincindeydi. Nefise’ye güçlü olması gerektiğini öğütlerken coğrafyanın kaderlerini belirlediğini de sık sık tekrarlıyordu. Linkte yer alan Nefise ve Fatima’nın tesadüfü buluşmaları sonucu amatörce çekilen görüntüler, asla bir acı anlatısının fetişizmini aktarmayı hedeflemiyor. Kayda alınan ve her iki kadının izinleri ile kısa bir bölümü yayınlanan görüntüleri, hatırlatma, kadınlar açısından kolektif belleğin önemini görünür kılma, fiziksel ve ruhsal şiddeti yaşamış iki kadının kimlikleri, imgeleri başkalarınca üretilmeden, hakikatin tam da ortasından yükselen seslerinin duyulması için sizlerle buluşturduk. 

  1.  https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/2020/06/25/asitli-saldiriyla-yaralanan-nefise-ajuri-devrimimi-yaptim-geri-donmem/
  2. https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/2020/07/02/fatima-nazeery-umut-ettikce-guc-bulan-bir-kadinim/
  3. https://www.gazeteduvar.com.tr/video/2020/07/02/fatima-nazeery-umut-ettikce-guc-bulan-bir-kadinim-2/
Yazar Hale Gönültaş
Çeviri Sümeyye Naseery
Video Kemal
  • Paylaş

POPÜLER İÇERİK