Berlin’de seçim propagandalarının başladığını nerden farkediyorlar o zaman diyeceksiniz? Efendim aşağıda göreceğiniz üzere, her partinin o bölgeden aday olan politikacısı seçim bölgesinin merkezi noktasına küçük tefek standlar, sahneler hatta bir kahve masası atıp; eline de çocuklara vermek üzere balonlar alıp, direkt seçmeniyle iletişim kuruyor. Bölgenin pazar yerlerini dolaşıyor, halka kendini tanıtıyor. Ama sessizce ve mütevazi bir grupla. Koruma orduları filan olmadan. En önemlisi; seçim şarkısı olmadan, büyük otobüsler, konvoylar, bayraklar olmadan! Geçtiğimiz sonbahar, 22 Eylül 2013’te Almanya’da genel seçimler yapıldı. Peki o seçimler öncesi halk Merkel ile nerede kucaklaştı, milyonlar hangi büyük meydanları doldurdu taşırdı diye merak ediyor olabilirsiniz.
Ya da Sosyal Demokrat Parti SPD adayı Peer Steinbrück konvoyuyla hangi güzergahları turladı, seçim propagandası boyunca kaç ilde konuşma yaptı, sesi ne zaman kısıldı gibi sorularınız vardır. Merkel’in turunu incelersek; güzelim seçim otobüsü ve LED ekranı ile 56 şehir gezen Merkel’in seçim turu Alman basını tarafından abartılı bulundu; ‘kampanyanın adı Merkel’ başlığına rastlıyoruz bir Köln gazetesinde. Fotoğraflarda gördüğünüz Lübeck şehrinin tarihi meydanına topladığı kalabalığın çoğu partililerden oluşuyordu. Maalesef helikopterden fotoğraf çekip kaç kişi gelmiş diye saymak akıllarına gelmediği için size o tarz bir aktarımda bulunamıyorum. Ama gerideki binalardan meydanın büyüklüğünü çıkarabilirsiniz. Sakince sandalyelerde oturdukları için bayılanlar ve sahneden ayıltılanlar da olmamış, basına da yansımamış. Seçimde başbakanlığa aday olan politikacılar için propagandanın zirve noktası televizyondaki düello gecesi.
1 Eylül’de gerçekleşen bu yayınının tarihi Haziran ayından belirlendi dersem, ne denli ciddiye alındığını daha iyi ifade edebilirim belki. Hani Amerikan başkan adaylarının yaptığı türden bir yapısı var programın; bir grup gazeteci, 2 aday, cevaplar için kısıtlanmış süreye uyma mecburiyeti ve programın ardından her açıdan yapılan değerlendirmelerle notlama. Kurallar son derece net ve sıkı, gazeteciler acımasız, ortamın sulanması veya suistimal edilmesi mümkün değil. Seçim programları üzerine sorular, ülkenin sorunları, diplomasi; liderler her söyledikleriyle büyüteç altına alınıyorlar. Son seçim öncesinde bütün Almanya Angela Merkel-Peer Steinbrück düellosuna kilitlendi. Birarada görünmek ve karşılaştırılmaları için tek bir programla nokta atışı yapmak zorunda olan iki aday, 4 televizyoncunun karşısında eşit derecede zayıf bulundular o akşam.
Bunları anlatarak ‘bu sistem şahane, nasıl da medeni, özenmeliyiz’ demeye getiriyorum sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çok ciddi çok! Hani bu kadar da olmamalı. Ankara’da çocuklarla taksiye binip, ‘çocuklar Almanya’da öne oturamaz, çocuk koltuğu olmadan oturamaz, ara sokaklarda en hızlı 30 km hız yapılır’ muhabbeti açıldığında şoförün dediği gibi ‘Öyle yaşamak da çok sıkıcı be abla!’. Neyse ki bu son seçimlerde birkaç neşeli faktör vardı. Nerde kalmıştık, televizyon düellosunda, ordan devam edelim: Sonrasında 17,6 milyon kişinin izlediğini öğreneceğimiz düello başlar başlamaz sosyal medya ve gazetelerin internet sitelerinin çalkalanmasına neden olan, yayındaki herkesten rol çalan hiç beklenmedik bir yıldız doğdu; Angela Merkel’in kolyesi! Alman bayrağının siyah kırmızı altın renklerini taşıyan kolyenin o akşama özel seçilip takıldığı, bir imaj çalışması olduğu kesindi.
Ancak Merkel renkleri ters yönde takıp da Belçika bayrağına çevirince, gecenin bombası twitter’da patladı ve 7 bin 384 kişinin takibe aldığı Deutschland Kette yani Almanya Kolyesi hesabı açıldı. Ve tweetledi ‘beni yanlış takmış!’. Gece boyunca yazışan kolye hesabı, 22 Eylül’deki seçimlerden çok önce popülaritesini kaybetse de düelloya damgasını vurmuş oldu.
Aslında, Alman sosyal medyasının Türkiye kadar fırlama ve yoğun mizah yüklü olduğunu söylemek zor. Siyasi mizah için malzeme çok sık ortaya çıkmıyor; yoğun bir siyasi hicivden söz etmek daha doğru. Ve Alman hicvi bayağı ağır bir hiciv bana inanın. Türkiye ile karşılaştırdığınızda, bizim kültürümüzde hakaret olarak algılanabilecek değerlendirmelere rastlayabilirsiniz. Örnekleyelim: Merkel’in Wikipedia’da bir madde başlığı, adına açılmış tumblr hesabı dahi olan meşhur bir duruşu var. Merkel-Raute yani Merkel Karosu/elması/baklavası denmekte bu duruşa.
Çoklu Merkel fotoğrafında görmekte olduğunuz hareket, bizim Nevzat Atlığ Klasik Türk Müziği koristi duruşu dediğimiz jest. Uzmanlar bu duruşa birbirinden şairane anlamlar yüklemekte; İngilliz The Economist dergisi hareketi Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi ile ilişkilendirerek ‘Hepsini yönetecek tek yüzük, güç karoda’ başlığını atmış zamanında.Bu duruş Merkel’in içindeki enerjiyi rakiplerini boğmak veya küçümsemek üzere vücudundan dışa aktarmak için kullandığı bir çember; köprüleri ve komşuluğu simgeleyen bir çatı. Merkel’e göre ise sırtını dik tutmasına yarıyor. ‘Kadın arması’ olarak da adlandırılan bu jest ile vajinayı ima ettiği yani kadınlığına vurgu yaptığına dahi inanılıyor.
Sanki buna tüy dikmek istercesine rakibi Peer Steinbrück, Süddeutsche Zeitung Magazin için yapılan fotoğraf çekiminde kendisine takılan Peerlusconi, Problem-Peer gibi isimler için ne düşündüğünü malum parmağıyla ifade etmez mi? Solcu Berlin gazetesi taz hemen çakıyor başlığı: ‘’Penis Vajinayı Takip Etti’’.
Merkel Karosu adıyla açılmış bir tumblr adresi var demiştim, http://merkelraute.tumblr. com. Sayfada, 2013 seçimlerinden hemen önce Berlin’de asılan ve çok yadırganan, bu kadar büyük bir afiş yasal mı dedirten ‘Almanya’nın geleceği iyi ellerde’ için yapılan fotomontajlar yer alıyor.
Size yaşadığımız son Alman seçim döneminden alıntılar yaparak lafı nereye bağladığımı şu ana kadar netleştiremediysem açık açık yazayım; eleştiri afişleri sokaklardan toplanmıyor, sosyal medya kapatılmıyor, kimse dava edilmiyor, internet sayfalarını kontrol etmek için yasal düzenleme derdine düşülmüyor. Karikatüristleri mahkemeye vermek, sokaktaki vatandaşla ağız dalaşı, siyasi rakiplere tazminat davaları filan olmayınca da gerçekten heyecansız, sürprizsiz ‘öyle de yaşamak çok sıkıcı be abla’ bir siyaset ortaya çıkıyor.
Yorumlar (0)