Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Yoldaşlık ile plastik sandalyeler arasında: CHP en güçlü olduğu yerde oyun kuruyor

Tarihi dönemeçler öncesinde alınan pozisyonlar değerlidir. Doğru pozisyon almayanların heybesi öfkeyle dolar. Lider ve yönetici kadrolar ise o öfkeyi boşaltmakla, kine dönüştürmemekle yükümlüdür. CHP’deki ana akım siyaset, gündemin baş döndürücülüğü içinde bu aşamaları gözardı etmiş olabilir. Yarın yapılacak büyük kongre bunun yaşanıp yaşanmadığının sağlaması olacak. Çünkü CHP’nin her bir adımı tarihin neredeyse her döneminde buna benzer fay hatlarını harekete geçirmeye veya enerjiyi boşaltmaya yarar. Her iki durumda da kamuoyu ilgiyle CHP’yi izlemeye başlar. Zaten en çok bu yüzden CHP’nin bir demokrasi ölçütü olduğunu hatırlatmaya çalışırız; yine bu yüzden Erdoğan ve yandaşları CHP’yi tartışmaya açmaya ve onu örselemeye çalışırlar.

Yoldaşlık ile plastik sandalyeler arasında: CHP en güçlü olduğu yerde oyun kuruyor

Muhalefet birikiyor

İktidar partisinin “şaibeolarak kodlamaya özen gösterdiği önceki büyük kongrede ikili bir delegasyon görüntüsü vardı. Ancak büyük kongre seçimini büyük ölçüde İstanbul İl kongresinde belirlemişti. Hatırlatalım, Özgür Çelik esasen hem İmamoğlunun hem de Kılıçdaroğlunun ortak adayıydı. Erdoğan Toprak’ın planına göre Çelikin adaylığı İstanbul delegasyonunu ikiye bölecek; hem Kılıçdaroğlunu sadakat tamamlanacak hem de İmamoğlunun itibarı kurtarılacaktı. Böyle bir tabloda Özgür Özelin büyük kongre salonuna girmesi mümkün olamazdı. Ancak Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, İmamoğlunun nüfuzunu artırmasına engel olmak için Çelikin karşısına Cemal Canpolat’ı çıkarmayı öngördüler. O restleşme Özgür Özelin önünü açtı. Büyük kongreye girerken delegasyon bilindiği gibi ikiye bölündü.

Büyük kongreden sonra yaşananlar geniş kamuoyu açısından Özgür Özelin mutlak zaferi olarak algılandı. Ancak unutulan çoğunlukla şu oluyor: Özelin seçilmesiyle birlikte genel başkanın altının sağlamlığına işaret eden Parti Meclisi sandıklarında Kılıçdaroğlu destekçisi delegasyonun bir bölümü oy kullanmamıştı. Bu da Özelin alelacele hazırlanan PM listelerinin sorunsuz şekilde seçilmesini sağlamıştı. Bu görüntü yerel seçime hazırlanan yeni genel merkez yönetiminin elini oldukça rahatlattı. Kılıçdaroğlu döneminde birtakım dengeler gözetilerek hazırlanan belediye başkanlığı listeleri Özel döneminde hızla değiştirildi. Kanımca Özel parti içi ilk muhalefetini o listeler açıklanırken kazanmıştı. Kılıçdaroğlu gibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı değiştirmek için iki dönem beklemek yerine bunu iki aya sığdırdı. Bu da örgütlerde dalgalanmalar yarattı.

Dört parçalı delegasyon

Politik süreçlerin belirli zamanlarda siyasal iletişime indirgenmesine bağlı sorunlar, konuları kavrayış biçimleri ve aksiyon alma isteğinin yarattığı politik boşluklar kamuoyunun önünde sıklıkla tartışıldı. Bütün bunlar ufak ufak belirli bir muhalefetin Özelin karşısına çıkmasını sağladı. İmamoğlunun tutuklanmasına kadar epey tartışmalı görünen CHP yönetimi o tarihten itibaren sokağın kurduğu baskıyla birlikte güçlü ve kesintisiz bir muhalefet örüntüsü kurdu. Ne kadar kayyım tehlikesi işaret edilse de Özel güçlü olduğu bir dönemde büyük kongre toplayarak kurguyu yeniden yapmayı uygun görmüşe benziyor. Ancak karşısında birtakım problemler var.

Uzun süreden beridir CHP delegasyonu ilk defa bu kadar parçalı ve keskin hatlarla bölünmüş durumda. Hali hazırda varlığını bildiğimiz Özel ve Kılıçdaroğlunun delegasyonunun yanı sıra Özelle kısmen bir yol ayrımına gitmiş İmamoğlu delegasyonu da mevcut. Bu üç farklı parçanın yanı sıra dördüncü bir grup daha var. Adana ve Mersinin öncülüğünde toplanmış, çoğunlukla güney illeri; onun doğusunda kalan illeri kapsayan dördüncü bir ekip. Esasen temel saik ve pratiklerinin içinde partinin bölünmüş ve tartışılan bir yapıda görüntü vermemesiuğraşısı olan bir ekip bu. Ayrıca Özele bir kredi açılmasını savunan, Kılıçdaroğlunun emeklerinin yatsınmaması gerektiğini belirten, aynı zamanda kadroların değişmemesi eleştirisinin gereğini yerine getirmeyi amaçlayan bir ekip. Dolayısıyla sorunlara karşı çoğunlukla söylemek yerine eylemekle ilgililer. Kongre salonunda ağırlıklarını hissettirecekleri anlaşılıyor.

Hesap verilebilirlik

Bu dörtlü delegasyon yapısı birtakım ittifakları da beraberinde getiriyor. İmamoğlu ve Özel ekipleri sorunlara rağmen halen yakın görünüyorlar. Kılıçdaroğlu delegasyonu Özel konusunda sert bir tutuma sahip. Genel başkanlık yarışında Ümit Uysala kısmibir destek vermekle birlikte PM seçimlerinde İmamoğluyla birlikte liste çıkarmaları çok muhtemel. İmamoğluna yakın Gökhan Günaydın ile Kılıçdaroğluna yakın Oğuz Kaan Salıcı’nın belirli aşamalarda fikir birliği içerisinde olmaları da bunu kanıtlıyor. Güney ekibi ise ilkesel olarak il başkanlarının belirleciliğini önemsiyor. Örgüte yaslanan makul ses olmak partiyi bir arada tutabilir üstelik. Bütün ekiplerin tam ortasında pozisyon alıyorlar.

Bütün bu tablo içerisinde hesap verilebilirlikle ilgili bir problem beliriyor. Az önce belirtiğim gibi, Özelin kredisi yüksek ve büyük ihtimalle genel başkanlık yarışını açık ara önde bitirecek. Ancak MYKsında yer alan isimlerin açıklamaları örgütte birtakım sorunlar yarattı. Bir öfke varsa bunun patlak vereceği yerin PM seçimleri olacağı anlaşılabilir. 

Sokağın cebinden çıkaracağı kırmızı kart

Genel başkan Özgür Özel, partisinin en güçlü olduğu yere, yani büyük kongreye başvurma gereği duydu. Buradan hem CHPye hem de Türkiyeye bir mesaj vermek mümkün. Parçalı delegasyon görüntüsü yoldaşlık kültürünü öne alarak bütünleştirmek mümkün. Üstelik bunu yaparken Türkiyenin önüne bir iktidar programı koymak da. Bütün bunları yapmak yerine son kaleedebiyatına yaslanmak yine savunmada kalmak anlamına gelir. İktidar yandaşları CHPyi tartışmaya açmaya çok hevesli, sokak ise istemeyerek cebinden kırmızı kart çıkarabilir.

 

CHP en güçlü olduğu yerde yoldaşlık ile plastik sandalye arasında salınıyor.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış