Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Önce İtfaiye Meydanı Vardı!

Hala her üç isimle de anılır Ankaralıların en merkezi ve sürekli eskici pazarı. İtfaiye Meydanı, Hergelen Meydanı ya da bit pazarı.

Önce İtfaiye Meydanı Vardı!

İtfaiye Meydanı, Hergelen Meydanı ya da bit pazarı. Hepsi aynı kapıya çıkar! Hala her üç isimle de anılır Ankaralıların en merkezi ve sürekli eskici pazarı. Ankara’nın orta yeri bit pazarı desek yeri. Opera’ya yüz, Merkez Bankası’na ve Gençlik Parkı’na bir kaç yüz metre mesafededir. Ulus Heykel’e ya da Sıhhiye’ye aylak tempoda 10 dakikada yürürsünüz. Şimdilerde onca AVM açıldı da pabucu dama atıldı sanılmasın. AVM’ler açıldıkça daha da canlanıyor bit pazarı. Çünkü, önce İtfaiye Meydanı vardı! Bakmayın siz açılan onca dev yapı marketine, AVM’ye; iddiamız odur ki hala hiçbirinde İtfaiye Meydanı’ndaki çeşit yoktur. Satılan zerzevattan değil bahsimiz sadece, Hergelen Meydanı’ndaki insan çeşidi de bulunmaz hiçbir AVM’de. Eşyanın da insanın da her çeşidi bulunur. Hergelen önce bir buraya gelir. Hele de öğrenciyse ve ev kuracaksa bit pazarı tavaf edilmeden olmaz. İtfaiye Meydanı’na geldiyseniz Ankara’ya geldiniz demektir. Hoşgeldiniz!

En orjinalinden deri montlardan, çizmelerden, sıfır kilometre kaset çalara; en cafcaflısından, en alçak gönüllüsüne kanepeden, yıldır yıldır yanan vitrine; define sandığından, filmin her türlüsüne; ikinci el kaykaydan, 45lik plaklara; piyanodan, sinema makinasına; inşaat aletlerinden, eski kitaba kadar aklınıza gelen her şey vardır itfaiye meydanında. Aklınıza gelen her şey dediysek tam dediğimizi kastediyoruz. Hayal gücünüzü sınırlamayın. Aynı marka ve renk ikinci el bir ayakkabıdan 100 çift bulabilirsiniz örneğin. Bulamayacağınız şey pahalılıktır, suratsızlıktır. Aman dikkat, pazarlık etmeyeni de çok pazarlık edeni de sevmezler bit pazarında. Gitmişken, erken gidin de öğlen ‘Hacı’nın orda bir de kokoreç yiyin. Üstüne çayınızı için. Biraz zaman ayırın. Bit pazarı aceleye gelmez. Hiçbirşey almadan çıkmayın sakın bit pazarından! En azından Paşa dayının el arabasında sattığı incirlerinden(mevsimine göre portakal ya da çilek de olabilir) alın. İşiniz bitip de evinize dönerken bana hak verecekseniz: Önce İtfaiye Meydanı vardı!

 

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış