Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Güzel, Estetik, Yaşanabilir, Yeşil Bir Şehir Prag'dan Alınacak Bazı Dersler - 1

Güzel, Estetik, Yaşanabilir, Yeşil Bir Şehir Prag'dan Alınacak Bazı Dersler - 1

Bu yazıda amaç olarak Dünya Mirası Prag Şehri’nden yola çıkarak Ankara için bazı planlama ve projelendirme önerilerinde bulunmaktır.

Dünya Mühendislik, Mimarlık ve Kent Planlama Sempozyumu (WMCAUS) nedeniyle 2017-2018-2019 Haziran ayında birkaç gün de olsa Çekya, Prag'daydık. Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri olan Prag, tarih, doğa, sanat ve romantizmi birleştirmesiyle özellikle romantik aşıkların vazgeçilmez tatil mekanı olarak ün salmış bir şehir.

Çekya'nın muhteşem Başşehri Prag "Kafka Şehri" olarak bilinir ve 1992'de UNESCO Dünya Miras Listesine eklenmiştir.
St Vitus Katedrali, Karel Köprüsü (Karlov Most), Gotik evleri, anıtsal yapıları, Eski Şehir Meydanı (Old Town Square), Astronomik Saat Kulesi, Belediye Binası ve diğer anıtsal yapılar ile şehir dokusu bir bütün olarak korunmuştur.

"Yürünebilirliğin arttırılması için, farklı işlevlerin uygun yürüme mesafelerinde bulunması, yaya yolları ve kaldırımların yeterli genişlikte, uygun eğimde, güvenli ve engelsiz olması, yürüyüş güzergahının ilgi çekici olması ve güzergah üzerinde farklı işlevlerin olması gereklidir."

Prag Şehrine Genel Bir Bakış

Prag, Rönesans, Gotik ve Barok mimarisindeki binaların sıralandığı şirin sokakları, eski şehir meydanının ihtişamlı havası, her yanı süsleyen heykelleri ve akşam kaleden yansıyan ışıkların altında tekne gezintisi yapılabilen Vltava nehriyle, Avrupa'nın en romantik ve güzel şehirlerinden biri. Bedřich Smetana'nın Vatanım (Má Vlast /Mein Vaterland) Vltava (Die Moldau) nehrini anlatan eşsiz eseri ile hatırlanır.

Malá Strana, Prag'da bulunan bir semttir. Semt, 1257'de Bohemya Kralı II. Ottokar tarafından kurulmuş olup Prag'ın tarihi merkezini oluşturan semtlerden biridir. Ortaçağ'da, semt Prag'daki etnik Almanların yoğun yaşadığı yerlerden biriydi. Sağ kıyısı ise nispeten daha burjuva ve daha fazla Çeklerin yaşadığı yerdi ve çok sayıda soylu sarayını da barındırmaktaydı.

Tarihsel çevresini 1980 lerin başından beri sürekli bakım ve onarımlarla yenilemiş olan Prag, tarihsel çevre korunmasında olağanüstü başarılı olmuş, tarihi şehri yaşayan ve canlı bir turizm merkezi haline dönüştürmeyi başarmıştır. Şehrin sakinleri kenti turistlerin gezintisine bırakmış gibi her taraf fotoğraf çektiren, kafelerde oturup kenti izleyen, müzelere girmek için sırada bekleyen turistlerle dolu. Nitekim 1 milyonluk kente yılda 4 milyon turist geldiği düşünüldüğünde, bu manzaranın normal olduğu görülüyor.

Başkentin on asırdan daha eski olan tarihi merkezi, Roman rotundaları (dairesel bir zemin planına sahip binalara verilen ad), Gotik kuleler ve Rönesans kasaba evleri ve saraylarından Yahudi sinagoglarına, Barok kiliselerine, manastırlarına ve konaklara benzeyen birçok mimari tarzın eşsiz kombinasyonu ile sakinlerini ve ziyaretçileri büyülemektedir. 866 hektarlık büyüklükteki tarihi alanda, Prag Kalesi ve Hradčany, Karlův most (Charles Köprüsü), Staré Město (Eski Kent) ve Josefov (eski bölümün korunan kısmı) dahil olmak üzere Malá Strana'nın (Lesser Side) eşsiz şehir topluluğu Yahudi Kenti, Nové Město (Yeni Şehir), Vyšehrad ve bu alanlardaki anıtların her biri yer almaktadır.

Avrupa'nın en büyük kalelerinden biri olan Prag Kalesi "şehir içindeki şehir" Schwarzenberg Sarayı, Başpiskopos Sarayı, Tarihi Kraliyet Sarayı, Aziz George Bazilikası... ve en muhteşem mimari hazineye - Aziz Vitus Katedrali - ev sahipliği yapmaktadır.

1. İnsan Odaklı Şehir

Öncelikle insan için tasarlanmış, insan ölçeğinde, yeterli ve nitelikli yaya yolları, kaldırım, meydan, yeşil alan gibi kentsel açık alanların bulunduğu, erişilebilirlik standartlarına uygun, yürüme mesafelerinin gözetildiği, güvenli ve kolay yaya ulaşımının sağlandığı, otomobil yerine bisiklet ve toplu taşıma araçlarının tercih edildiği, yapıların insanlar için kullanışlı, estetik ve konforlu olduğu kentsel yerleşim biçimidir.

Öte yandan, algıya dayalı, esenlik, sağlık, güvenlik, huzur vb. değerler ve yapılı çevre, doğal çevre, ekonomik ve sosyal alanlarla yaşam kalitesini yükseltmek insan odaklılığın gereğidir.

Bir yerleşimin insan odaklı olabilmesi için sahip olması gereken nitelikler aşağıda açıklamalarıyla birlikte verilmiştir.

1.1. Yaya ulaşımı ve yürünebilirlik

Yerleşim yeri, motorlu taşıt öncelikli değil, yaya öncelikli olarak tasarlanmalıdır. Yaya ulaşımı, planlama aşamasından itibaren ele alınmalı, farklı işlevlerin birbirine uzaklığı yürüme mesafeleri gözetilerek ayarlanmalıdır. Yerleşim yerinde kent odak noktalarına bağlı olarak bir veya birkaç ana yaya aksı bulunmalıdır. Taşıt trafiği düşük düzeyde tutulmalıdır.Rekreasyon faaliyetleriyle hareketlilik sağlanmalı ve yerleşim yaya ağırlıklı güzergahlara sahip olmalıdır. Kamusal, kurumsal ve ticari aktivite odakları merkezi ve kolay ulaşılabilir bir konumda yer almalı, izole ve tek kullanıma ayrılmış kompleksler olmamalıdır. Maksimum yürüme mesafesi 400 m. kabul edilerek, toplu taşıma durakları ve yürüyerek ulaşılabilmesi istenen donatılar bu mesafe içinde konumlandırılmalıdır.

Yürünebilirliğin arttırılması için, farklı işlevlerin uygun yürüme mesafelerinde bulunması, yaya yolları ve kaldırımların yeterli genişlikte, uygun eğimde, güvenli ve engelsiz olması, yürüyüş güzergahının ilgi çekici olması ve güzergah üzerinde farklı işlevlerin olması gereklidir. Yaya güzergahları yeşil bir dokuyla desteklenmeli ve açık yeşil alanlarla bağlantısı sağlanmalıdır. Kaldırımlar ve yaya yolları araç yolları ve otoparklardan uygun biçimde ayrılmalı, araçların hiçbir şekilde yaya yollarını ve kaldırımları işgal etmemesi sağlanmalıdır. Yaya geçitleri, yayaların geçiş önceliğini vurgulayacak ve kolaylaştıracak biçimde tasarlanmalıdır. Yaya güzergahlarında yeterli yönlendirme ve bilgilendirme bulunmalıdır. Güzergahlar üzerinde belli aralıklarla (en fazla 30 metrede bir) dinlenmeyi sağlayacak oturma birimleri bulunmalıdır.

1.2. Yaya bölgeleri ve meydanlar

Yaya bölgeleri, taşıt trafiğinden arındırılmış, yalnızca yayaların kullanımına açık olan açık alanlardır. Bu bölgeler, insanların kentte keyifli vakit geçirmesini, sosyalleşmesini ve aidiyet hislerinin artmasını sağlar. Yaya bölgelerinde ilgi çekici ve çeşitli işlevlere yer verilmelidir.

Prag’da Cadde ve Sokaklar

"Prag'daki parke taşları. Gerçekten karışık bir nimet. Yabancı bir ziyaretçi için, konfor söz konusu olduğunda puan kaybetmelerine rağmen güzel ve romantikler. Bu yüksek topukluları evde bırakabilirsiniz çünkü Prag'da neredeyse hiç kullanmazsınız. Yerel kadınlar bir istisnadır - sadece onlar için kullanılırlar ve en yüksek topuklarda bile taşların üzerinde havaya kaldırma yeteneğine sahip gibi görünüyorlar. Çekler, aynı zamanda, açık faydaları ve avantajları nedeniyle genellikle onları severler." 1

Parke taşları soğuk asfalttan daha iyi görünüyor. Bizim yer yer söküp attığımız, ya da üstünü asfaltla kapladığımız "Arnavut Kaldırımları" titizlikle korunmuş Prag'da ve Avrupa'da bir çok tarihi şehirde...

Parke taşları, düzgün kesilmiş, gayet güzel işçilikle döşenmiş ve önemlisi, gerçekte olduklarından daha temiz görünüyorlar - pürüzlü yüzey, insanların bırakabileceği her sigara izmariti ve diğer ufak tefek atığı gösteriyor ve anında temizleniyor.

Şirketler, ofislerinin önünde farklı renkli taşlardan logolar sipariş etmelerini istediklerinde de onlar gibi. Son olarak, taşlar geri dönüştürülebilir - altından bir boru patladığında, bunları kolayca çıkarabilir ve sonra tekrar geri koyabilirsiniz. Bu nedenle sokakları parke taşlarıyla döşemek popüler bir seçim öncesi hile haline geldi: birçok yerel politikacı, seçimden hemen önce bölgelerindeki ana caddeleri gerçekten umursadıklarını göstermek için yeniden yola koyuldu.

"Bu bizi parke taşlarının dezavantajlarına götürüyor. İlk olarak, "geri dönüştürülebilirlikleri" Prag 2000 yılında Dünya Bankası / IMF zirvesine ev sahipliği yaptığında büyük bir sorun haline geldi, çünkü dünyanın dört bir yanından protestocular Prag sokaklarına çıktılar ve taşları çevik kuvvet polisine mühimmat olarak kullandılar. Merkezdeki birçok sokak tüm taşlardan sıyrıldı ve basit toprak yollar haline geldi. Ayrıca, konfor - ya da eksikliği - özellikle büyük taşlar yolları döşemek için kullanıldığında bir sorundur. Evet, asla Prag'dan kullanılmış bir araba almayın çünkü taşlar tüm süspansiyonu mahveder. Son olarak, Arnavut kaldırımlı sokaklar gerekli işçilik ve zaman açısından talep ediyor. Neredeyse hiçbir otomasyon söz konusu değildir ve her taşın elle dövülmesi gerekir. Konuklarımızın birçoğu, caddeyi kaldırırken gördükleri işten çok etkilendiler." 2

Prag’da Meydanlar

Meydanlar ise, farklı işlevlerin bir arada bulunduğu, çok sayıda insanın belirli amaçlar için bir araya gelmesine olanak sağlayan odak mekanlardır. Meydanlar tarihten günümüze, şehir halkının veya ziyaretçilerinin buluşma yeri, şehrin karmaşasından kopup soluklandıkları, rahatlama ve dinlenme olanağı buldukları, insanların birbirini izledikleri, sosyalleştikleri ve kentte olup bitenleri paylaştıkları, kısaca çok amaçlı kullanım mekânları olmuşlardır.

Meydanların bir kentin insan odaklı olmasını sağlamada çok önemli bir rolü vardır. Meydanlara farklı ulaşım alternatifleriyle kolayca ulaşılabilmelidir. Meydanların araç egemenliğinden korunması gerekir. Yaya bölgeleri ve meydanlar da dâhil olmak üzere yerleşim genelinde açık-kapalı alan dengesi kurulmalıdır.

1.3. Açık Yeşil Alanlar, Rekreasyon, Spor ve Oyun Alanları

Yeşil alanlar (parklar, parsel içi yeşil alanlar, oyun alanları, topluluk parkları gibi) çesitlilik içermeli ve komşuluk birimleri içinde dağıtılmalıdır. Yerleşim yerinde yeterli sayıda, büyüklükte parklar, rekreasyon alanları, spor alanları ve çocuk oyun alanları bulunmalıdır.

Parklar kullanışlı ve estetik bir şekilde tasarlanmalı, ağaçlar, bitkiler, renkler, aydınlatma elemanları ve malzeme seçimi bu doğrultuda yapılmalıdır. Bu tür açık alanlar, yerleşimde yaşayanların aktif ve yaratıcı olabilmeleri için azami olanakları sunacak biçimde düşünülmeli, dinlenmeye de uygun olmalıdır. Spor alanları da, farklı yaş ve fiziksel kapasiteye uygun, farklı spor dallarını içerecek biçimde tasarlanmalıdır. Çocuklar için yeterli ve nitelikli oyun alanları bulunmalıdır.

1, 2 www.tasteofprague.com/pragueblog/how-are-the-streets-in-prague-paved

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış