Bu proje ile “doğal ürün yetiştiriciliği yaparak temel bilgilerini paylaşmayı, beceri kazandırmayı, özellikle çocuklara ve gençlere ürün yetiştirme alışkanlıkları kazandırarak, bitki türlerini tanıtmayı hedeflediklerini” ifade ettiler. Bu yıl ise Mart ayının başında tekrar bir araya gelen dernek üyeleri ve gönüllüler, geçen yılki bostan çalışmalarını kutlayarak yeni dönem için hazırlıklarına başladılar. Öncelikle ,eski kale direklerini kullanarak sera yapacakları yeri belirlediler.
Daha sonra ise bu sene ekecekleri tohumlara karar verdiler. Bir sonraki hafta 17 Mart 2013 Pazar günü, dernek üyeleri yine gönüllülerle birlikte yaklaşık 30 kişilik bir grup olarak tekrar toplandı. Tam da derneğin amaçlarını karşılar nitelikte olan bu buluşmada gençlerin sayısı oldukça fazlaydı. Havanın soğuk olmasına ve sabahki kara rağmen kalabalık bir grup oradaydı.. Ne de olsa toprağın insanları birleştirici bir özelliği vardı. Bu hafta, geçen hafta belirlenen tohumların ekim haftasıydı. Önce viyoller (fide üretmek için kullanılan çok gözlü plastik kaplar) torf dediğimiz oldukça verimli bir toprakla dolduruldu. Daha sonra özenle seçilmiş doğal tohumlar (domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz, kabak, vb...) viyollere ekildi ve her tohumun can suyu verildi. El birliği ile 500’e yakın tohum ekildi. Geçen haftadan yeri ayarlanan seranın üzeri naylonla kaplandı ve içerisindeki toprak bellendikten sonra viyoller bu seraya alındı. Bunun yanı sıra bostanın bir köşesine kayısı çekirdekleri ve soğanlar için de bir alan hazırlandı ve dikimleri yapıldı. Ayrıca Çankaya Belediyesi’nden getirilen çalı çırpılar da malç yapılmak üzere öğütüldü.
Çiğdemim Derneği’nin geçen sene başlattığı “Kentin Ortasında Bostan Projesi” çalışmaları bir sonraki haftalarda da hızla devam edecek. Çiğdemim Derneği başlattığı bu proje ile Ankara’da kent bahçeciliğine güzel bir örnek teşkil etmekte. Türkiye’de Yeryüzü Derneği’nin başlattığı, permakültür ilkelerine göre tasarlanan kent bahçelerinin sayısı günden güne artmakta. Permakültür kavramını ortaya atan Bill Mollison günümüzde kentlerin üretebileceğinden çok daha fazlasını tükettiğini dile getirmekte. Günümüzde ticaret ve endüstri alanlarına olan ihtiyaçların artmasıyla gıda yetiştiriciliği kenar mahallelerden uzak kırsal alanlara itilmiştir. Oysa ki kent bahçeciliği ile çok fazla enerji tasarrufu yapılır. Evde üretilen ürünlerin kullanılması ile nakliye, paketleme giderlerinden kurtulunur ve daha az atık üretilir. Aynı zamanda yerelde, yerinde beslenerek karbon ayak izimizi de azaltmış oluruz. Kentlerde permakültür yaparken en yaşlısından en gencine herkes bir arada çalışır ve iş bulmakta sıkıntı çeken kişiler bu sistemi geliştirmek adına faydalı işler yapabilirler. Kısacası kent bahçeciliği ya da kentsel permakültürün hem gezegenimize hem de insanların yaşamlarına oldukça olumlu etkileri olmaktadır.
Dileriz, Ankara örneğindeki gibi Türkiye’nin her yerinde kent bahçeciliği daha çok yaygınlaşır.
Yararlanılan Kaynaklar Çiğdemim Derneği Seyir Defteri 2012-2013 Permakültüre Giriş, 2011, Bill Mollison http://www.ntvmsnbc.com/id/25296820/
Yorumlar (0)