Geçen 14 ile 21 Şubat tarihleri arasında, toplumsol. org dergisinin çağrısı ile 14 Aşk - 21 Devrim etkinliği düzenlendi. İstanbulda Taksim meydanında toplananlar, 165 yıl sonra bir kez daha Komünist Manifestoyu okudular. 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla, taa 165 yıl önce yazılıp da hala güncel kalan o Komünist Manifesto’dan alıntılar yaptık: “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor - Komünizm hayaleti... Komünizm, artık tüm Avrupa güçlerince bir güç olarak kabul edilmiştir...
...Bugüne kadarki tüm toplum tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir. ...burjuvazinin dönemi olan çağımızın başlıca özelliği, sınıf karşıtlıklarını basitleştirmiş olmasıdır. Giderek toplumun tümü birbirine düşman iki safa, birbirine doğrudan karşıt iki büyük sınıfa ayrılıyor: (sermaye sahibi) burjuvazi ve (çalışan) işçi sınıfı... ...Günümüzde burjuvazinin karşısında yer alan tüm sınıflar içinde yalnızca proletarya gerçekten devrimci sınıftır. Öteki sınıflar göçüp gitmekte ve büyük sanayinin gelişimiyle çökmektedirler, proletarya ise büyük sanayinin en kendine özgü ürünüdür.
...Komünistlerin, tüm proletaryanın çıkarlarından ayrı bir çıkarları yoktur.... ...Komünizme özgü olan, bütünüyle mülkiyetin kaldırılması değil, burjuva mülkiyetinin kaldırılmasıdır... ...Modern burjuva özel mülkiyeti, ürünlerin, sınıf karşıtlıklarına dayalı, birinin ötekini sömürmesine dayalı biçimde üretilmesinin ve sahiplenilmesinin en son ve en tam ifadesidir. ...Burjuvazi özel mülkiyeti ortadan kaldırmak istiyoruz diye dehşete düşüyor. Oysa burjuvazinin egemen olduğu mevcut toplumda nüfusun yüzde doksanının özel mülkiyeti ortadan kaldırılmış durumda; sermayenin özel mülkiyeti ancak yüzde doksan çoğunluğun buna sahip olmaması sayesinde ayakta duruyor. Demek ki sermayedarların komünistleri suçlamasının nedeni, toplumun ezici çoğunluğunun mülksüz olmasını zorunlu kılan bir mülkiyeti ortadan kaldırmak istemeleridir...
...işçi devriminde ilk atılacak adım, proletaryanın egemen sınıf konumuna yükselmesidir, demokrasinin mücadeleyle kazanılmasıdır... ...Proletarya, kendi siyasal egemenliğini, tüm sermayenin adım adım burjuvazinin elinden koparılmasına, tüm üretim araçlarının devlet elinde, yani egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletarya elinde yoğunlaştırılmasına ve üretici güçlerin büyüklüğünün olabildiğince hızla artırılmasına kullanacaktır... ...Bu ise ilk aşamada kuşkusuz ancak mülkiyet hakkına ve burjuva üretim ilişkilerine (gerekirse) despotça el atmak yoluyla olur, yani ekonomik açıdan yetersiz ve geçici de görünse süreç içinde kendini aşan ve bütün bir üretim tarzının dönüştürülmesinin aracı olan bu vazgeçilmez önlemler yoluyla olur.... ...Komünistler, görüş ve niyetlerini gizlemeyi reddederler. Amaçlarına ancak bugüne kadarki tüm toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceklerini açıkça (bilirler) bildirirler. Varsın egemen sınıflar, bir komünist devrim ürküntüsüyle tir tir titresinler. Proleterlerin, zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur ancak kazanacakları koca bir dünya olacaktır...
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” Komünist Manifestonun yazılışından 165 yıl sonra kutladığımız 1 Mayıs’ta, ülkemizin Komünist Partisini ve yine kendini “emek eksenli demokratik kitle örgütü” olarak tanımlayan Halkevlerini tanıtmak amacıyla söyleşiler yaptık. Tüm üniversitelerde ayrı ayrı kortej oluşturan Öğrenci Kollektifleri’nden, 1 Mayıs’ı otobüslerle taksime taşıyan Kaldıraç’a ve Tüm İGD’ye de sayfalarımızı açtık…
(Alıntılar Marxists.org dan yapılmıştır.)
Yorumlar (0)