Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Ursula, Çocuklar ve Ejderhalar

Belki de son yüzyılın en iyi siyaset bilimci ve sosyoloğuydu Ursula K. Le Guin. Gücü, iktidarı, bilgiyi, cinsiyet ilişkilerini, savaşları büyüyle harmanladı, ejderhalarla havalandırdı ve satırlara döktü. Hakikati anlatmanın incelikli yollarından götürdü okuyucularını. Neyse ki Ursula küçük okuyucuları da ihmal etmedi. Ama öyle ünlü yazar çocuk kitapları da yazıyor gibi değildi onun çocuklar için yazdıkları. O zaten çocuklukta var olan ve yetişkinlikte kaybolan sihrin peşindeydi.

Ursula, Çocuklar ve Ejderhalar

Şimdinin yaygın, herkesçe ulaşılabilir çocuk kitapları oldukça köşeli sayılır. Çocukları geleceğe hazırlama iddiasındaki bu kitaplar çoğunlukla çocukluk ışıltılarını, düşlerini kaybetmiş yetişkinlerince yazılmıştır. Böyle marş eşliğinde uygun adım yürüyüş tadında çok kitap dolduruyor rafları. Oysaki Ursula yetişkinlere yazarken de çocuklardan, çocukluktan ilham almayı ihmal etmiyordu.

Bir röportajında bunu şöyle aktarmış;

“Fantazi elbette hakikidir. Olgulara dayanmaz, ama hakikidir. Çocuklar bilir bunu, bu yüzden yetişkinler fantaziden korkarlar. Çünkü fantazideki hakikatin, yaşamaya mecbur edildikleri ve kabullendikleri hayatın sahteliğine, kofluğuna, gereksizliğine, sıradanlığıyla yüzleştirmesini istemezler.”

Ursula yetişkin bir dünyadan çocuklara bakmak yerine çocukluğu, düşü, hayali ve yaratıcılığı yitirmeden dünyaya bakan ve anlayan bir yazar olarak çocuk kitapları yazdı. Yazdığı on bir çocuk kitabının hepsi henüz Türkçeye çevrilmiş değil. Şimdilik çevrilenler şöyle; Kanatlı Kediler Masalı, Balık Çorbası ve Balina Süleyman'ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu.

Bu kitaplarda kediler kanatlanıp uçuyor, zürafa ile bir yılan dünya turuna çıkıyor. Bu kitaplarda düşüncelere kaşık sallamak, evde inek beslemek serbest. Farklı olmak, değişen kentler, dostluk, sahiplenme gibi birçok konu Ursula’nın satırlarında hayat buluyor. Ama elbette kıssadan hisse tadında değil de bir macera kuyruğunda hayat buluyor. Eski zamanların hikaye anlatıcıları gibi her dinleyen ve okuyan için başka şeyler anlatıyor Ursula K. Le Guin.

Ursula K. Le Guin çocuklar için de yetişkinler için de zamansız bir yazar. Bu nedenle gidişi sadece yeni kitaplar yazamayacağı anlamına geliyor. Bu biz müdavimleri için oldukça hüzünlü bir gerçek. Ancak zamansız ve zamanı geçmeyen öyküleri, şiirleri, masalları ve ejderhaları her çocuğun ve yetişkinin yoldaşı olmalı. Yoksa düş gücünü yitiren, ejderhalara ve büyülere inanmayı bırakan yetişkinler oluruz. Ursula’nın dediği gibi “

“Ejderhaların varlığını reddedenler çoğunlukla ejderhalar tarafından yenirler. İçin için...”

Ki bunu hiçbirimiz istemeyiz.
Ejderhalara ve büyüye inanmayı asla bırakmayın ki, dünya güzel bir yer olsun.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış