Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Eylemin Haberinden Haberin Eylemine

Herkesin haberci olma çabası eylemin önüne geçmemeli, haberdar etmenin verdiği o hissin hazza dönüşümünden kaçınmalı. Bir eylemci medyacı olduğu anda ister alternatif desin isterse başka bir şey, her şeyin reklamlaştığını ve tamamen kapitalist üretim biçimlerini yeniden ürettiğinin bilincinde olmalıdır. Eylemin videosundan videonun eylemine ya da eylemin haberinden haberin eylemine…

Eylemin Haberinden Haberin Eylemine

Yurttaş gazeteciliği ya da alternatif basın, özellikle gezi olaylarından sonra çok fazla yaygınlık gösterdi. Kamera, fotoğraf makinesi ya da cep telefonlarıyla insanlar haber paylaşmaya başladılar. Bunun iyi tarafları var tabi ki, mevcut medyanın göstermediği ama çoğu kişi için önemli olaylardan haberdar olmamızı sağladı. Ama alternatif medya da sonuçta medya idi ve bu nedenle pasifleştirici özelliği kendisinde her daim saklı idi. Haberdar etmek her zaman iyi bir şey olmayabilir. Haber vermek verenin orada olmasından kaynaklı bir ego durumu, haber alanda ise bilgiyi elde etmenin verdiği pasif hal yaratıyor. Bir eyleme geçirtmeyecek bilgi ve imajlar mevcut medyanın işlevinden başka bir işe yaramıyor. Sadece konuları değişmiş ama veriliş biçimleri aynı olmuş oluyor. Olaylar sırasında canlı yayın yapmak buna en önemli örneklerden biri. Burada kameranın konumu önemli olsa da sonuç olarak canlı yayın yapmak izleyiciyi ekran başına kilitleyen bir durum, olay yerinden haber vererek insanların olay yerine gitmesini durduruyor.

Günümüzde her şeyde ve her yerde aracılar kazanıyor. Medyacılık da bir aracılık hali. Olayı üretmeyen, olayı başka yerdekilere gösteren bir durum. Asıl olan; araştırmacı gazetecilik ve habercilik yapabilmektir. Olayların iç yüzünü ortaya çıkarabilme cesareti ve azmidir. Bu bilgi belki bir şeyleri değiştirebilme gücüne sahip olabilir. Diğer türlü sadece olay bilgisine ve imajlarına sahip haber aracılıktan başka bir şey olamamakta. Tarihe not düşmek kalemi veya görüntü kaydetme cihazları olanların yapası gereken en önemli şeyler. Anlık olarak haberde tüketilecek imajlar ve bilgiler üretmekten ziyade olayı öncesiyle sonrasıyla ele alıp üzerine düşünebilmek ve bunu bir ürüne dönüştürerek tarihe bırakmak gerekiyor. Video aktivizmde konum önemli oluyor. Eylemin içinde eylemcisiniz ve kameranız da var ama önceliğiniz hiçbir zaman kamera olmamalı.

Öncelik orda neden olduğunuz olmalı. Kamera gerektiğinde fırlatabileceğiniz bir nesneden başka bir şey olmamalı. Gözünüzü ve hafızanızı elinizde taşımaktan başka bir şey değil aslında. Yaşananlar bittikten sonra olaylara öncesine sonrasına ve o anlara bakarak kendi kurgunuzla neler olduğunu anlamaya çalışmak ve bunu bir videoya dönüştürerek tarihe bırakmak olmalı amacınız. Bir eylem sırasında refleks olarak kameraya çekmeye başlayan insanlar kamerayı artık bir silah olarak kullanmaya başladılar, gerçekten görüntünün gücüne inanmış bir nesiliz. Foto şahitlik ismini verdiğimiz bu durum gerçekten de bir silah olarak etkili bir güce sahip. Kendi gözetleme kameralarını kapatan bir iktidara karşı suçu ispatlayacak kendi görüntülerimizi elde etmek ve orantısız gücü göz önüne sermemiz için elimizdeki etkili silahlardan birisidir foto şahitlik. Bu görüntüler haber değeri taşımak zorunda değil, sosyal medyada servis edilmek zorunda değil.

Tabi bunların hiçbiri bizim hayatımızı koruyamıyor, insanların ölmesini ve hatta öldürenlerin cezalandırılmasını sağlamıyor. Ama gerçeğin ortaya çıkması tarihe bir not düşülmesi için önem taşıyor. Haberi çekmenin ve yaymanın getirdiği egodan kurtulabilmek gerekiyor, zaten bir kibre ve egoya karşı verilen mücadele yeni kibir ve ego merkezleri üretmemeli.

Bunun için güvenilebilir ama isminden de tasarruf edebilen mecralar değerli oluyor; kişilerin ya da kurumların (sosyal medya sayfaları, gazeteler, fotoğrafçılar, köşe yazarları, videocular) isimlerinden vazgeçebildikleri alanlar. Haberin içinden haberciyi çıkarmak, haberin gerçeğin ve de sokağın önüne geçmesini engellemek gerekiyor.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış