Toplu Taşımanın Sorulmayan Sorusu: Ankaralılar Neden Evden Çıkmıyor?
2019 rakamlarıyla yaklaşık 5,7 milyon nüfusu ile Ankara’da kent içindeki toplam yıllık seyahat sayısı 1.8 milyar. Bu her Ankaralı yılda 315 kere kent içi yolculuk yapıyor anlamına geliyor. Diğer bir deyişle ortalama bir Ankaralı iki günde bir dışarı çıkıyor. Yaklaşık 2,1 milyon nüfuslu Paris’te (Zone 75) ise yıllık seyahat sayısı 4.2 milyar. Bu sıradan bir Parisli kent içinde yılda 1900 kere seyahat ediyor demektir, bir Ankaralıdan 6 kat fazla! Ezcümle, Paris sokakta Ankara ise evde yaşıyor! Bunun tek değilse de önde gelen sebeplerinden birisi Ankaralıları evde kalmaya ve mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamaya iten toplu taşıma sistemimiz ve bunu değiştirmeliyiz!
Sanki Ankaralı evden çıkmasın isteniyor!
Ankara’da toplu taşıma ücretlendirmeden otobüs seçimlerine kadar mevcut haliyle kamusal bir hizmet olma niteliğinden uzaklaşmasının yanı sıra Ankaralıların toplu taşımayı zaruri haller dışında kullanmamaya yönlendiren talebi baskılayıcı bir anlayışla planlanıyor. Talebi baskılamaya yani Ankaralıların kent içindeki dolaşım isteğini sınırlamaya odaklanan bu yaklaşımın kaçınılmaz sonucu kentin, özellikle de kent merkezinin insansızlaşması, rengini, nefesini yitirmesi...
ÖHO’lar: 12 Eylül’den Gökçek’e, Gökçek’ten Yavaş’a Büyüyen Bir Sorun
1950’lerde başlayan elektrikli otobüsler gibi yaratıcı çözümlerin peşi bırakılıp, geç de olsa Karayalçın döneminde başlayan raylı sistem atılımı da Gökçek döneminde kesintiye uğrayınca kentlilerin yıllar içinde kendi kendilerine ürettikleri çözümler kalıcılaştı; kent içi ulaşımda toplu taşımanın görmezden geldiği talep ihtiyacı artan dolmuş hatları ve özel araç kullanımı ile karşılandı. Özel Halk Otobüsleri (ÖHO) ise hayatımıza 12 Eylül ihtilali ile girdi. Ocak ayında ÖHO’ların indirimli ve ücretsiz yolcuları taşımama tehdidi ile başlayan ve Şubat ortasında toplu taşıma ücretlerine %20 zam ile faturası bir kez daha Ankaralılara kesilen toplu taşıma krizi gösterdi ki toplu taşımanın tek değilse bile ana sorunu ÖHO’lar!
12 Eylül sonrası hayatımıza giren ÖHO’lar altın çağını 90’ların ortalarında Gökçek dönemi ile yaşamaya başladı. 90’ların ikinci yarısından itibaren Ankara’da toplu taşıma bir ulaşım hakkı meselesi olmaktan kentlileri ulaşım talebi üzerinden esir alan ve bir bütün olarak tezgâha çeken bir soyguna dönüştü! Ankara’da karanlık çağ sona ereli 6 yıldan fazla oldu. Yavaş dönemi Gökçek dönemi ile karşılaştırıldığında toplu taşımada bazı iyileştirmelerin ve yaklaşım farklarının olduğunu tespit etmek ve hakkını vermek gerekir ama ne yazık ki esasa ve vizyona dair değişen bir şey yok. Ezcümle, bizatihi içinde yaşadığımız, filmi yapılsa izlenmez derecede vasat bu soygun senaryosu üzerine yazacağım bugün.
Tehdit Edip Zam Aldılar!
Adı ile müsemma ilan sitesinin “sarı site”nin sayfalarında geziyorum. “263 - Etlik Balgat hattı, %25 hisse satılık” fiyat 6.9 milyon lira, (tümü 27,6 milyon eder), ikinci bir ilan “Ankara’nın en gözde hattı (415) tam hisse satılık”, fiyat 22 milyon lira… Liste uzayıp gidiyor…
Elimin altında ne kadar zarar ettiklerini söyleyip koca Başkenti; yaşlıları, öğrencileri ve bilumum indirimli kart sahiplerini taşımamakla tehdit eden Özel Halk Otobüsü sahiplerinin açıklamasına dair haber: “Tüm Özel Halk Otobüsleri Kooperatifleri Birliği (TÖHOB) ve Ankara Özel Halk Otobüsçüler Esnaf Odası (ÖHO) imzasıyla özel halk otobüslerine asılan duyuruda “özel halk otobüslerinin ekonomik olarak hizmetleri devam ettirmesinin imkansız hale geldiği vurgulanarak, 1 Şubat'tan itibaren ücretsiz, abonman ve indirimli tarifelerinden faydalanan yolcuların taşınmayacağı bildirdi”
İki haftalık karşılıklı sessizlik ve ardından Şubat ortasından itibaren geçerli olmak üzere Ankara’da toplu taşımaya %20 zam kararı ve Belediyeden açıklama: “Başkent Ankara’da toplu taşıma giderleri, enflasyon ve yakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle yükselmiştir. Özel işletmecilerin sürdürülebilirlik talepleri ve EGO Genel Müdürlüğü’nün maliyet analizleri sonucunda, 16 Şubat 2025’ten itibaren tam bilet 26 TL, öğrenci bileti 13 TL olarak belirlenmiştir.“
Son 1,5 yılda %273 zam!
Belediye, Ankara’da toplu taşımaya en son Ağustos 2024’te % 40 zam yapmıştı. Yapılan son zamla birlikte son yerel seçimden bu yana ulaşım ücretleri %73 artmış oldu. Temmuz 2023’te 9,5 TL olan tam otobüs bileti ücreti bugün 26 TL oldu: 1,5 yıldaki artış %273! Aynı dönemde mazot fiyatında %28, asgari ücrette ise %121 artış oldu. Toplu taşımada tam biletteki artış oranı artışa dayanak olarak gösterilen diğer kalemlerin 2,5 ila 10 katı oldu. Aradaki büyük fark izaha muhtaç!
Senaryo düzeninde okuyunca olsa olsa bir soygun filmine ait gibi duran bu olay dizisi ne yazık ki bizim hayatımız: dünyanın önde gelen kentleri ücretsiz toplu taşımayı konuşup hayata geçirirken bize yaşatılanın ta kendisi: Ankara’nın Toplu Taşıma Tezgahı!
Bir yandan zarar ettiğinden(!) şikâyet eden ÖHO esnafı, bir yanda yakıt maaliyeti ve personel ücretleri bahanesi ile toplu taşıma ücretlerine zam üstüne zam yapan Belediye ve bir sürü laf kalabalığı… Laf kalabalığı yandaş basınlar arası sert atışmalar olarak cereyan ettiği için aslen ne olduğu ile ilgilenen de pek yok. Herkes karşı tarafı dövme derdinde. İki tarafın kayıkçı kavgasında sopayı arada kalan Ankaralılar yiyor!
“Sürdürülebilirlik” Talep Eden Kim?
Ankara Büyükşehir Belediyesi son zam açıklamasında personel gideri, enflasyon ve yakıt fiyatları gibi bildik bahanelerin yanına özel işletmecilerin ‘sürdürülebilirlik talepleri”ni de eklemiş. Maaliyetler ile zam oranı arasında farkı anlamak için tam da buraya bakmak gerekiyor. Belediye açıklamasında “sürdürülebilirlik” diye geçeni biz Ankaralılar ÖHO sahiplerinin Ocak ayı içinde otobüslere astıkları tehdit içerikli açıklama olarak biliyoruz. ÖHO sahipleri otobüslerine astıkları duyuruda “özel halk otobüslerinin ekonomik olarak hizmetleri devam ettirmesinin imkânsız hale geldiği”ni belirterek indirimli veya ücretsiz ulaşım hakkı olan kimseyi taşımama tehdidi savurmuştu. EGO aynı sertlikte bir açıklama ile yok öyle bir şey demeye getirdi. Şubat ortası itibarıyla ulaşım ücretlerine sessiz sedasız yapılan zam ile Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ÖHO sahipleri arasında sulh sağlandığını anlıyoruz. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi bir kez daha ÖHO’lara nakit destek kararı aldı. Kriz bir sonraki danışıklı dövüşe kadar gündemden düştü!
“İş Potansiyeli Yüksek ÖHO Hattı”: Fiyat 22 ila 30 Milyon!
Birileri aklımızla dalga geçiyor! Bir kısım bizim ÖHO esnafının zarar ettiğine ve zorunlu olarak da +65 Ankaralıları, öğrencileri, engellileri taşımama kararı aldığına ikna olmamızı bekliyor, Belediye ise maaliyetleri işaret edip zammı makul göstermeye çalışıyor! Zam oranı ile maaliyetler arasındaki fark belediyenin iddiasını çürütüyor. Yazının girişinde iki örneğini paylaştığım satılık ÖHO hattı ilanlarına bile tek başına bakılınca ÖHO esnafının zarar ettiği iddiasının doğru olmadığı açıkça görülebilir! Zarar ettiği bahanesi ile isyan eden esnaf otobüs hattını sarı sitede 22 ila 30 milyon aralığında satışa koyuyor. İlanlara da ekliyor: “İŞ POTANSİYELİ YÜKSEK”, “ANKARA’NIN EN GÖZDE HATTI…”
Peki Aslında Ne Oluyor?
Önce bildiklerimizi özetleyelim:
- Ankara’daki en işlek en kalabalık hatları Özel Halk Otobüsü İşletmecilerine tahsis edilmiştir.
- EGO’ya ait otobüsler bu hatlardan ya tümden çekilmiştir ya da ihtiyari ve seyrek olarak hizmet verir.
- Bugün o hatlardan birinde bir işletme sahibi olmanın bedeli 20 ila 30 milyon TL’dir.
- Aynı hatlarda otobüs sahibi olan esnaf sürekli zarar ettiğini iddia etmektedir.(!)
- Kalan hatlardaki yolcuları taşımaya çalışan EGO da her yıl bol sıfırlı zarar açıklamaktadır.
- Ankara’da, 2019 yılı verilerine göre 1500 civarı EGO otobüsü, 300 civarında ise ÖHO bulunmaktadır. (Merkez ilçeler dışına yolcu taşıyan Özel Toplu Taşıma Araçları hariç)
Bu bildiklerimizle değerlendirdiğimizde görüyoruz ki 300 otobüslük ÖHO filosunun sahipleri (ki bunların kim ve kaç ayrı kişi olduğunu bilmiyoruz) Gökçek döneminin başından bu yana yerleşik bir düzen kurmuşlardır ve üzülerek belirteyim ki bu düzen Mansur Yavaş döneminde değişmemiştir, böyle giderse değişeceğe de benzemiyor. Ocak ayı başından bu yana yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki bu 300 otobüslük güruh Gökçek zamanında kendilerine bahşedilen, Ankara’nın toplu taşıma tezgahını yönetme ve dahi 6 milyonluk Ankara’nın toplu taşıma fiyatlarını belirleme gücünü korumaktadır.
Diğer yandan EGO da her zam döneminde ne kadar zarar ettiğini bol sıfırlı rakamlarla duyurur ve zam yapmakta ne kadar haklı olduğuna biz Ankaralıları ikna etmeye çalışır. Zarar ettiği bilgisi doğrudur elbette! Verdikleri rakamların doğru olduğunu varsayabiliriz zira tüm “kârlı” hatlar 300 otobüs sahibine verildiği için kalan hatlara yetişmeye çalışan 1500 otobüslük filonun “zarar” etmesi beklenmedik değil! Zira Belediyenin 2019 kent içi seyahat rakamlarına göre ÖHO başına düşen yolcu sayısı EGO otobüsü başına düşen yolcu sayısının en az iki katı. ÖHO otobüsleri kendilerine tahsis edilen hatlarda tam kapasite çalışırken EGO otobüsleri ortalama %40 kapasite ile çalışıyor. ÖHO sahiplerinin otobüslerinde indirimli ve ücretsiz yolcu taşımak istememeleri de bundan olsa gerek; zaten tam bilet ücretiyle tam kapasite yolcu taşırken kendi tabirleriyle bu “beleşçiler” de kim oluyor!
Başka Bir Toplu Taşıma Mümkün!
Bu kadar saçmalığın içinde önümüzden kaçırılan basit matematik şu: Başka hiçbir şeyi değiştirmeden 300 otobüslük rant filosu Ankara’nın toplu taşımasından el çektirilse ve EGO kendi filosunu güçlendirerek bu 300 otobüse terk edilen hatları ikame etse EGO’nun “zarar”ı azalırken, Ankaralılar ise yılda bir kendilerini ulaşım hakkı ile tehdit eden doymaz para babalarından kurtulur! Biz de Ankara’da başka bir toplu taşımanın olanağını konuşmaya başlayabiliriz.
Toplu Taşımada Unutulması Gereken İki Kavram: “Kâr” ve “Zarar”
Ankara’da yerel yönetim bağlamında son 30 yılda içine sürüklendiğimiz debdebe içinde bize unutturulan pek çok şey var. Onlardan biri de toplu taşımanın aslı amacı! Toplu taşıma “kâr” konusu olmaması gerekir, toplu taşıma için yapılan harcama da “zarar”dan sayılamaz! Toplu taşıma vücudun dolaşım sistemi gibidir, kan yerine kentlileri taşır, kentlilerin kendilerini gerçekleştirme serüvenlerinde kentte var olmalarını ve haklarına ulaşabilmelerinin gereği kamusal bir hizmettir. Sevgili Akın Atauz bunu Özel Halk Otobüsleri Kalkıyor (https://solfasol.tv/ozel-halk-otobusu-kalkiyor/) başlıklı yazısında detaylıca anlattığı için buna tekrar girmeyeceğim.
Bu Cendereden Nasıl Çıkacağız?!
Evden çıkmamızı istemeyen, çıksak bile erişmekte türlü zorluklarla ve dahi ÖHO’cuların tehdit ve kötü muamelesine maruz bırakıldığımız bu toplu taşıma sistemi Ankaralılar için bir cendere! Bu cendereden çıkmak düşünce sistemimizi değiştirmeden mümkün olmayacak. ÖHO’ların varlığı ve sahip oldukları lobi gücü bu düşünce sisteminin temel unsuru ve devreden mutlaka çıkarılmalı! Bu kapsamda ilk yapılması gereken ÖHO sahiplerinin baskısı ile yapılan son toplu taşıma zammının iptal edilmesi olmalı. Ardından ve hemen toplu taşıma sistemimiz, aslen kentsel hizmetlerde öncelik sahibi olması gereken yaşlı, engelli, öğrenciler nezdinde milyonlarca Ankaralıyı yok sayan, bizi tehdit eden rantçıların elinden alınmalı ve en kalabalık hatlardan başlayarak tüm Özel Halk Otobüsleri kademeli olarak seferden kaldırılmalıdır. Bu yapılırken işsiz kalacak ÖHO emekçilerine istihdam önceliği verilerek aynı hatlarda EGO otobüsleri devreye sokulmalıdır.
Herkes için Erişilebilir, Konforlu ve Ücretsiz Toplu Taşıma Mümkün!
Sistemdeki bu öncü revizyonun ardından kamusal bir hizmet olan ve pek çok insan hakkının da öncülü olan ulaşım hakkının bir gereği olan toplu taşımayı ucuzlatmaya yönelik politikalar belirlenmeli ve uygulamaya konmalıdır. Bu kapsamda ilk aşamada ve hemen, sürekli toplu taşıma kullanan Ankaralılar için sınırsız binişli, sabit ücretli abonman kartı çıkartılmalıdır.
Ve hemen ardından ücretsiz toplu taşıma hedefi ile dünyadaki iyi örnekleri de dikkate alarak Ankara’da toplu taşımanın tümden ücretsiz olacağı bir plan için çalışmaya başlamalıyız. Hem iklim krizi ile mücadele hem özel araç kalabalığından kurtulmak için ama en önemlisi insanların sokağa, kente ulaşmasının önündeki tüm engelleri kaldırmak için herkes için erişilebilir, konforlu ve ücretsiz toplu taşıma bir hedef olmalıdır.
Yapılması gerekenler bunlarla sınırlı değil elbette ama Ankara Büyükşehir Belediyesi, bu aşamaların tümünde ve mutlaka, hepimizi tek tek ilgilendiren bir konu olan toplu taşıma konusunda karar alırken göstermelik olmayan gerçek katılımcılığı esas almalı, kentin tüm kurum ve aktörlerini ve dahi 6 milyon Ankaralıyı, en az ÖHO sahipleri kadar dikkate almalıdır.
---
NOT: Daha fazlasıyla ilgilenenler için Sevgili Akın Atauz ile Ankara’da toplu taşıma ve ulaşım hakkı üzerine yaptığımız programların linkleri aşağıda:
- Akın Akın Ankara: Ankara'nın Ulaşım Sorunu – 6 Şubat 2022
https://www.youtube.com/watch?v=-cRkM8VVdws&list=PLNFqHPrUabwJBvyQFM938PQ8qU3XFoFKl&index=14
- Akın Akın Ankara: Ankara'da Ulaşım (2) – 23 Ocak 2022
https://www.youtube.com/watch?v=7F3OmBV_J5Q&list=PLNFqHPrUabwJBvyQFM938PQ8qU3XFoFKl&index=16
Yorumlar (2)
İbrahim Avcı
2 gün önce / 04.03.2025Özel halk otobüsü -EGO otobüsleri arasında şöyle bir gayri meşru ilişki de var: Ben Keçiören'de ikamet ediyorum. Özel halk otobüsleri EGO mobilden aibakarak ayarlıyor, EGO otobüsünden 2-3 dakika önce durağa geliyor. Yolcuları toplayıp gidiyor. ÖHO'dan bir kaç dakika sonra durağa gelen EGO otobüsleri de kalan yolcuları (kalırsa, kaldığı kadarıyla) alıp gidiyor. Burada ÖHO ve EGO otobüs şoförlerinin pis bir anlaşma içinde oldukları şüphesi de doğuyor. Bu şartlarda EGO'nun zarar etmemesi mümkün değil. (Mobil uygulamada olmayan ÖHO seferleri de oluyor sanki bazen)...
Beğendim 0 | Beğenmedim 0 | Cevapla
İbrahim Avcı
2 gün önce / 04.03.2025Aynı şeyi taksiciler için de düşünmek lazım. Büyüklehirlerde taksi plakası, öğrenci servis vs plakaları tam bir sömürü ve soygun aracına dönüşmüştür. Plaka sahipleri hiç çalışmadan büyük paralar kazanıyor. İşin siyasi yanı ayrı.. Çözüm basit ama irade getektiriyor: Taksi plakaları sadece bu işi fiilen yapanlara ve çok uygun fiyatlarla verilmeli. Taksicilik yapacaklar belli bir eğitimden geçerek sertifika almalı. Belli kurallara uymayan taksici esnafına ihlalin ağırlığına göre, ağur ihlallerde taksicilik yapma hakkının kaybettirecek sertifika iptaline kadar giden müeyyideler uygulanmalıdır. Sertifika alan herkes taksi /servis plakası alabilmelidir. Böylece bu sektör siyasetçilerin rant dağıtma ve sömürü aracı olmaktan çıkarılabilir.
Beğendim 0 | Beğenmedim 0 | Cevapla