Biraz daha eşeleyip sağına soluna baktığımızda ise, göz ardı edilemeyecek şekilde, bir yanda yoksunluk öte yanda sınır tanımaz bir tüketim.
İçinde satılık ürünlerin olmadığı bir kamusal mekân bulmak ne zor... Hele de çocuklarla birlikte olunacak bir mekânsa bahsettiğimiz. Çocuklar sınıfsal konumlarına göre farklı mallar için tüketimin odağında yer alıyorlar. Öyle ki çocuklarla şehrin
farklı mekânlarında yaptığınız pek çok gezi, çeşitli ürünler alma (ya da almama için mücadele etme) arasına sıkıştırılmış kısa molalar gibi. Bırakın alışveriş merkezlerini filan, çocuk bahçelerinin kum havuzlarının yanında bile kova-kürek satılıyor nicedir.
Orta üst sınıf ailelerin çocuklarının kitap satış piyasasında önemli aktörler oldukları, çocuklara yönelik kitapların kırtasiye raflarından büyük kitab evlerinin özel bölümlerine hatta katlarına taşınmaları ile tescil oldu. Bu bölümlerin çocuklara yönelik hobi malzemelerinden eğitici oyuncaklara ve ağırlıklı olarak film endüstrisinin temalarını işleyen lisanslı oyuncaklara kadar her gün sayıları fiyatları artan ürünler ile çeşitlendiği aşikâr. Çoğunlukla alışveriş merkezlerindeki geniş alanları işgal eden oyuncak mağazaları ise süper market görünümünde. Oyuncak dünyasının diğer yüzünde ise ucuz oyuncaklar var. Markalı benzerleri ile karşılaştırılmayacak kadar ucuz bu ürünlerin büyük kısmını bir kaç oynamada bozulan ya da çocuk sağlığı açısından zararlı malzeme ve boya ile üretilmiş olduğu şüphesi taşıyanlar oluşturuyor. Oyuncak ve kitap piyasasının hızla çeşitlen ve yayılan haline inat Ankara’da çocukların kitaplarını ödünç alabildiği bir kütüphane ve oyuncaklarını takas etmesi fikrini dönem dönem hayata geçirebilen bir oyuncak kütüphanesi girişimi var.
Önce Ali Dayı Çocuk Kütüphanesinden başlayalım. Kütüphanenin Nenehatun Caddesi’nde bahçe içerisindeki iki katlı sevimli binası 1985 yılında Hamdullah Şükrü Kenanoğlu tarafından çocuk kütüphanesi olmak üzere bağışlanmış. Kütüphane 2009-2010 yıllarında Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenmiş ve Aralık 2010’da kullanıma açılmış. Giriş katı okul öncesi çocuklar düşünülerek yerleştirilmiş
ve bu yaşlara uygun kitapların yanı sıra oyuncaklar, Orff çalgıları ve küçük bir kukla tiyatrosu var. Üst katta ise okul çağından başlayarak farklı yaşlardaki çocuklara yönelik kitaplar dizili. Bu katta ayrıca satranç oynamak üzere bir alan ve araştırma amaçlı kullanılanbilgisayarlar var. Ali Dayı’nın asıl ziyaretçileri okul gezisi olarak kütüphaneye topluca gelen öğrenciler. Ne yazık ki kütüphaneyi bireysel olarak kullanan çocuk sayısı oldukça sınırlı. Oysa çocuk kütüphanesi denince akla ilk olarak kitabı satın almak yerine ödünç almayı tercih edecek çocuklar geliyor. Okulların kütüphaneyi ziyaret etmesi çok manidar; ancak bu toplu ziyaretler çocukların bireysel ziyaretlerine ve kütüphaneyi kullanma alışkanlıklarına evrilmeyip çoğunlukla okulla yapılan bir defalık gezi ile sınırlı kalıyor. Kütüphanenin 743’ü çocuk olmak üzere toplam 869 üyesi var. Son 15 aylık dönem içerisinde 1712 adet kitap ödünç verilmiş. Bir yılı aşkın sürede, üye başına yaklaşık iki kitaba karşılık bu sayılar da aktif kullanıcı sayısının oldukça sınırlı olduğunu gösteriyor.
Oyuncak Kütüphanesi’nin öyküsü ve dertleri ise bambaşka... Bu yazı için sohbet ettiğim Anıl Erkara, tıpkı kitaplarla dolu bir kütüphane gibi çalışacak, raflarında kitaplar yerine oyuncaklar olup üyeleri olan çocuklara oyuncak ödünç verecek bir kütüphane fikrinin peşine Avrupa ülkelerindeki örneklerden esinlenerek düşmüş. Oyuncak Kütüphanesi, 2012 yılında Avrupa Birliği hibesi ile kurulmuş ve 2015 yazına kadar 700 aileye ulaşan üye sayısı ile hem çocukların oyun oynadıkları bir mekân hem de oyuncak ödünç aldıkları bir kütüphane olarak çalışmış. Ödünç vermenin yanı sıra oyuncak ihtiyacı olan çocuklar ile oyuncak bağışlamak isteyenler arasında çoğunlukla okulları eşleştirerek çok sayıda oyuncağın oynanmaya devam edilmesini sağlamış. Oyuncakların tamiri, temizliği, raflara dizimi ve ödünç sisteminin takibi gibi işler gönüllüler ve stajyerler tarafından yürütülmüş. Oyuncak ödünç alan çocuklar arasında ana-babasının cebinde sadece otobüs bileti olanlar olduğu gibi evi pahalı oyuncaklara dolu olup kütüphanede geçirdiği sürede hiç sıkılmadan küçük bir ördekle oynayanlar da olduğunu anlattı Anıl sohbetimizde. Ancak bu güzel mekân, masraflarını karşılamak üzere işletilen kafe başta kira olmak üzere giderleri karşılayamaz hale gelince 2015 yazında oyuncakların çoğunu ödünç almış çocuklara bırakarak kapılarını kapatmak zorunda kalmış. Bu hayalin peşinden gitmeye devam eden küçük ekip bugünlerde iki ana faaliyet ile Oyuncak Kütüphanesi’ni ayakta tutuyor. İlki okullarda gerçekleştirdikleri ahşap oyuncak atölyesi, diğeri ise oyuncak bağışı yapmak isteyen ve oyuncak bağışı kabul eden okulları eşleştirmek ve bu yolla oyuncak paylaşımını sürdürmek. Tabii ki ekibin yeniden gerçek oyuncak raflarına kavuşmak üzere çocuklara uygun ve sürdürülebilir bir mekân arayışı devam ediyor.
Bu adaletsiz paylaşım ve sınır tanımaz tüketim dünyası ile derdimiz yüzünden Ankara’da birbirine benzer olanakları barındıran, kitabı ve oyuncağı para ile alınır satılır olmayabilecek hale getiren iki aykırı örnek olan Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi ve Oyuncak Kütüphanesi heyecan verici ve dikkat çekici geliyor bana. Yolları açık, rafları oyuncak ve kitap, odaları ve bahçeleri çocuklarla dolu olsun...
Yazmadan geçemeyeceğim; Ali Dayı Çocuk Kütüphanesine son ziyaretlerimden birinde, bu yazıyı yazmak gözüyle kütüphanenin rafları incelerken elime Şehmuz Diken’in ‘‘Amida Ana’’ isimli masal kitabı geçti. Bir kenara oturup bir solukta okuduğum Sur’un farklı mekânlarını bir gezgine anlatılan masallarla tanıtan bu kitap boğazıma düğüm gibi oturdu kaldı. Bu masallar öfkeli ejderhanın ettiklerini anlatmış bize; peki biz Sur’a olanları, Sur’daki çocukların ölümünü kalan çocuklara anlatacak yolu nasıl bulacağız?
Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi: Nenehatun Cad., No:57 GOP, Ankara / Tel: 0 312 436 52 94
Oyuncak Kütüphanesi: Kavaklıdere Mah. Bestekar Sokak 12/7 Çankaya, Ankara / Tel: 0 312 432 53 07
Yorumlar (0)