Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Hakkârigücü Kadın Futbol Takımı Ankara’daydı... Futbolla Direnmek

Hakkârigücü kadın futbol takımı 19-20 Nisan tarihleri arasında Kadınlar 2.ligi play- off karşılaşmaları için Ankara’daydı. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Kadın Komisyonu Hakkâri’nin başarılı, genç kadın ekibini küçük bir yemekte ağırlayıp onlarla tanışma sohbet etme şansı yakaladı. Bu yemekle başlayan tanışıklığın sürmesi hepimizin dileği oldu. Takım Hakkâri’ye döndü ama biz onların futbol gibi bir “erkek” sporunu seçmelerinin, bu seçimle başlayan serüvenlerinin detaylarını öğrenmek ve başka genç kadınlara aktarmak istedik. Ortaya, takımın kaptanı Cemile Timur’la internet üzerinden yaptığımız bu röportaj çıktı.

Hakkârigücü Kadın Futbol Takımı Ankara’daydı... Futbolla Direnmek

Nur Yılmazlar: Hakkârigücü kadın futbol takımının kurucusu ve kaptanısınız. Kadınların ülkemizde futbolla teması aynı evi paylaştıkları kardeşleri, kocaları yada babalarının televizyon kumandasını maç yayınları nedeniyle ele geçirmeleri ve uzun saatler televizyonda maç ve yorumlarını izlemek zorunda kalmaları gibi çileli bir süreçtir genelde. Tabi kadın futbolsever yok demeyeceğim taraftar olarak var ama bizzat futbolcu olmayı düşünen ve bunu başaran çok az kadın var. Sizin futbola ilginiz nasıl başladı? Nasıl futbolcu olmaya hatta takım kurmaya kadar vardı?

 Cemile Timur: Hakkâri doğumluyum. Hakkâri Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Bölümü mezunuyum. Ve halen Spor yönetimi bölümü okuyorum. Spor hayatıma 9 yaşında atletizmle başladım. Çeşitli Türkiye birinciliklerim oldu. 2007 senesinin sonlarına doğru sahipsizlikten dolayı atletizmi bırakmak zorunda kaldım. Sonra futbola yöneldim. Halen Hakkârigücü kadın futbol takımının hem sorumlusu hem de lisanslı oyuncusuyum. 2 yıl TFF-Ülker Futbol Köyü’nde eğitimci olarak görev aldım. Futbol ve atletizm antrenörlüğü belgelerim var. Aynı zamanda lisanslı futbol ve atletizm hakemiyim. Hakkâri 3 bin 600 metrelik bir duvar gibi yükselen Sümbül Dağı’nın eteğinde kurulu bir kent. Buranın sadece yüzde ikisi toprak. Geri kalan bölüm dağ ve yayla. Bir gencin bu coğrafyadan çıkıp bir başarı öyküsünün kahramanı olması açıkçası çok zor. Hele söz konusu bir kız çocuğuysa işler çok daha güçleşiyor. Ben tüm bu olumsuzluklara rağmen içimden gelen spor sevgisiyle hem kendi yoluma devam edip hem de gençlerin bir yerlere gelmesi için mücadele ettim.

Kız çocuklarına çıkış olabilecek bir yol bulduğuma inandım. Bu da spor dalları içinde en sevdiğim branş olan futboldu. Ben o zaman lisede okuyordum. Futbola olan merakımdan dolayı kızların Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda kendi aralarında yaptıkları sınıflar arası maçları izlemeye giderdim. Aynı zamanda okullar arası erkek futbol takımları arasında oynanan maçlarda da hakemi olarak görev yapıyordum. Karşılaşmalarda tribünlerdeki o coşku ve heyecanı görünce, “Neden bayan futbolunda da takım olmasın?” dedim ve yola koyuldum. Kızların her birinin bir hayatı vardı. Onlar iyi bir gelecek arayan genç beyinlerdi. Daha önce bazıları yatılı bölge okulunda okuyorlardı. Onlarla görüştüm. Çoğu liseye yeni geçiş yapmıştı. Önerimi sundum, kabul ettiler ve böylelikle ilk adımı attık.

NY: Takımdan söz edelim; gördüğüm kadarıyla çok genç bir ekibiniz var, lise ve üniversitede okuyanlar var. Tam bir aile havası hâkim ekipte. Oyuncuların amatör bir ruhla tüm zorluklara karşı profesyonelce çalıştığı izlenimi edindim. Nasıl bir araya geldiniz? Kadınların futbol takımı kurma sevdası Hakkâri’de nasıl karşılandı?

CT: Her birinin bir hayali var. Öncelikle örnek ve iyi bir insan olmak, üniversitede spor akademisinde okumak, illerine özveriyle hizmet etmek için iyi bir eğitmen,kariyer sahibi olmak istiyorlar ve çoğunluk bunu başardı, Manevi açıdan da çok şey kazandığımıza inanıyorum biz kendimizi kızlara ve ailelerine, disiplin, ahlak, eğitim örf ve adetlere uygun davranma v.b konularda kanıtladığımıza inanıyoruz. Hakkâri esnafı memuru, halkı tarafından sevilen sayılan bir grup haline geldiler. Feodal geleneklerin çok yoğun yaşandığı Anadolu bölgesinde kız çocukların karşılaştıkları zorluklar da artıyor. “Bir kız nasıl şort giyer, futbol oynar?” diye tepkiler vardı. Ben de örneklerini gösterdim. Azimle, istekle ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalıştılar. Bunun yanında ilerleyen süreçte aileleri de büyük destek verdi. İmkânları çok kısıtlı bu şehirde çıkış yolu bulmaları, gelir elde etmeleri, okumaları, kendi ayaklarının üstünde durabilmeleri için futbolu tek yol olarak gördüler.

 Kızların da en büyük isteği futbol aracılığıyla geleceklerini kurtarmak ve aynı zamanda ailelerine de yardım etmek. Töre gereği kız çocuklarının okula bile gönderilmediği Doğu Anadolu’da, her zaman olduğu gibi ilkler Hakkâri'den çıkıyor,şehir bayan futbol takımı ile adeta bir değişim rüzgârı estiriyor. Çevre baskısını futbol sevgisiyle aşan kızlar, kent için de yepyeni bir pencere açtı. Köklü bir takım alt yapısı olan milli takıma, Üniversiteye, spor liselerine kazandırdığımız futbolcu sayısı 14 olmasına rağmen tesisi, barınma yeri, aracı olmayan, herhangi bir kuruma bağlı veya sponsoru olmayan bir kulübüz.

NY: Söz ettiğiniz koşullarınız da göz önüne alındığında öykünüz çok daha değerli; sizin yeteneğiniz, başarma azminiz genç kadınlara futbolla kendi kararlarını alma, kaderlerini değiştirme şansını yakalayacakları bir kapı açmış, onlar bu şansı değerlendirecek cesareti, çabayı göstermiş ve sonuç kendileri için başarı, onları tanıyanlar için umut olmuş. Futbolla çok ilgili olmayan okurlar için “Kadınlar Ligi”nden söz edelim; Ligin işleyişinde bölge esası olduğu anlaşılıyor, bu durumun avantajları ve dezavantajları olmalı. Hakkârigücü, yani takımınız bölge birincisi bir takım takımınızın bundan sonraki hedefleri neler?

 CT: Kadınlar futbol ligi 1.lig 2.lig ve 3.ligden oluşmaktadır. Bizim en büyük sıkıntımız hevesimizi kıran bazı kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonu’na Hakkâri’yle oynamayı istememeleri ve TFF’nin de buna göz yumması.’Hakkâri dediğin de terör bölgesi diyorlar. Biz il dışına çıkınca farklı bir bakışla karşılanıyoruz açıkçası, Bu bizim için büyük bir sıkıntı. Kulüpler ‘Hocam ya bize saldırırlarsa, nasıl gelelim’ diyorlar. Gelen takımlar yanıldıklarını anladılar ama bazılarının bakış açısını değiştiremedik. Dışarıdaki takımların Hakkâri’ye gelmemesi nasıl bir mantık? Hakkâri’ye gelen tüm takımlara halk olarak her zaman can güvenliği konusunda sorumluluğu üstlenmeye hazırız, ama biz batıya gittiğimiz zaman bizim üstlendiğimiz gibi can güvenliğimizin sorumluluğunu kim alacak merak ediyorum, onlar can, biz neyiz peki? Bu ayırım değilse peki nedir, beni en çok üzen bu. Üçüncü sezon oldu bölge şampiyonu olarak play-offlara yükseliyoruz ve bu play-off sistemiyle tarafsız sahalarda diğer bölge şampiyonlarıyla eşleştirip tek maç eleme usulü ile tanımadığımız takımlarla oynuyoruz. Hakkârigücü 1.ligi hak eden bir takım. 1.ligde olup başvurularını yapmayan ligden çekilen takımların yerine sıradaki play-off a çıkan ilk yedek takımları alıyorlar ama hak ettiğimiz halde bizi iki sezondur bir türlü almıyorlar. Bazı takımlar ‘Gidemeyiz, orada can güvenliği yok’ dedikleri için hocaların inisiyatifleriyle engel olunuyor. Çünkü yükselirsek, Hakkâri’ye deplasmana gelmek zorunda kalacaklar. Hakkâri Türkiye’nin bir ili, bize kötü gözle bakmamalılar. Bundan sonra da 2013-2014 Türkiye’de 8 grubun en iyi ilk iki takımı ile 2014-2015 sezonunda rakiplerimiz olacak. Sekiz grubun geriye kalan takımları 3.lige düştüler. Hedefimiz yılmadan bütün bu sorunların önüne geçerek şimdiye kadar sıkıntıların hakkından nasıl geldiysek yine sorunların hakkında gelmeye kararlıyız.

NY: Umut ederim gelecek sezon takımınızı 1.lige taşırsınız. Hakkarigücü Futbol kadın takımını 1. ligde olması demek Hakkari’ye coşkulu maçlara ev sahibi olma şansı tanımak, futbol aracılığıyla ülkenin en doğusuyla en batısındaki kadınların temasının artmasını, ön yargıların aşılması, dostluğun kazanmasını sağlamak demektir. Son olarak kadın olmanın Hakkâri’de ve genel olarak ülkemizde zorlukları hakkında konuşalım.

 Toplumsal cinsiyet eşitsizliği denen bir olgu var; çok özet hali; “İsveç’te kadın olmakla Türkiye’de kadın olmak” aynı şey değil, kadınlara yüklenen roller doğanın yada kaderin değil toplumsal yapının sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu roller eşitsizliklere neden oluyor, kadını siyasi, sosyal, ekonomik, işgücüne katılım vb. alanlarda geri bırakıyor. Kadına yönelik şiddetin temelinde de bu eşitsizlikler var. Ülkemizde kadına yönelik şiddet maalesef son derece yaygın ve bu kadınların yaşamına mal olan boyutta. Çocuk yaşta evliliklerle kız çocuklarının geleceğinin elinden alınması, zorla evlendirilmesi başka bir şiddet biçimi... Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına karşı şiddetin her türü ile mücadele etmek devlete olduğu kadar sivil topluma da düşen bir görev. Kürtlerin bir deyimi var, hatta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşünde Kürtçe ve Türkçe olarak dövizlerini taşıdık. “Jin, Jiyan Azadı” “Kadın Yaşam Özgürlük”. Kadının yaşam ve özgürlükle eş tutulması, çok güzel bir üçleme… Kadına karşı şiddetin önlenmesi için siz neler düşünüyorsunuz? Takımınız kadına yönelik şiddetin önlenmesi için sorumluluk almayı mesela maçlara kendi sahanızda “kadına yönelik şiddete hayır” yada “çocuk yaşta evliliklere hayır” yazan pankartlarla çıkmayı veya formanızda benzer ifadeleri taşımayı düşünür müsünüz?

 CT: Bence kadına karşı şiddettin önlemesi için kadının kendisinin elinde olan bir durum. Eğer kadın özgür iradesine sahip çıkarsa kendini kimsenin namusu olarak görmese kendisine inanırsa o şiddet ortadan kalkar veya şiddetin hakkından gelir. Ayrıca eşitlik ve özgürlük varsa şiddet de kendiliğinden biter kadının zorluklara karşı direnmesi lazım ‘’DİRENMEK YAŞAMAKTIR’’ (…berxwedan jiyane….) diye düşünüyorum. Bizim Hakkâri yöresinde de bunu aştığımıza inanıyoruz ve her alanda öncülük yaparak. Ama tabi tüm kesimler için bu söylenemez. Tabi futbol kuralları gereği reklam, pankart asma TFF izni olmadan yasak. Her şeye rağmen kadınların özgürlüğü söz konusuysa yasakları çiğnemeye de hazırız.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış