Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Kardelen Mahalle Meclisi’nden

Kardelen Mahalle Meclisi’nden

80 darbesiyle beraber yaratılan toplumsal kültür(süzlük) tıkandı ve Gezi ile patlayan bu tıkanmışlıktır. Gezi “Patlaması”nın, patladığıyla kalmaması, toplumun üzerinden ölü toprağını kaldırması ve toplumun devlet “baba”nın mutlaklaşmış iktidarını daha fazla denetler ve kısıtlar hale gelmesini sağlaması için; benim de yapabileceğim bir şeyler olabilir diye, direnişin forumlara evrilmeye başladığı noktada “yeter ulan” deyip, sokağa çıktım. Oturduğum yerde, Batıkent’te tepkisel yürüyüşlerle başlayan süreç, siyasi parti ve örgütlenmelerin oluşturduğu Batıkent Dayanışma Platformu tarafından, önce serbest kürsü tarzında forumlara, ardından mahalle meclisi dediğimiz oluşumlara evriltildi. Gerek Batıkent içi, gerekse Batıkent ile diğer forumlar arasında (Parklar Bizim Ankara kanalıyla) iletişimi artırmaya ve kalıcı hale getirmeye çalıştım ve hala da bununla uğraşıyorum.

Mahalle meclisleri daha yeni, biraz kör topal da olsa ilerliyor, birbirimizden fikirler alarak süreci ilerletiyoruz, geçmişte buna benzer bir deneyim tam anlamıyla yok, Fatsa gibi yakın deneyimlerden faydalanılabilir düşüncesindeyim. İstanbul’da ve Ankara’daki diğer forumların çoğunda olduğu gibi, iş üzerinden örgütlenmek gerekliliği meclislerce görülmeye başlandı ve buna yönelik atölye, komisyon, masa gibi farklı adlar altında küçük çalışma grupları oluşturulmaya ve işlevsel hale getirilmeye uğraşılıyor. Bazı bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirildi (Hukuk, Eğitim ve Kentsel Dönüşüm ile ilgili), yerel sıkıntılara yönelik eylemler konmaya başlanıyor (Turgut Özal Mahalle’sinde okul sayısının yetersizliğine karşın bir okulun imam hatibe dönüştürülmesine karşı imza kampanyası başlatıldı...). Bazı mahalle muhtarları, bu meclislerin muhtarlığın faaliyetleri için yararlı olabileceğini, mahalle halkıyla doğrudan bir bağ kurmayı sağlayabileceğini fark etti ve toplantılara katılıyorlar, yerel sorunlara ilişkin söz alıp bilgilendirme yapıyorlar. Meclislerin sadece bir aydır var olduklarını ve yaz tatili içinde olduğumuzu düşünürsek, yine iyi yol kat ettik denebilir ve Eylül ayından itibaren bu sürecin daha da ivmelenebileceği öngörülebilir.

Mahalle meclisleri süreci iyi yürütülebilir ve yönlendirilebilirse,

- Yerel sorunlara müdahil olabilir.

- Genel sorunların yereldeki yansımaları üzerinden, genele de yansıyacak eylemler üretebilir.

 - Toplumun iktidar üzerinde sürekli denetim kurabilmesini kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir.

- Direniş kültürünün sürekliliğini ve yayılmasını sağlayabilir (nitekim sağlıyor da) Slogan olsun diye söylemiyorum:

 Soluğunuz uzun ve umutlu olsun. Bu daha başlangıç, çalışmaya, mücadeleye devam.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış