Ya iklim liderliği, hop dedik…
Sera gazı emisyonlarını 2012’de (1990’a göre) %133,4 arttıran Türkiye, hiçbir azaltım rakamı telaffuz etmezken, “Kömüre bağlı enerjide Türkiye lider olacak” diye sevinç naraları atılırken; fosil yakıtlara sınırsız teşvikler verilerek iklimle mücadele edenlerle alay edilirkeniklim afetleri için “Allah’ın takdiri” denip, bilim reddedilirken; ülkenin susuzluğa, kuraklığa, sellere boğulmasına seyirci kalınırken; iklim mücadelesini destekleyen yargı kararları uygulanmazken; iklimle mücadelede geleceğimizin garantisi olan sulak alanlar, ormanlar, zeytinlikler siyasetçinin ve sermayenin merhametsiz büyüme hırslarına bırakılmışken; Toprak Ana, köprüler, otoyollar ve rezidanslarla pervasızca parçalanıp iklimin etkilerine karşı direnç yok edilirken; sözde “çevreciyiz, iklim dostuyuz” yalanları ile cepler yeşile boyanırken; sayısız “eko-kırım” uygulamaları ile dünyaya rezil olunmuşken; ülkede kitlesel çevre ve iklim seferberliğinin hız kazandığı görmezden gelinirken; iklim değişikliğinin suçu tamamen Batı medeniyetlerine atılıp, sütten çıkmış ak kaşık muhabbeti yapılırken; iklim değişikliği ile mücadelede başrolde olması gereken Enerji Bakanı “Bana ne, dünyayı ben kirletmedim, kirletenler düşünsün!” diye çağdışı demeçler verirken…
Hangi sıfatla New York’ta “İklim Liderleri Buluşuyor” Zirvesine (23 Eylül 2014) gittin, onu anlamadık Sayın Cumhurbaşkanı? Oysa biz, senin vatandaşların, politikanın kalbi Ankara’da sen gitmeden iklim liderliğimizi ilan ettik. 20 Eylül 2014 günü Sivil İklim Zirvesi’nin aktif bileşenlerinden “350 Ankara”nın inisiyatifi ile toplaştık ve iklim değişikliğini Türkiye’de durdurmak için harekete geçtik bile… Makam araçları ile değil, bisikletlerimizle Tren Garının önünde buluştuk. Kızılay’da, Güvenpark’ta iklim zirvesini yaparak, önergelerle oyladığımız kararların altına imzalarımızı çaktık. Ve… “İklim Liderleri Ankara Deklarasyonu”nu kamuoyu ile paylaştık.
Yorumlar (0)