Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Özgür Nehirler İçin Büyük Atlama #dirennehir

Özgür Nehirler İçin Büyük Atlama #dirennehir

14 Temmuz 2013 Nehirlerin özgür akması için 14 Temmuz Pazar günü tüm Avrupa ile aynı anda Türkiye’nin otuzu aşkın noktasında yüzlerce insan nehirlere, onların beslediği göllere ve denizlere atladı. Her yıl tüm Avrupa’da düzenlenen Büyük Atlama, Türkiye’de de Hasankeyf’ten Burdur’a, Samsun’dan İzmir’e birçok noktada gerçekleştirildi. Büyük Atlama’nın amacı bir yandan nehirlerin yaşaması için mücadele verirken, bir yandan da nehirlerin bizim için ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu bizzat suyu kucaklayarak hatırlamak. Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nehirlerin üzerindeki tehditlerin başında barajlar geliyor. Anadolu’nun hemen hemen tüm dereleri, nehirleri enerji üretimi gerekçesiyle şirketlere devredildi. Yüzlerce yıldır vadisinde doğa dostu geleneksel bir yaşam sürdüren yerel halkın geleceği ile birlikte Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin yüzde 80’i de suyun borulara ve tünellere hapsedilmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Büyük atlamanın Türkiye’de ilk defa gerçekleştiği ve Türkiye’deki son büyük doğal nehir olan Dicle Nehri üzerinde kurulması planlanan Ilısu Barajı yapıldığı takdirde Yukarı Dicle Vadisi ve 10 bin yıllık tarihi Hasankeyf kenti geri dönüşü olmayacak bir şekilde yok olacak ve on binlerce insan yurtlarını terk etmek zorunda kalacak. Üstelik Hasankeyf ve Dicle Vadisi UNESCO Dünya Mirası kriterlerinin onda 9’unu sağlayan dünya üzerindeki tek yer. Ankara’da Süvari Çayı’nda Atladık Ankara’nın Beypazarı ilçesine bağlı Uruş beldesindeki Süvari Çayı; Köroğlu Dağları Önemli Doğa Alanından (ÖDA) doğup, Kirmir Vadisi ÖDA’sına doğru yol alan, yöre insanlarının alabalık avladığı, mendereslerinde çeltik yetiştirdiği, nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan küçük akbabanın yaşadığı, özetle eşsiz doğasına hayat veren tertemiz bir çay.

Çay üzerine Dereli HES Projesi yapılmak istendi ancak yöre halkının, ilgililerin ve Doğa Derneğinin çabaları ile Dereli HES «Çed Gerekli Değildir» kararına karşı açılan davada, duruşmanın ardından nihai karar açıklandı. İptal kesinleşti. Bu arada hukuki mücadele de devam ediyor. Şimdi kamulaştırma kararına karşı bir dava da sürüyor. Yöre halkından ve doğa gönüllülerinden oluşan 30’dan fazla kişi bu haberi yaygınlaştırmak ve Nehirlerinin Özgür Akmasını istediklerini anlatmak için Büyük Atlama organizasyonu kapsamında Süvari Çayına atladı. Nehirlerin yaşam kaynağımız olduğunu belirten Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz, “Planlanan 2000 baraj ve HES projesi gerçekleştiği takdirde Türkiye'de özgür akan tek bir nehir bile kalmayacak, göllerimiz kuruyacak, denizlerimizde yaşam olmayacak.

 Oysa bizler suyla olan bağlarımızı yeniden hatırlamak, suyla bütünleşmek ve yaşam kaynağımızı korumak istiyoruz. Hasankeyf örneğinde olduğu gibi bir avuç kazanç uğruna nehirlerimizin “yenilenebilir enerji” adı altında “yeşil ekonomi'nin bir parçası olarak baraj ve HES’ler ile yok edilmesine sessiz kalmayanlar Anadolu’nun dört bir yanında suyu şükranla kucaklayarak nehirlerin ortak yaşamımız için ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu hatırlattılar.” dedi.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış