Saraçoğlu Mahallesi Temmuz 2024’te nihayet tekrar halka açıldı. Ben de Ankara’ya döner dönmez gidip gezdim, gördüm, hatırladım...
Saraçoğlu Mahallesi ile ilk tanışmam, Yenimahalle’den Anıttepe’ye taşındığımız 1964 ylına rastlıyor. Üçüncü sınıfta geldiğim Namık Kemal İlkokulu, o zamanlar tam Saraçoğlu Mahallesi’nin göbeğinde yer alıyordu. Şimdi yerinde küçük bir havuz/gölet var. Kulağımda çocuk sesleri ile bakıyorum sulara. Aklımdan, torunuma “Bak ben bu ilkokuldan mezun oldum” diye gösteremeyeceğim geçiyor.
Namık Kemal İlkokulu (Kaynak: https://www.mehmetakinci.com.tr/ankara-saracoglu-mahallesi-kent-dusleri-yok-mu-edilecek.html)
Hemen kafamı kaldırınca karşıma mezun olduğum Namık Kemal Ortaokulu’nun binası çıkıyor. Onun yıkılmamış olduğunu görmek içimi biraz olsun ferahlatıyor; ama artık Emlak Konut GYO’ya hizmet ediyor; çocuk sesleri ve anılar yine kaybolmuş tabii...
Eski Namık Kemal Ortaokulu, yeni Emlak Konut GYO Binası (Foto: Sema Alpan Atamer)
Etrafa bakıyorum; yeşil, ağaçlı ve sessiz. Başkentin ortasında böyle yeşil bir kamusal alan bulunması insana ferahlık veriyor. Sonra aklıma geliyor: Hafta içi, mesai saatindeyiz. Son gördüğümden bu yana binaların dış cepheleri yenilenmiş; alt katlardaki ticari alanlar hariç mimari yapıları orijinaline yakın korunmaya çalışılmış. Ama sokaklardaki dükkanlar şimdilik boş. Bunlar dolduğunda hala sessiz ve huzurlu olabilecek mi? İlkokulumun bıraktığı boşluğun etrafını yiyecek-içecek mekanları sarmış.
Saraçoğlu Mahallesinin bugünkü hali (Foto: Sema Alpan Atamer)
Sonra Saraçoğlu’nun 2016 yılındaki görüntüsü geliyor gözümün önüne. O yıl Sinetopya’da film kurgusu seminerlerine katılmıştım. Hocalarımız Sinetopya’nın kurucusu Fatin Kanat ve ODTÜ GİSAM’dan Thomas Balkenhol’dü. Yıl sonu atölye çalışması konusu olarak Thomas Hoca, Saraçoğlu Mahallesi’ni çalışmamızı önermişti; bizler de seve seve kabul etmiştik. Mahallede ve binaların içlerinde çekimler, mahalle sakinleriyle röportajlar yapmıştık.
O çekimler sırasında çocukluğumun sokaklarına, mekanlarına tekrar geri dönmüştüm: İlkokuldan çıktıktan sonra evimize yürüdüğümüz okulumuzun karşısındaki yokuşlu patikanın iki tarafı o zamanlar boyumuzu aşan çalılar ve otlarla çevriliydi. Araba trafiği olmadığı için de biraz ıssız bir yoldu. Birbirimize anlattığımız, kenarlardaki otların, çalıların arasından her an bir ‘kötü adam’ çıkabileceği hikayesinin bu yolda yürümeyi bir yandan korkulu ve maceralı, diğer yandan da keyifli, hale getirdiğini hatırlıyorum.
Tepeye tırmanan patika (Foto: Ahmet Soyak)
2016 yılında Mahalleye gittiğimizde arnavut kaldırımı döşeli o dar patikada yıllar sonra yürümek, yürüyebilmek, anlatılması zor duygular vermişti bana. Çalılar, ağaçlar yine boyumu aşıyordu; çünkü o günden bugüne hem ben çok uzamamıştım; hem de çalılar çok uzamıştı.
Bu gidişimde yine aynı patikayı gözlerim arıyor. Hemen bulabilmem biraz zor oluyor. Etrafındaki çalılar, otlar tamamen temizlenmiş. Çok titiz bir peyzaj çalışması yapılmış (!). Patika artık, tepede açılması planlanan otele doğru çıkıyor. Kimsenin geçmemesi için önüne demir bir parmaklıkla engel konmuş. Aynı yoldan yürüyememek içimi acıtıyor.
Kapatılan patika yol (Foto: Sema Alpan Atamer)
Saraçoğlu Mahallesinde oturan arkadaşlarıma hep gıpta ettiğimi hatırlıyorum. Çünkü Saraçoğlu Mahallesi, üç katlı binaların aralarında yeşil alanlar olan bambaşka bir mahalleydi. Oradaki çocuklar, yemyeşil bahçelerde oynuyorlardı. Mahallede oturanlar memurlar olduğu için komşular birbirlerini tanıyordu; bu yüzden daha güvenliydi; bu da çocukları daha özgür bırakıyordu. Komşuluklar, arkadaşlıklar daha sıcak, daha yakındı.
Saraçoğlu’nun eski hali (Kaynak: https://www.arkitera.com/haber/saracoglu-mahallesine-maliye-bakanligi-destegiyle-emlak-konut-gyodan-proje/)
Yaptığımız röportajlardan sesler kulaklarımda: “Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk toplu konut projesi. Türk tipi yaşam biçiminin, yapıldığı yıllardaki çağdaş kent teknolojisinin bir laboratuvar çalışması, Alman Paul Bonatz tarafından çizilmiş. Burada değişik büyüklüklerde, yani çekirdek aile tipi, orta aile tipi, büyük aile tiplerine uygun lojmanlar var” “Burayı planlayan insanların, memurunu adam yerine koyduğunu, çalışanını insan yerine koyduğunu görüyorsunuz. Türkiyenin kalbi Ankara. Ankara’nın kalbi Bakanlıklar, devlet kurumlarının bulunduğu yer…Hepsi burada olduğu içinki meclis de burada planlanıyor... Vatandaş işine rahat gitsin gelsin diye düşünülüyor. Yakın olsun”. “Sosyal donatı alanları, herşeyi ile mükemmel bir toplu konut, bugünkü toplu konutlarda olmayan özellikleri taşıyan bir toplu konut projesi.” “Örnek alınması gereken bir mahalle. Mimarisi bile rahatlatıyor, iki üç katlı binalar, cumbaları var. Evlerde derinlik var. İnsan yapısına çok uygun bir ortam” “. İnsanların yaşadığı sürede evine isteyerek gittiği bir yapı tarzı var buranın”, “Burada yalnızca insan yaşamına değil, flora ve faunaya da çok önem verilmiş. Sonradan dikilenler dışında; burada Ankara'ya özgü Ankara armudundan, Hacı Bekir elmasından, florasından bahsedebiliriz. Bugüne kadar ben on üç tane ayrı kuş resmi çektim burada.” “Kaplumbağalarımız bile vardı..
Saraçoğlu Mahallesi’nin eski hali (Kaynak: https://www.mehmetakinci.com.tr/ankara-saracoglu-mahallesi-kent-dusleri-yok-mu-edilecek.html)
2016 yılındaki çekimlerimiz sırasında gördüğümüz manzara bambaşka. Binalar boşalmış, harap olmuş, çevre bakımsız...
Çöküntü alanı haline gelen Saraçoğlu Mahallesi’nden bir görüntü
Saraçoğlu Mahallesinin çöküntü alanı haline getirilme sürecini şaşkınlık ve üzüntüyle dinlediğimiz mahalle sakinlerinin sesleri kafamın içinde dönüyor: “Yaklaşık 3 yıl önce çık kararı verildi......Tabii biz şaşırdık”. “Bugün içerisi boşaltıldı, yaklaşık üç yıldır bu süreç devam ediyor. Çatıların kurşunları bile yok edildi, yani yağmaya uğradı.” “O tahliye sırasında sokak kapatılıyor; polisler geliyor, sayıca fazla bir polis geliyor zaten. Sokağı kapatıyorlar. Giriş çıkışlar yasaklanıyor sokakta. Tahliye edilirken o eve yaklaştırılmıyorsunuz.”, “Evden çıkarılırken Z. hanım yeni anjiyo olmuştu. Yerlerde sürükleyerek tahliye yaptılar. Ertesi gün gazetelerde yer aldı zaten”, “Tahliyelerde, 2-3 araba, 40-50 polis ve çevik kuvvet geliyor. Olay yeri gibi sanki, evi çeviriyorlar; ara yerlere polisleri koyuyorlar; kimse oradan geçemiyor. Sabah erken kapıyı çalıyorlar; kapıyı açan olmazsa kapıyı kırıp giriyorlar”, “Tahliye etmiş olmak için benim eşyalarımı karşı daireye, bir üst daireye, yan daireye, neresini denk getirirlerse oraya koyuyorlar. ‘Biz bunu tahliye ettik’ diyorlar. Aslında mahalleden uzaklaştırmış olmuyorlar”, “Taşımıyorlar, resmen atıyorlar. Bizim eşyalarımızın çoğu kırılmıştı.” Video çekerken gözlemlediğimiz, boşaltılmış evlerin yüreklere dokunan görüntüsü, hala orada duran yaşanmışlıkların izleri, insanların ne kadar apar topar gittiklerinin delilleri gözlerimin önüne geliyor.
Saraçoğlu Mahallesi’ndeki zorla tahliyeden bir görüntü (Kaynak: https://www.ulusal.com.tr/haber/8652391/ankarada-zorla-tahliye)
Mahalleli direndi. Mahalleli, “Kentlilik bilincinin en önemli maddesi, kente karşı duyarlılıktır. Ankara'nın, Ankaralının, Saraçoğlu Mahallesine duyarlı olması lazım. Ankara'yı yönetenlerin vereceği bir karar değil bu; Saraçoğlu Mahallesinin kaderi ile ilgili verilecek karar, tüm Ankara’nın geçmişinin ve gelecek kuşaklarının ortaklaşa düşünerek vereceği bir karar olacak. Kent hafızasına katkı yapan bir değer dediğimiz Saraçoğlu Mahallesine bugünkü Ankara'yı yönetenlerin biraz daha duyarlı davranması lazım” dedi. Başta Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, sivil toplum örgütleri, aktivistler, Ankara’lılar mücadele etti; yerel basın destek verdi; evlerin yıkılmasına, mahallenin bir AVM ve otopark alanına dönüştürülmesi fikrine karşı çıktılar. Bir keresinde Dünya Çevre Gününde Başkent Dayanışmasının düzenlediği bir yürüyüşe katıldığımı hatırlıyorum.
5 Haziran 2016 Saraçoğlu Mahallesi yürüyüşü (Foto: Bülent Atamer)
Yürütmeyi durdurma kararları, mahkemeler, plan iptalleri bir bakıma sonuç verdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde Emlak Konut tarafından restorasyon çalışmaları yapılan Saraçoğlu Mahallesi’ni Koruma, Yenileme ve Yaşatma Projesi hayata geçirildi.
2020 yılında Saraçoğlu Mahallesi Koruma, Yenileme ve Yaşatma Projesi başlatıldı (Foto: Bülent Atamer)
Proje sonucunda ortaya 44 tane tescilli bina, toplam 119 konut, 172 ofis, 112 dükkân ve 159 odalı tarihi otel ortaya çıkmış. Projede bulunan 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ile 5+1 dubleks ve 6+1 dubleks gibi farklı tiplerdeki 119 konut, Emlak Konut tarafından Ağustos 2023’te e-ihale usulüyle satışa sunuldu.* Duyduğum kadarıyla konutlar, “kaymak tabakası” tarafından satın alınmış. Hatta 4 konut hala alıcısını bekliyormuş.
Saraçoğlu Mahallesi’nin yeni hali (Foto: Sema Alpan Atamer)
Saraçoğlu Mahallesinde dolaşıyorum. Bir zamanlarçalıştığım kurumdan öğle aralarında çıkıp yürüdüğüm sessiz sakin yeşil ve serin sokakların huzuru hala içimde. Sonbaharda kaldırımları kaplayan yeşil-sarı-kırmızı yaprakların hışırtısı kulaklarımda. Neyse ki, 210 adet anıt ağacın hepsi korunmuş. Buna ek olarak 3 bini aşkın yeni ağaç dikildiği söyleniyor.* Korunamayacak durumda olanlar sevimli heykellere dönüştürülmüş. Öte yandan Proje öncesi Mahallede 4500 ağacın bulunduğundan bahsedildiğini duydum.
Heykele dönüştürülmüş ağaç (Foto: Sema Alpan Atamer)
Kütüphanenin insanı çeken binası güzel bir sürpriz gibi karşıma çıkıyor. Burası ilk Milli Kütüphaneydi ve her yaştan, herkes üye olup girebilirdi. Sonra Milli Kütüphane, bahçelievlerdeki yeni binasına taşınınca burası Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi adını aldı. Mahalle sakinlerinin kütüphaneyi anlatışlarını anımsıyorum: “İlk yapıldığında okuma salonu burası. İnsanlar geliyor çayını içiyor, terasa çıkıyor, gazete dergi okuyor.” “Bahçeye bakan bir terası var. Çok güzel ahşap bir yapısı var. Tavanlar yüksek, işlemeli..Orada insanlar birbiriyle tanışıyor. Sıcak bir ortam olsun diye, onu yaratmak amacıyla planlanarak yapılmış.”
Saraçoğlu Mahallesi’nde yer alan Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi (Kaynak: https://ankaraninkutuphaneleri.weebly.com/adnan-oumltuumlken-kuumltuumlphanesi.html)
Saraçoğlu Mahallesinden ayrılırken yine kulağımda sesler, kafamda sorular: “Saraçoğlu Mahallesini Türkiye'deki kent hafızası kavramına en uygun mahalle olarak düşünmek gerekir. Çünkü kent hafızasını oluşturan en önemli kavram mahalle kültürüdür. Yani mahalle kültürünün kente kattığı değerlerdir. Kent hafızası bir kentin doğası, kültürü, tarihi, yaşanmışlıkları, florası, faunası, o kente değer katan şeyler; ve bunların tamamına, toplamına da kent hafızası diyoruz, yaşanmışlıklara”.
Saraçoğlu Mahallesi Proje alanı (Kaynak: https://www.emlaktasondakika.com/haber/saracoglu-mahallesi-yenileme-projesi)
Yapılan Projeyle kent, hafızasından neler kaybetti? Yeni haliyle Mahalle kente ve kentliye hangi değerleri katacak? Saraçoğlu Mahallesi’nin şu anda bir koruma statüsü var mı?** Yeni mülkiyet yapısıyla bu Mahalle korunabilecek mi? Ne kadar süreyle? Sadece binaların ve ağaçların korunması yeterli mi? Ekonomik ve sosyal yapısıyla nasıl bir yaşam ortamı oluşturacak? O sessiz, sakin, huzurlu ortamını koruyabilecek mi? Mahalledeki flora ve fauna bu projeden nasıl, ne kadar etkilendi? Projeye ilişkin neden bir ÇED Raporu yok? Mahallenin çevresiyle, Kızılay, Güven Park ve Bakanlıklar’la etkileşimi nasıl olacak? Saraçoğlu Mahallesini değerli kılan neydi? Şimdi ne? Yapılan projeyle eski değerlerden ne kadarı bugüne taşınabildi?...
* https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/saracoglu-mahallesi-e-ihale-ile-satisa-cikti-42314025
** Saraçoğlu Mahallesi Kentsel Sit Alanıa ilişkin enson Koruma Kurulu kararı 2009 yılında alınmış. https://korumakurullari.ktb.gov.tr/Eklenti/41321,ankara-envanter.pdf?0
Yorumlar (1)
Süleyman Özkaplan
3 gün önce / 15.02.2025Eline sağlık,söylenecek çok da birşey bırakmamış gibisin, üzerine konuşacak çok şey olsa da!!!!!
Beğendim 1 | Beğenmedim 0 | Cevapla