Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

KULİS: CHP’de İmralı’ya ‘Hayır’ Ağır Basıyor: Kürt Siyasetinden ‘Yeni Tuzak’ Uyarısı

CHP’de İmralı’ya olası ziyaret için kurulan komisyonda sayıca ağırlık “gitmeyelim” çizgisinde. Dört CHP’li milletvekili ise Öcalan ile görüşme konusunda nötr kalıyor. Kürt siyaseti ise CHP’nin 2016’daki hatasını tekrarlamaması ve bir tuzağa daha düşmemesi beklentisinde.

KULİS: CHP’de İmralı’ya ‘Hayır’ Ağır Basıyor: Kürt Siyasetinden ‘Yeni Tuzak’ Uyarısı

CHP kaynakları ve Meclis kulislerinden edinilen bilgilere göre, CHP’nin İmralı’ya olası ziyaret için oluşturduğu komisyonda “gitmeyelim” eğilimi daha güçlü.

İmralı’ya gitmeye karşı çıkanlar ve mesafeli duranlar arasında Murat Bakan, Nurhayat Altaca, Salih Uzun, Umut Akdoğan, Türkan Elçi, Gökçe Gökçen ve Murat Emir bulunuyor.

Ziyaretin gerçekleşmesine nötr kalanlar Turan Taşkın Özer, Okan Konuralp, Sezgin Tanrıkulu ve Oğuz Kaan Salıcı.

Genel Merkeze Uyma Kararı 

CHP’li komisyon üyeleri arasındaki bu ayrılığa karşın, tüm üyeler, CHP Genel Merkezi’nin kararına uygun oy kullanacakları yönünde fikir birliğine vardı. Eğer “İmralı’ya gidilsin” kararı çıkarsa, CHP’den Okan Konuralp ve Sezgin Tanrıkulu’nun heyette yer alması bekleniyor.

Parti kaynakları, CHP Genel Merkezi’nde havanın olumsuz olduğunu aktardı.

Kürt Siyaseti 2016’yı Hatırlatıp Tuzak Uyarısı Yapıyor

CHP’nin karar süreciyle ilgili konuştuğumuz, Kürt siyasetinde güçlü konumda olan kaynakların ortak görüşü, CHP’nin 2016 yılındaki hatayı tekrar etmemesi ve Kürtlerle arasına mesafe koymaması yönünde hâkim.

2016’daki dokunulmazlık oylamasında dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” diyerek HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil birçok HDP milletvekilinin tutuklanmasının önünü açan sürece destek vermişti.

Kürt siyasetinde hâkim olan değerlendirme, o gün yaşananın bir “tuzak” olduğu ve CHP’nin bu tuzağa Kılıçdaroğlu döneminde düştüğü yönünde. Bugünse “benzer bir tuzağın yeniden kurulduğu” görüşü hâkim:

“Eğer CHP, İmralı’ya komisyon göndermeme yönünde bir karar alırsa, Kürt kamuoyunun gözünde ‘Kürtlere sırtını dönen’ bir pozisyona itilme riskiyle karşı karşıya kalacak. Kürt toplumuyla arasına çok büyük mesafe koyar. Kürtlerin zihninde, ‘Ne olursa olsun CHP tekçi zihniyetinden vazgeçmiyor, CHP barışın olgunlaşmasını istemiyor’ düşüncesi pekişir.”

Kürt siyasetinde, 2019 yerel seçimlerinden bu yana CHP ile kurulan ilişkiyi daha açık ve demokratik bir “ilkesel buluşma zemini” olarak gören güçlü bir hat var. Bu hatta göre, CHP’nin İmralı sürecinde “gitmeme” çizgisine yerleşmesi, bu zeminin kaymasına ve 2019’dan beri biriktirilen güvenin hızla erimesine yol açabilir.

Özel’in Özrü Havada Kalır

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, birkaç hafta önce 2016’daki dokunulmazlık kararını açıkça “hata” olarak nitelemiş, CHP adına Kürtlere ve Kürt siyasetinin temsilcilerine kurumsal düzeyde özür dilemiş ve Kürt kamuoyu ile DEM Partisi çevrelerinde büyük bir sempati toplamıştı.

Bu özrün altını çizen, İmralı’ya gitme yönünde fikir belirten CHP’li kaynaklar ise, CHP içinde ilk kez bu kadar net bir özeleştiri verildiği, Kürt seçmende açılan yeni sayfalara güçlü bir not düşüldüğünü belirtiyor. Aynı kaynaklar, İmralı konusunda alınacak kararın, Genel Başkan’ın özrünün samimiyet testine dönüşmüş durumda olduğu düşüncesinde.

MYK Yetki Verir mi?

Öte yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, komisyondaki üyelerle bugün (20 Kasım) bir araya gelip İmralı’ya ilişkin olası ziyareti değerlendirecek. Kulislerde, MYK’nın İmralı’ya gidilip gidilmemesini doğrudan oylamak yerine, bu konuda Özel’e yetki verme formülünün de konuşulduğu belirtiliyor. Özel’in 19 Kasım akşamı İstanbul Sultangazi’de yaptığı miting konuşması da, karar sürecine dair bir işaret olarak yorumlanıyor. Özel burada, “Kaçak dövüşerek saçma sapan bir siyaset olmaz. Ben aldığımız sorumluluğun altını çiziyorum. Samimi olanları görüyoruz” demişti.

MYK’nin Özel’i yetkilendirdiği ve AKP’nin de İmralı’ya vekil gönderdiği bir zeminde, Özgür Özel’in İmralı’ya vekil göndermemesi için bir sebep kalmadığı, Ankara’da birkaç gündür tartışılıyor.

CHP’yi kritik bir karar ve sonuçları bekliyor:

Birinci yol: 2016 çizgisi izlenir. CHP, Kürtlerle ilişkisini uzun süreli olarak zedeleme riski alır, iktidar ise “barış adımlarının sahibi” rolünü üstlenir. Süreç ilerlerse, CHP “barış karşıtı” ya da “klasik ulusalcı reflekse teslim olmuş” bir aktör pozisyonuna itilebilir.

İkinci yol: Çağrılara kulak verilir, siyasi risk göze alınır. CHP, hem 2016’daki hatayı pratikte telafi etmeye çalışan bir çizgiye, hem de “Türkiye barışı için somut adım atmaya hazır” bir aktör konumuna geçer. Kürt seçmenle kurulan ilişkinin niteliği de buna göre yeniden şekillenir.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış