SOLFASOL’un, Eylül 2022 sayısında, Ankara Maltepe Mebusevler’deki kooperatif yapısı olan Suna Berker evini ve hikayesini yazmıştım. Bu sayıda da yine bir kooperatif yapısı olan Ankara Gaziosmanpaşa’daki bu güzel evi ve hikayesini kısaca yazmak istiyorum.
Ankara Gaziosmanpaşa Arjantin Caddesindeki 2 katlı, alaturka kiremitli bu güzel yapı, bir dönemden geriye kalan az sayıdaki evlerden biri.Yapı, Arjantin Caddesi’nden Tunalı Hilmi Caddesi’ne doğru inerken sol tarafta. Çevresi apartmanlarla dolu. Sağ yan, sol yan ve arka komşu parselleri apartmanlarla çevrili. Apartmanların büyük çoğunluğunun alt katları işyerine dönüşmüş. Kafeler restoranlar, pastaneler bu bölgede oldukça fazla.
Aslında bu cadde, Filistin Caddesi’nden başlayarak, Tunalı Hilmi Caddesi’ni de içine alan bir alışveriş aksına dönüşmüş. Yapının ön bahçesi Arjantin Caddesi’ne cepheli. O dönemdeki ismi ‘Bölük Caddesi’ olan Arjantin Caddesi yol yapımından dolayı yükseldiğinden, güzelim yapı yoldan aşağıda kalmış. Ön bahçenin bir kısmı gömülü durumda.
Zemin kat taş duvar, üst kat ise tuğla duvar olarak yapılmış. Yapının hem zemin kattan hem de üst kattan ayrı ayrı girişleri var. Yapı, özgün halini büyük ölçüde muhafaza etmekte. Sağ yan, sol yan ve arka bahçedeki ağaçlar yapıyı daha da güzel kılmakta…
Yukarıda da belirttiğim gibi bu şirin evlerden eskiden çok varmış. Hikayesi şöyle: Arjantin Caddesi, Nenehatun Caddesi, Reşit Galip Caddesi, İran Caddesi ve Kırlangıç Sokak civarında konut yapmak için 1951 yılında Konut Yapı Kooperatifi kurulur. Kooperatifin ismi 14 Mayıs Evleri. O dönemde mahallenin ismi 14 Mayıs Mahallesi. 27 Mayıs 1960’dan sonra mahallenin ismi değiştirilir ve Gaziosmanpaşa olur.
Kooperatif kurucularının büyük çoğunluğu Demokrat Parti milletvekilleri. Kooperatif evleri iki etap halinde yaptırılır. İlk etapta yapılan evler 1953 yılında, İkinci etap evler ise 1959 yılında tamamlanır. Evler 2 katlı ve 3 tip olarak tasarlanır. Yapıların tamamının mimarı ise Y. Mimar Muhittin Güreli’dir.
Muhittin Güreli, aynı zamanda T.B.M.M binasının tasarımında Avusturyalı Mimar Clemens Holzmeister’in ekibinde de yer almıştır. Yapılar, cephe düzenlemeleri, çatı eğimleri, geleneksel evlerdeki pencereleri anımsatan pencere oranları, ön cephedeki çıkmaları, balkon görünüşleri ve üst kattaki salonun sofayı andıran tasarımı ile geleneksel evlerimizi çağrıştırmaktadır.
Bu güzel ve nitelikli evlerin büyük çoğunluğu, ne yazık ki apartmanlaşma, rant, hızlı kentleşme v.s nedenlerden dolayı artık yoklar. Özellikle 1980 sonrası Ankara’da yaşanan hızlı apartmanlaşma furyası ile büyük kısmı yıkılıp apartmanlara dönüşmüş.
Çankaya Belediyesi’nde çalıştığım dönemlerde, tescil edilmesi için verdiğimiz çabalar maalesef sonuç vermemişti. Özellikle o dönemde Koruma Kurulu’na Çankaya Belediyesi adına katılan Mimar Müyesser Sönmez’in bu konuda verdiği çabayı hiç unutamam.
Hatta yapıların bir kısmı tescil edilmiş ancak yargı kararlarıyla bozulmuştu…Tescil kararları günümüze kadar bozulmadan gelseydi ne güzel olurdu diye düşünmeden edemiyorum.
Yorumlar (0)