Aslında Solfasol’a yazdığım ikinci yazı bu, ama düzensiz fakat sürekli yazacağım yazıların ilki. Ankara’nın eskileri Ankara çocuklarına ‘Ankara bebesi’ derler. Ankara’da doğmadım, ama 8 yaşımda ilkokul ikinci sınıfta geldiğim Ankara’da geçen ilk-orta-lise ve üniversite eğitimim üstüne iki yıl askerlik, 2,5 yıl da evliliğimin ilk yıllarına ve en son olarak da bir ‘Osmaniye Depremzesi’ olarak tekrar geldiğim 2023 yılından beri, toplam 23 yıllık Ankara bebesi sayılırım.
Halk sağlığı uzmanı olan bir tıp doktoruyum. Eski tüfeklerden ve 68’lilerden değilim, 78’liyim. İlgi alanım halk sağlığının ileri uzmanlık alanlarından ‘Çevre sağlığı’. Çevre sağlığının altta sıraladığım 17 temel konusu var.
- Atık Yönetimi ve Toprak Kirliliği
- Besin Niteliği ve Güvenliği
- Çevre Sağlığı Politikaları
- Çalışanların Sağlığı
- Çevre Sağlığı Yönetimi
- Enerji
- Hava Niteliği
- Gürültü Denetimi
- İnsan Ekolojisi ve Yerleşimleri
- İyonlaştırıcı ve İyonlaştırıcı Olmayan Işınım (radyasyon)
- Kaza ve Yaralanma Denetimi
- Su Niteliği
- Tarım
- Taşımacılık Yönetimi ve Korunması
- Toprak Kullanımı Tasarlaması
- Turizm ve dinlenme-eğlenme-spor etkinlikleri
- Vektör (hastalık taşıyıcısı) Denetimi
Günümüzde çevre sağlığı: halk sağlığı ve bazı sağlık mesleklerini de içine alan; afet uzmanlarından hukukçulara; mühendisler, mimarlar ve şehir planlamacılarından çiftçilere; ormancılardan, meteoroloji mühendislerine ve psikologlardan itfaiyecilere yaklaşık 70-80 mesleği (bunlara çevre sağlığı meslekleri deniyor) ve bu meslek sahiplerini eğiten, uzmanlık veren yaklaşık 36 anabilim alanını 76’den fazla bilim dalını ilgilendiriyor.
Bilmek, tanıklık demektir. Tanıklık da sıradan bir yurttaş sorumluluğundan daha fazla sorumluluk getirir. Yazılarımda, Ankara’nın çevre sağlığını ilgilendiren konularını alışagelmediğiniz bir biçimde, olaylara bütünsel ve doğa yasalarını hatırlatarak (ekolojik yaklaşarak) ve olabildiğince günlük örnekler üzerinden anlatmaya çalışacağım. Yazılarımda “Ne ilgisi var?” diyeceğiniz birçok günlük yaşam sıkıntılarımızın ve sorunlarımızın altında ‘doğanın -kimine göre Allahın- işine karışmak’ yattığını biraz da mizah katarak anlatmaya çalışacağım.
*
Bir konferansında Sunay Akın, “İnsanlar ikiye ayrılır”, demişti: “okuyan insanlar ve okumayan insanlar!”. Ben de benzer sınıflamalar yaparak çevreyi: ‘şehir çevresi’ ve ‘doğal çevre’; canlı cansız bütün varlıkları da ‘şehir çevresi varlıkları’ ve ‘doğal çevre varlıkları’ olarak ikiye ayırıyorum. Kimileri şehre ‘kent’ ya da ‘city’ de diyorlar. Aslında en temel ayırım: ‘doğal ve yapay çevre’ olarak yapılır. Yabancılar ‘yapay çevre’ye ‘build environment’ (insanlarca yapılmış çevre) diyorlar.

Hoca arkadaşım, orman mühendisi ve yangın ekoloğu Prof. Dr. Tuncay Neyişçi ise: evrenin ve canlıların, ardından insanın ortaya çıkma ve evrimleşme aşamalarına, avcı-toplayıcı insanlardan tarım devriminin doğadaki yaptığı değişime, sanayi ve sonunda günümüz toplumuna bakarak, “Her şey doğal, çünkü insan doğalsa, yaptıkları da doğal.” diyor. Yani yapay çevre de doğal ve ekolojik.
*
Jules Verne’in “Balonla Beş Hafta” romanındaki gibi sepetli balonların kullanıldığı eski zamanlarda iki bilim insanı bir araştırma balonuna binerek muhtemelen bir coğrafi keşif gezisine çıkmışlar. Zamanla rüzgâr bunları, bilmedikleri bir yere sürüklemiş. Bilim insanlarından birisi biraz alçalıp aşağıda tarlada çalışan köylülere nerede olduğumuzu soralım, demiş. Seslerini duyuracak kadar köylülerin üzerine alçalıp köylülere bağırmışlar:
- HEEY! NERDEYİZ?
Köylülerden bir kaçı hep bir ağızdan cevap vermişler:
- BALONDAAA!
Bu kısa bilim insanı hikâyesine kadar sizlere kabaca nerede olduğunuzun ne kadar göreceli ve bulanık olduğunu anlatmaya çalıştım.
Koca Âşık Veysel de boşuna söylememiş:
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa.
Biz bunu daha güncelleyip:
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Çok alanlı bütünsel bilimsel yaklaşım olmasaydı, diyeceğiz ve gelecek yazılarımda Ankara örneği üzerinden, ”Koyunların kurtlarla gezdiği” ya da “Koyunların kasaplarına oy verdiği” bir toplumda ‘çok alanlı (multidisipliner) bütünsel bilimsel yaklaşım’ın önemini, aksi takdirde ‘düğümlerin nasıl çözülemeyeceğini’ karınca kararınca anlatmaya çalışacağız.
Yorumlar (1)
Akademik mobbing
1 gün önce / 26.05.2025Adnan Menderes Üniversitesi’nde doçent unvanıyla görev yapmaktayım. Ancak Dr. Öğretim Üyesi kadrosundaki MYO müdürü tarafından tarafıma sistematik mobbing uygulanmakta; haftalık 25 saat ders zorla verilmekte ve akademik çalışmalar yapmam engellenmektedir. Doçentlik unvanım göz ardı edilerek öğretim görevlisi gibi değerlendirilmem adil değildir.
Beğendim 0 | Beğenmedim 0 | Cevapla