Solfasol: Deli Sanat Merkezi’nin kurucusu ve yöneticisi olan Esin Kartaloğlu ile aynı zamanda da Yol Arkadaşım Oyunu oyuncularından Fatih Pestil yanımızda. Yol Arkadaşım Oyunu’ nun fikri nasıl doğdu, biraz oyundan bahseder misiniz?
Fatih Pestil: Çok eski, kadim bir dostluk vardır Esin ve Ziver ile aramızda, Mavi Sahne’den günümüze dayanan. Ankara’ya geldiğimde, birkaç yeni proje üzerinde çalışırken Ziver ile yan yana gelme şansımız oldu ve Deli Sanat ile bir proje yapabilir miyiz diye konuşurken, az kadro ile, Ziver, Esin ve benim olduğum bir şeyi tasarlayabilir miyiz diye düşündük. Uzun zamandır çalışmakta olduğum doğaçlama tiyatro üzerine bir şeyler yapılabileceği konuşuldu. Doğaçlamanın kısa biçimlerinden oluşan bir gösteri tasarlayalım dedik. Arka arkaya Esin’in moderatörlüğünde, Ziver ile benim oynadığımız kısa biçimlerden oluşan bir oyun fikri ile yola çıktık ve antrenmanlara başladık. Sanırım ikinci veya üçüncü antrenmanda, oyunlardan biri Ziver’in kafasını
çeldi. Bir oyun vardı, aslında kısa biçim olarak tasarlanmıştı, bir yere gitmek üzerine kuruluydu. Bunu çalışırken acaba daha uzun konuşulabilir
mi dedik. Biraz da Ziver’in baskıları ile deneyelim bunu dedik. Önce bir saatliğini yapabilir miyiz, bir perdesini böyle yapalım da, bir perdesini küçük oyunlar ile yapalım dedik. Sonrasında o kadar sevdik ki iki perdeyi de böyle tasarlamaya karar verdik.
Yani iki oyuncunun bir moderatör eşliğinde, seyirciden aldığı yönelimler ile sürekli bilmediği yerlere gidişin serüveni olarak, adı “Yol Arkadaşım” olarak tescillenen doğaçlama format haline ve long form dediğimiz “uzun biçim” format haline geldi.
Solfasol: Bu arada oyunda bir moderatör var; Esin Kartaloğlu, iki tane de oyuncu var; Ziver Armağan Açıl ve Fatih Pestil. Oyunun müziklerini Barış Cengiz mı yapıyor?
F.P.: Aykut Yalçınkaya yapıyor. Barış Cengiz ise doğaçlama ışıklarını yapıyor. Onlar da bizim bilmediğimiz bir serüvenin içinde oldukları için, bilmediğimiz öykünün içinde, o an da oyunu müzikliyorlar ve ışıklıyorlar.
Esin Kartaloğlu: Herşey doğaçlama yani. Solfasol: Oyun aynı zamanda bir komedi haline
geliyor...
F.P.: Evet doğası gereği
"İstanbul’un göbeğinde, meydanlarda, orta oyuncular kavuklarını alıp, sarayın yanında saraya muhalefet yapıyorlardı. Biz de şimdi burada, Saray'ın yanında, Saray'ın hemen dibinde Saray'a muhalefet yapıyoruz."
Solfasol: Peki oyun sadece bir komedi mi? Seyirci için sadece eğlence mi, yoksa söylediği başka şeyler var mı?
F.P. : Bana sorarsanız, zaten ben gülmenin politik ve devrimci bir şey olduğunu düşünüyorum. Devrimci duruş ya da politik bir tiyatro adıyla, yumrukları kaldırıp, “hödödö hödödö” bir şey demenin gerekli olmadığını düşünüyorum. Bizim yaptığımız şey
çok kabaretif de bir şey. Yani kabare tiyatrosunun bugünkü karşılığı. Çünkü doğaçlama bir izlek içerisinde, kendi bilmediğimiz bir rotada ilerlerken, var oluşumuzdan, bizi rahatsız eden şeylerden, ister istemez ve elimizde olmadan ve hatta zaman zaman seyirci ile işbirliğine girerek, söyleyeceklerimizi hiç çekinmeden söylüyoruz. Eleştirdiğimiz ne varsa, karşısında durduğumuz, marifet yaptığımız ne varsa, bunun muhatabı kim olursa olsun, bunu söylemekten hatta oynamaktan çekinmiyoruz. Seyirci de hiçbir zaman bizi bu konuda yalnız bırakmıyor, bizimle beraber oluyor.
Bu bana biraz şunu hatırlatıyor; bizim oyunu formatı gereği de biraz modern orta oyunu veya modern Karagöz-Hacivat gibi görenler de bunu biliyorlar ve anlıyorlar. Aynı o zamanlarda olduğu gibi. İstanbul’un göbeğinde, meydanlarda, orta oyuncular kavuklarını alıp, sarayın yanında saraya muhalefet yapıyorlardı. Biz de şimdi burada, sarayın yanında, sarayın hemen dibinde saraya muhalefet yapıyoruz. Modern bir kabare yaptığımızı düşünüyorum. Mekanımızda insanlar, bildiğimiz bir tiyatro düzeninde değil, sıcak-soğuk içkilerini içerek, ufak tefek şeyler atıştırarak, masa etrafında oturup izliyorlar, bu anlamda Ankara’nın tek kabare tiyatrosu. Bir bar tiyatrosundan bahsetmiyorum, altını çizerek söylüyorum, tamamen bunun için tasarlanmış bir konseptten bahsediyorum. Ben çocukluğumdan beri geleneksele yatkınlığım ile bilinirim, Ziver keza öyle. Bir yandan Dil Tarih Tiyatro Bölümü’nden olmamız, bir yandan da devri daim olsun Profesör Nurdan Karadağ’ın çırakları olmamızdan kaynaklı bir geleneksele yakınlığımız vardı ve bunun modern yaklaşımlarını arıyorduk. Bu anlamda yaklaştığımızı düşünüyoruz. Bu vesile ile oyunumuzu çok sevgili Nurdan Karadağ’a ithaf ettiğimizi de buradan belirtmek isterim.
Solfasol: Peki konuyu biraz değiştirerek, doğaçlama ve interaktif dışında yaptığınız bir şeyler var mı?
F.P.: Deli Sanat çerçevesinde yapılıyor tabii ki,
E.K.: Evet Deli Sanat’ta doğaçlamanın dışında, tiyatro oyunculuğu derslerimiz var, üniversite tiyatro oyunculuk bölümlerine ve konservatuara öğrenci hazırlıyoruz. Profesyonel tiyatro oyunları oynanıyor. Ayrıca flamenko bizim doğaçlama ve tiyatro kadar sevdiğimiz bir iş, flamenko yapıyoruz. Güzel bir flamenko ekibimiz var. Düğün dansları dersi; yine bizim vermekten ve paylaşmaktan çok keyif aldığımız işlerden biri . Müzik derslerimiz var. Sezonda oynadığımız, haftada 1 veya 2 kez yaptığımız çocuk oyunlarımız var. Çocuk drama, çocuk bale derslerimiz de var.
Solfasol: Doğaçlama ve interaktif oyun ve oyunculuk konusunda bir eğitim veriyor musunuz?
F.P.: Veriyoruz, yeni başladık aslında, bir buçuk
iki aya yakın bir süredir eğitim vermeye başladık burada. 3 aylık dönemler halinde, Haftada bir gün üçer saatlik bir programla veriyoruz Deli Sanat’ta.
E.K.: Tiyatro atölyesi, Fatih hocamız liderliğinde gidiyor çok keyifli, şen şakrak ve yoğun antrenmanlı oluyor.
F.P.: Evet
Solfasol: Yoğun antrenmanların sonunda bir oyun
çıkıyor mu ortaya?
F.P.: Evet. Her dönemde o seviyeye ait bir takım gösteriler yapılıyor. Yine eğitimin bir parçası olarak varsaydığımız gösteriler bunlar. Seyirci ile buluşturuyoruz ekibimizi ve bu şekilde deneyim kazanmalarını sağlıyoruz.
E.K.: Deli Sanat’ın şöyle bir avantajı var, bizim kendi sahnemiz var. Kendi sahnemizde özgürüz, oyunlar kurmakta ve yetiştirdiğimiz oyuncularımızı sahnemize çıkartmakta özgürüz. Kendimiz de, oyuncularımız da, yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz de bu sahneden yararlanıyor.
F.P.: Ben bu eğitimin içeriğinden bahsedeyim isterseniz. Bir doğaçlama oyuncusu yetiştirilmez. Biz doğaçlama ekibi yetiştiririz. Çünkü bu bir ekip işidir. Bu dünyanın en iyi oyuncusu da olsanız, en iyi doğaçlamacısı da olsanız, tek başınıza yapabileceğiniz bir iş değildir. Dolayısı ile biz bir yandan bu sanatsal edimin nüanslarını anlatırken bir yandan da bir kültür oturtmaya çalışıyoruz. Doğaçlama tiyatro kendine ait kültürü olan bir tiyatro edimidir. Seyircisi ile, ki onlara seyirci demiyoruz oyun arkadaşları diyoruz, klasik tiyatrodaki gibi karanlıklara gömülmüş koltukların içinden seyreden insanlar değil, bizimle beraber oynayan, bizimle beraber düşünen, bizimle beraber eğlenen oyun arkadaşlarımız olarak düşünüyoruz. Dolayısı ile bu ekiplerde, birbirleri ile uyumlanması, beraber düşünmesi gibi zorlukları öğreniyorlar ve aşıyorlar. Bu ekiplerde seviye atladıkça, gösteri yaptıkça belirli bir çizgiye oturuyorlar. İstiyoruz ki kendilerine ait, kendi seyircilerinin, oyun arkadaşlarının olduğu, bağımsız, bizim yalnızca uzaktan onlara mentorluk yaptığımız, ekipler olsunlar. O ekipte yer alabilelim. Bu yönde eğitimler veriyoruz.
Solfasol: Sonunda veya eğitim süresince sahneye çıktıklarında yaptıkları ile, bir tiyatro sporu çıkıyor galiba. Nedir tiyatro sporu?
F.P.: Tiyatro sporu aslında doğaçlama tiyatronun en temel biçimi. Televizyondan da hatırlarsınız, kısa biçimlerde, az önce bahsettiğim, iki-iki buçuk dakikalık, kendine has kuralları olan doğaçlama oyunlardır bunlar. Burada bir ekip takımlara ayrılır. A takımı ve B takımı olmak üzere. Bu bahsettiğim kısa biçim oyunları oynayarak maç yaparlar, mücadele ederler. Seyirciler ekipleri oylar ve gösterinin sonunda bir kazanan kaybeden veya bir beraberlik "Modern bir kabare yaptığımızı düşünüyorum. Mekanımızda insanlar, bildiğimiz bir tiyatro düzeninde değil, sıcak-soğuk içkilerini içerek, ufak tefek şeyler atıştırarak, masa etrafında oturup izliyorlar, bu anlamda Ankara’nın tek kabare tiyatrosu. Bir bar tiyatrosundan bahsetmiyorum, altını çizerek söylüyorum, tamamen bunun için tasarlanmış bir konseptten bahsediyorum" söz konusu olur. Bildiğimiz futbol maçı ve tiyatro nasıl bir araya gelebilir düşünülerek ortaya çıkmış bir spordur tiyatro sporu.
Solfasol: Kursiyerler ve ekip ne kazanıyor bu eğitimler sonrası, az önce biraz bahsettik ama?
F.P.: Bireysel anlamda kendini en iyi şekilde ifade etmeyi, özgüveni, bir ekibin parçası olabilmeyi ve ekiple hareket etmeyi, kriz yönetimini, hayatındaki krizleri nasıl yönetebileceğini öğreniyor. Her şeyden önce sevgi doktrinini de öğretiyoruz, hayata her şekilde sevgi ile bakabilmeyi öğretmeye çalışıyoruz. Böyle romantik bir tarafı da var diye düşünüyorum. Birbirimizi severek yapabiliriz her şeyi. Kendi
hayatımda da böyle olduğunu düşünüyorum. Bana da doğaçlama bunu öğretti yıllar içinde. Ayrıca her kesimden insan geliyor buraya. Şirket çalışanları
da geliyor küçük çocuklar da geliyor. Hepsine aynı eğitimi veriyoruz ve aynı karşılıkları görüyoruz. Kendini daha iyi ifade eden, toplumu daha iyi gözlemleyen, hayata daha iyi müdahalelerde bulunan, ekip çalışmasını, takım ruhunu daha iyi kavrayabilen bireyler olmaya başlıyorlar. Entelektüel olarak bizimle iletişime geçmeye birbirleri ile iletişime geçmeye başlıyorlar. Bugüne kadar bir doğaçlama ekibine dahil olup da ben buradan hiç keyif almadım diyen kişi ile karşılaşmadım.
Solfasol: Çok güzel. Peki bu kurslara gelmek isteyenler için takvimi öğrenebilir miyiz, ne zaman başlıyor, ne zaman bitiyor?
E.K.: Takvimimiz şöyle; yaz dönemi için 2. grubumuz, 3 ay sürecek atölyemiz ile 8 Temmuz’da başlıyor. Eylül döneminde 3. grubumuz başlıyor
ve bunu takip eden talepler doğrultusunda yeni gruplar açılacak.
Solfasol: Yol Arkadaşım’ın takvimi nedir?
E.K.: Yol Arkadaşım Nisan 2017’den beri oynanmakta. Yaz sezonu boyunca da oynamaya devam edeceğiz. Haftada birgün, Cuma akşamları saat 20:30’da Yol Arkadaşım seyircisi ile buluşacak.
F.P.: Sezonda da Çarşamba-Cuma ya da Çarşamba- Cuma-Cumartesi gibi bir takvimle oynamayı planlıyoruz. Facebook, instagram ve twitter üzerinden Deli Sanat diye aratarak bizi takip edebilirsiniz. Yaptığımız eğitimler, eğitimlerin oyunları, flamenko gösterileri, çocuk oyunları ve Yol Arkadaşım’ın takviminden haberdar olabilirsiniz.
Solfasol: Benim sorularım bitti, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
F.P.: Sizlere yayın hayatınızda başarılar diliyoruz. Teşekkür ederiz.
Deli Sanat
Adres:
2494.Sok., Berilya AVM 70/25 Ümitköy – ANKARA
Telefon:
0 312 236 33 54
Yorumlar (0)