Yıllar önce politika kentlerin sokaklarından, bulvarlarından, meydanlarından taşardı. İletişim devrimi sonrası tüm dünya kentlerinde olduğu gibi Ankara’da da politika yapma mekânları, alanları değişti. Ankara’da politika dış mekânlardan iç mekânlara taşınır oldu. Çünkü kitlelere ulaşma yöntemi değişti. Artık siyaset insanlara dokunarak değil televizyon, internet ve gazetelerle oluyor. O nedenle politika sokaklardan çekilmiş görünüyor. Bu görünüme karşın Ankara ülkenin politik başkenti olduğu için hak aramaların da merkezi olma konumunu sürdürüyor.
ANKARA’YA KOŞMAK… “Ankara, Ankara güzel Ankara, Seni görmek ister her bahtı kara. Senden yardım umar her düşen dara Yetersin onlara güzel Ankara.
Bu sözün son dizesinde söylenen ‘yetersin’ sözünü yetmezsin yine de sana koşarlar diye değiştirmek daha gerçekçi olur. Yetmese de ülkenin her yerinden Ankara’ya koşulur. Bireysel ya da kitlesel olarak insanların aklına ilk koşacakları kent olarak Ankara gelir. Hatta sorunların çözümü konusunda Ankara dertlilerin aklından hiç çıkmaz. En son katıldığım ‘HES’lere karşı yapılan mitingde gördüğüm gerçek siyasi partiler alanları dolduran sivil toplum örgütleri ile buluşup aynı havayı solumuyor. Siyasi partiler sivil toplum örgütleri ile kurumsal ilişkiyi başaramıyor. Liderler güçleri elinden gidecek diye STK’larla kurumsal ilişki kurmak istemiyor daha doğru. Yoksa Ankara’da çevreci bu kadar az sayıda olur mu? Politikanın okulu olan siyasi partiler, politikayı besleyen kanallara sahip sivil toplum örgütleri ile buluşamıyor ki, sokakla, meydanla buluşsun.
Bizler 70’li yıllarda Ankara’nın en büyük gecekondu semti Altındağ’da parti başkanları, milletvekilleri ile tartışma şansını yakalamış gençlerdik. Şimdi gençler sevdikleri, oy verecekleri parti başkanlarını televizyonlarda izliyor, gazetelerde okuyor. Bu uzaklık bizdeki gibi liderlere karşı tutkulu bir sevgi yaratamıyor. Partiler yeni iletişim alanları ile daha geniş kitlelere ulaşmanın yollarını seçiyorlar. Görsel ve yazılı iletişim alanlarına bir de sosyal medyayı ekleyerek politika yapmanın kolaycılığındalar. Oysa politika dokunarak yapılırsa gücü de o kadar etkili olur.
ANKARA’NIN EMEK MEYDANI
Bu yazımda size bir müjde vereceğim. Yakın bir tarihte Ankara’nın yeni bir ‘Emek Meydanı’ olacak ve basın açıklamaları bu meydanda gerçekleşecek. Bu meydandaki eyleme omuz veren Ankaralılar; yapımı süren bu heykelin dikilişi ile o soylu direnişi anımsayacaklar ve Ankara politik kent olma özelliğini pekiştirecek. Eski Türk – İş başkanlarından Seyfi Demirsoy’un “ Ankara’da Türk – İş var.” sözü kentin belleğine kazınacak, belki de tarihine yazılacak…
ANKARA POLİTİKANIN KALBİ…
Ankara ne kadar politikaya kapatılırsa kapatılsın politik bir kent olma gerçeğini sürdürüyor. Son seçimde politika karanlık odalara çekiliyor. Karanlık odalar, kutular, oyunlar politikanın aydınlık yüzünü de karartmaya çalışıyor. Politikanın eril yüzü yok ediliyor. Ankara’nın sokaklarından, bulvarlarından, meydanlarında kayan politika karanlık odalara sığmıyor. Ankara tüm karanlık oyunlara karşın yine de politik kent olma özelliğini cafelerde, kahvelerde, pastanelerde, lokantalarda, örgütlerde, üniversitelerde koruyor ve politika soluyor.
Yorumlar (0)