Başlangıçta “Türk Mimarlar Cemiyeti” olarak belirlenen derneğin adı birkaç kez değişikliğe uğramış, “Türk Yüksek Mimarlar Birliği”, “Türk Mimarlar Derneği”, “Mimarlar Derneği” olarak adlandırılmış, sonunda 10 yıl önce adına kuruluş yılı 1927 eklenmiş.
Mimar sayısının birkaç yüzü geçmediği 1930-1950 yıllarında dernek, tam bir meslek örgütü işlevini yüklenmiş. Mesleğin ve mesleki örgütlenmenin
yasal güvence altına alınmasını, Mimarlar Odasının kurulmasını hedefleyen çalışmalar dernek gündeminin en başında yer almış.
1954 yılında Mimarlar Odasının kurulmasıyla dernek ana işlevini odaya devretti. Ancak ikincil bir konuma çekilse de varlığını korudu. Oda ile bir anlamda iç içe ve daha çok üyeler arası dayanışmaya ve mimarlık kültürüne yönelik çalışmalar sürdürdü. 1980’lere gelindiğinde dernek kimliği daha belirginleşti, daha bağımsız etkinlik programları oluşturulmaya başlandı.
Değerli arkadaşımız Çetin Ünalın, yaptığı ayrıntılı bir dernek tarihi çalışmasını “Türk Mimarlar Cemiyeti’nden Mimarlar Derneği 1927’ye” adlı kitapta topladı. İçtenlikli bir kurum tarihi çalışması olan bu kitap, derneğe ilişkin zengin bilgilere ulaşma olanağı veriyor. Meraklılarına tavsiye ederim. Ben çok yararlandım.
Derneğin geçmişi konusunda yararlanılabilecek bir başka kaynak, 1944-1953 yılları arasında yayınlanan Mimarlık dergisi. 1940’ların efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, kendisini ziyaret eden dernek yöneticilerine “Organı olmayanın yorganı da olmaz” der. Savaş ve savaş sonrası yılların son derece kısıtlı koşullarında özveriyle sürdürülen dergi yayınının başlatılmasında herhalde Yücel’in yaptığı bu benzetmenin de payı olmalı.
Mimarlar Derneği 1927, Ankara kökenli. Etkinliklerinin önemli bir bölümü Ankara’ya ilişkin. Derneğin Ankara içindeki taşınmalarına baktığınızda bir anlamda kentin gelişimini de okuyorsunuz.1927’de Ulus’ta bir han odasında kurulan dernek daha sonra DTCF binası inşaat şantiyesine taşınmış, oradan Kızılay’a doğru yola çıkmış, bir süre Atatürk Bulvarında Büyük Sinemanın üst katında konaklamış. Konur Sokak’ta kendi binasını satın alan dernek, 1980’lerden sonra Çankaya yöresini mesken tuttu.
"Cinnah 19’a taşınma, dernek etkinliklerine yeni bir canlılık kazandırdı"
Giderek geçmişimize ilişkin mekânsal bir bellek kaybının yaygın olarak yaşandığı günümüzde mimarlıkta “korumacılık” önemli bir işlev, bir tutku oldu. Buna mimari ölçekte bir “vintage” da diyebiliriz. Bu bağlamda dernek hayırlı bir iş yaptı, birkaç yıl önce Ankara’nın “modernist ikonik” yapılarından biri olan Cinnah 19’a taşındı. Bina 1950’lerin sonuna doğru yapılmış, çatısında yüzme havuzu bile unutulmamış. Bir süre Ankara’da bulunan ABD görevlilerinin kullandığı binanın mimarı, derneğe ve Mimarlar Odasına emeği geçenlerden Nejat Ersin. Ayrıntılarına kadar modern mimarinin izlerini taşıyan binanın, ünlü Fransız mimar Le Corbusier’in tasarladığı “Unité d’Habitation” toplu konut blokları ile benzeştiği söylenir.
Cinnah 19’a taşınma, dernek etkinliklerine yeni bir canlılık kazandırdı. Yaşlıca üyelerin “modernist” merdivenlerden inip çıkması biraz güç. Belki bu, derneğin gençleşmesi için bir tür “doğal seleksiyon” olabilir. Bu arada ekleyelim, apartmandaki diğer kat malikleri yeni komşularından memnunlar. Mimarların binaya yeniden kazandırdığı değer, daire fiyatlarını spekülatif bir şekilde artırdı.
Mimarlar Derneği 1927 bir kitle örgütü değil ama etkinlikleri herkese açık, çağrıları 4.500 kişiye ulaşıyor. Kimileri için bir grup mimarın ve mimarlık dostlarının, haftanın
belirli günleri bir araya gelerek bir fincan kahve, bir bardak içecek bir şey eşliğinde hoşbeş (kimi zaman yazıldığı gibi hoş5) ettiği bir yer. Kimileri için mimarlık düşüncesinin en geniş bağlamda tartışıldığı, sunumların yapıldığı bir ortam. Akademik yanı belki ağır basıyor dernek çalışmalarının ama çoğu etkinliği çevrede oturan komşuların da izlediğini eklemeliyim. Ne derseniz deyin, Mimarlar Derneği 1927 “Ankaralı” ve 90 yılık bir gelenekten devraldığı mirasa sahip çıkıyor.
Yorumlar (0)