Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Irkçılığa Karşı Yaşasın Humus ve Bakla!

Mülteciler şimdiye kadar haksız yere pek şeyin sorumlusu ilan edildiler. %100 yerli ve milli, fırsatçı ev sahipleriyle bir olup kiraları yükseltmekle, asgari ücretin yarısına günde 14 saat çalışmaya zorlayan işverenlerle elele ücretleri düşürmekle suçlandılar.

Irkçılığa Karşı Yaşasın Humus ve Bakla!

Evleri yağmalandığında bile polise gitmeye korkarlarken suç oranını artırmakla suçlandılar. Ama sanırım bunların hepsinden daha saçma ama sonuçları itibarıyla en etkili suçlama 31 Mart ve 23 Haziran hezimetleri ardından AKP’nin yerel seçim yenilgisinin sorumlusu ilan edilmeleri oldu. Zaten hiçbir zaman yanında olmayan AKP’nin bu sefer açıkça ve devletin her aracıyla mültecilerin karşısına dikildiği günleri yaşadık. Bir avuç gazeteci, aydın ve insan hakları savunucusunun sesi ırkçı uğultu içinde boğuldu, sosyal medyada başlayan bu uğultu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarıyla şehre indi ve binlerce mültecinin hayatı birkaç gün içinde cehenneme döndü. Apar topar, öldürülmeleri olası ülkelerine geri gönderilen onlarca mültecinin durumu belirsiz. Irkçı hezeyan şimdilik durulmuş gibi görünse de önümüzdeki günler mülteciler için çok daha zorlu geçecek gibi görünüyor.

Ancak #suriyelileriistemiyoruz diyenlerin ırkçı propagandası ve nefret söylemi artarak sürerken mülteciler dirençle hayatlarını, yaşam alanlarını inşa ediyorlar ve görmek ve katılmak isteyenler için hayatlarımıza, kentimize anlam ve lezzet katıyorlar. Biz biliyoruz ki hiçbir ırkçı söylem Halepli Husam Ustanın* elinden humusun, baklanın ya da 8 yaşındaki Halep doğumlu Ömer’in servis ettiği yanık dondurmalı künefenin karşısında ayakta duramaz. “Balıııık balıııık” diye bağırarak sokağa giren Çorumlu balıkçı Ali’nin Suriyeli esnafın yoğun olduğu tarafa gelince “smeek smeeek”(Arapça’da ‘balık’) diye bağırıp az ilerde de öğle yemeği için molayı Husam ustanın lokantasında vermesi boşuna değil. Husam ustanın lokantası “Husam Nekmh” Önder Mahallesinde, Rafet Sever ve Orhan Kemal Caddelerinin köşesinde…

Bir tabak humus 5 TL, bakla 6 TL. Civarda Suriye yemekleri servis eden başkaca lokantalar, şam tatlıcıları, kahve, baharat ve halep sabunları alabileceğiniz rengarenk dükkanlar da var. Haydi hep birlikte haykıralım: Irkçılığa karşı yaşasın humus ve bakla!

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış