Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

İmgesi Anayasaya Aykırı Şair Cemal Süreya ve Ankara

“Ne demiş uçurumda açan çiçek Yurdumsun ey uçurum” Cemal Süreya, Uçurumda Açan

İmgesi Anayasaya Aykırı Şair Cemal Süreya ve Ankara

Doğumunun ayı ve günü bilinmediğinden ölüm ayında anmak istedim onu. Ayrancı’da adı verilen parkta imgelerinin arasında dolaşmayı özledim. Ağaçlarının altında oturduğum bir gün, şiirin dünyayı değiştirmek için ne güzel bir araç olduğunu hatırlamıştım. Onun adına ve onunla birlikte tekrar Maliye Bakanlığına doğru yürümüştüm. Onu orada bırakmamış ve elinden tutup tekrar parka getirmiştim. Aynen onun yaptığı gibi, şiir yazmak ve yayımlamak adına her şeyden vazgeçercesine…

İmge Dolu Yaşamından Kesitler

Şair, çevirmen, denemeci, eleştirmen ve portre yazarı Cemal Süreya Erzincan'da doğar. Asıl adı Cemalettin Seber'dir. Bilecik'e sürgün edildikten sonra annesini kaybeder. Kendisini edebiyata götüren kişi olarak tanımladığı annesinin erken kaybı ve mekân özlemi şiirine doğrudan yansır. İlk üvey annenin eziyetini çeker, ikinci üvey annede mutlu olur. Ankara hayatı Mülkiye'nin maliye bölümüne kayıt yaptırmasıyla başlar. Üniversitedeyken evlenir, Eskişehir Vergi Dairesi'nde stajyer olarak göreve başlar ve Maliye Müfettiş Muavini olarak İstanbul'a taşınır.

Yedek subay olarak askerliğini yaparken Hukuk Fakültesinden de mezun olur. Paris'te mali bir inceleme biçimi eğitimi için bir yıl kalır. Maliye Teftiş Kurulundan arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel ile birlikte görevinden istifa eder. Papirüs'ü çıkarmak için çeviri yaparak geçinir. Uzun bir boşanma süreci sonunda, sonradan birkaç kere tekrarlamak üzere, Zuhal Tekkanat ile (Şair Elif Sorgun) evlenir. Ara verdiği memuriyete İstanbul'da tekrar döner. Ankara ve İstanbul arasında geçen memuriyetleri, evlenmeler ve boşanmalar izler.

İlk esin kaynaklarından birisi ortaokul yıllarında okuduğu Dostoyevski'dir. Cemal Süreya'nın ilk şiiri "Şarkısı Beyaz" Mülkiye dergisinde 1953'de yayımlanır ve aynı yıl diğer şiirleri yayımlanmaya devam eder. Mülkiye yıllarında arkadaşı Sezai Karakoç'la Fransız şairlerinin şiirlerini çevirir. Üniversite üçüncü sınıfta Fakülte dergisi Kazgan'ın sorumluluğunu üstlenir ve "Cemasefo" takma adıyla yazar. Sonraki yıl Yeditepe dergisinde "Gül" şiiri yayımlanır.

1958'de yayımlanan ilk şiir kitabı "Üvercinka" 1959 yılında Yeditepe şiir ödülünü alır. Toplumsal ögelerin ağır bastığı ikinci kitabı "Göçebe" 1965'te yayımlanır. 1971'de çıkan düzyazı kitabı "Beni Öp Sonra Doğur Beni" sonrasında, 1988'de Behçet Necatigil ödülünü alan "Sıcak Nal" ve "Güz Bitiği" peş peşe yayımlanır. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, 15 günlük Yazko Somut ve haftalık 2000'e Doğru dergilerinde yazar.

İkinci Yeni ile ortaya çıkan Pazar Postası'nda "Osman Mazlum" takma adıyla yazar. Şiirlerinde aşk, kadın ve erotizmin yanı sıra toplumsal sorunlara alaycı imgelerle uzanır. Bu nedenle şiiri her türlü otoriteye başkaldırı olarak görür. Dil onun için Türkçenin gücü demektir ve sonuna kadar bütün imkânlarından faydalanır. Türk Dil Kurumu'nca onaylı 300'e yakın kelimenin Türkçeye kazandırılmasını sağlar. Dadaizm ve Sürrealizmden yararlanır fakat bu akımları bütünüyle benimsemez.

"Ankara'da Ayrancı'daki Cemal Süreya Parkı'nda ağaçların arasından gülen bir heykeli vardır. ... Parkta mermer levhaların dışında; banklara, çöp kovalarına ve direklere bile el yazısıyla onun şiirleri yapıştırılır."

Herkese edebiyata her tarafından bakmayı öğreten Cemal Süreya 1990 yılında ölür. Nitelikli bir şiir yarışması olan "Cemal Süreya Şiir Ödülü" 1991 yılından beri düzenlenir. Yakın zamanda kaybettiğimiz Zühal Tekkanat, 2003 yılında kurulan Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği'nin kurulmasına öncülük eder. Cemal Süreya'nın anısını yaşatmak üzere halen yayın hayatına devam eden Üvercinka dergisini kurar.

"İkinci Yeni ile ortaya çıkan Pazar Postası'nda "Osman Mazlum" takma adıyla yazar. Şiirlerinde aşk, kadın ve erotizmin yanı sıra toplumsal sorunlara alaycı imgelerle uzanır. Bu nedenle şiiri her türlü otoriteye başkaldırı olarak görür."

Birçok zorluğa rağmen kesintili olarak çıkardığı Papirüs dergisi, araştırma dosyaları ve genç yazarları arasına katmasıyla yeni bir edebiyatçı kuşağın yolunu açar. Soyadındaki ikinci "y" harfini bir iddia sonucu kaybeden Cemal Süreya, yaşamındaki alçakgönüllü bakış açısını ölümüne de yansıtır:

"Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın..."

Cemal Süreya ve Ankara

Bugün bile en çok okunan şair ve yazarlar arasında yer almasının nedeni nedir? Gezi direnişinde ve gençlerin arasındaki yaygınlığının kaynağı ne olabilir? Samimidir, edebiyatı ve şiiri yaşam biçimi haline getirir. Bazı şairlerin aksine arkasından gelen edebiyatçıların yolunu açar. Kaprisler üzerine edebiyat dargınlığı yaşamaz. Hüzün dolu gülümseyen bir şairdir.

Ankara'nın 1950'li, 60'lı ve 70'li yıllarında kasvetli, siyah/beyaz ve yüzü gülmeyen devlet dairelerinde, toplumun sorunlarına cinsellik gözlüğüyle bakması, içsel özgürlüğünün ve özgünlüğünün sınırsızlığını ortaya koyar.

"Biliyor musun başkentim nedense
Birbirimizden çekiniyoruz ikimiz de,
Sen yaslarına hiç yaslanmaz oldun
Ben acılarıma yeterince."

(Oteller, Hanlar, Hamamlar İçin Sürekli Şiir)
Ankara'da Ayrancı'daki Cemal Süreya Parkı'nda ağaçların arasından gülen bir heykeli vardır. Park hemen ölümü sonrasında 1991 yılında açılır. Parkta mermer levhaların dışında; banklara, çöp kovalarına ve direklere bile el yazısıyla onun şiirleri yapıştırılır.

Ankara, bürokrasi ve şiir hep birlikte kol kola yaşarlar onun içinde. Bürokrasinin içinde bürokrasiye karşı yaşar. Maliye müfettişliği sırasında muhalifi olduğu Adnan Menderes'i soruşturur. Yayın Kurulunda çalıştığı Kültür Bakanlığında Emmanuelle filmi için "yayına uygundur" yazar.

Sürekli maddi sıkıntı çeker ve asıl derdi dergisini çıkarmaktır. Ankara'da sürekli kiralık ev değiştirir. Aile sıkıntıları maddi sıkıntılarla birleşir. Sevda sıkıntıları şiirle birleşir. Bütün bu sıkıntılar onun şiirinde dizeler ve imgeler halinde sıralanır.

Sürekli maddi sıkıntı çeker ve asıl derdi dergisini çıkarmaktır. Ankara'da sürekli kiralık ev değiştirir. Aile sıkıntıları maddi sıkıntılarla birleşir. Sevda sıkıntıları şiirle birleşir. Bütün bu sıkıntılar onun şiirinde dizeler ve imgeler halinde sıralanır.

Yıldönümünde andığımız Cemal Süreya'nın anlatımıyla Ankara:

"Ankara; iyi kalpli üvey ana... Bu şehri bu kadar yalın anlatan başka bir şey olamaz sanırım. Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana olan Ankara.

Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliği, askerliğin bitmesini, rüşvetin gelmesini, gönderdiğiniz evrakın cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla bir şeyleri beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır.

Belki denizi görselerdi beklemezlerdi. Denizi su sanırlar. Suyu görmek için göllerin kıyısına gidersiniz ama su ufka uzanmaz. Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara'nın göllerinde. Oysa ne önemlidir suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi. O vaatkâr ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir. Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi. İnsanlar Ankara'da beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır."

Üstadı anarak saygıyla...

Kaynaklar:

Asım Bezirci, İkinci Yeni Olayı, Evrensel Basım Yayınları, İstanbul, 1994
Bahanur Baran, "Dergilerin Nabzını Tutan Şair: Cemal Süreya 'Edebiyatın Laboratuvarı'nda" 25. Ölüm Yıldönümününde Cemal Süreya, Varlık 1295: 18-23, 2015
Feyza Perinçek ve Nursel Duruel, Cemal Süreya Şairin Hayatı Şiire Dahil, Can Yayınları, İstanbul, 2008
Muzaffer Erdost, Şiirin U Dönüşü, Onur Yayınları, Ankara, 2009
http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/seber-cemal-sureya
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bir-ankara-prensi-cemal-sureya-111008
http://www.cankaya.bel.tr/pages/295/CEMAL-SUREYYA-PARKI/
http://mezunlar.ankara.edu.tr/mezunlarimizdan/mezunlarimizdan-cemal-sureya/
https://www.birgun.net/haber/ankara-edebiyati-yapmak-1-17279
https://www.fikriyat.com/edebiyat/2018/01/09/yalnizligin-ve-askin-baskenti-cemal-sureya
https://biacaip.com/turk-edebiyatinin-en-onemli-isimlerinden-cemal-sureyanin-kisa-hayat-hikayesi/
https://www.milliyet.com.tr/cemal-sureya-kimdir-cemal-sureya-nin-kisaca-hayati-ve-eserleri-molatik-8179/

* Bu yazı İstanbul Telgraf Gazetesi için kaleme alınmıştı.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış