Ankara’da budama sorunları bitmiyor. Budama neden sorun oluyor? Budama nedir, nasıl olmalıdır? Her sene bu aylarda kentin farklı sokak ve caddelerinde budama ekiplerinin eksik çalışmaları ve budama kaynaklı sorunlar karşımıza çıkıyor. Önceki yıllardan farklı olarak bu yıl çok daha yaygın bir budama çalışması var kentin merkezi bölgelerinde. Bazı bölgelerde Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ortaya koyduğu işte nitelik olarak olumlu yönde bir değişim olduğunu da söylemeliyiz. Ama bu gelişme henüz kentin bütününde veya ilçe belediyeleri düzeyinde görülmüyor, diğer yandan Ankara’nın ağaçlarına uzun yıllar verilen zarar bir yılda giderilecek gibi değil. Ankara’nın ağaçları için bakım ve budamada topyekûn bir planlamaya ve uygulama birliğine ihtiyaç var.
Bu sorunların çıkış nedenlerini ve düzgün bir budama çalışmasının nasıl planlanması gerektiğini daha iyi anlamak için Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği üyesi ve Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş’la beraber budama yapılan sokakları beraber gezdik ve uzman görüşünü sizlere aktarmak istedik.
Ankara cadde ve sokaklarında onlarca tür ağacın yaşadığını ama zaman içerisinde bakımsızlık ve yanlış uygulamalar sonucunda pek çok ağacın şekilsiz, hastalıklı olduğu bazılarının ise kaybedildiğini ifade ediyor bize Ahmet Bey: “Kaldırımlarda geçmişte kötü budanmış pek çok ağaç görüyoruz. Tepeden 4-5 m yukarısı tamamen kesildiği için gövdenin yanlarından şekilsiz sürgünler oluşuyor ertesi yıllarda. Bunlar aşırı ve yanlış budamanın kanıtlarıdır. Düzgün bir budamada ağacın budama yerinden alt kısımlarda yeni sürgünler vermesi beklenmez. Yukarı ve düzgün bir sürgün sistemi oluşturulur. Sağlıklı aynı zamanda estetik bir ağaç yapısı hedeflenir.”
Ahmet Demirtaş
Budama değil 'doğrama' yapılıyor!
“Bir ağacı aşırı budadığınız zaman yani dallarını, tepesini aşırı keserek yaptığınız budamada kökleri, gövdesi, dalları, yapraklarıyla kendine özgü olan bir sisteme zarar veriyor olacaksınız. Aşırı budama sonrası ağaç yeni sürgünlerini ve yapraklarını üst dallar yerine ana gövdeden de çıkarmaya çalışacaktır. Bu da ağacın yapısını bozacak, tümörlere neden olacak aynı zamanda gövdeden şekilsiz fışkıran dallar kaldırımı işgal etmeye ve yaya geçişini zorlaştırmaya başlayacaktır.”
Kaldırımlar kentte medeniyetin gölgesidir
Yollar lehine sürekli daraltılan, üstüne telefon kutuları, reklam panoları vb. konulan ve çoğu yerde taksi duraklarının tamamen işgaline uğrayan kaldırımlarda asfalta, betona boğulan ağaçların kuruduğunu veya yanlış budama sonrası şekillerinin bozulduğunu, düzensiz çıkan sürgünlerin yaya geçişlerini zorlaştırdığına hepimiz tanığız. Yaya dostu bir belediyecilik öncelikle kaldırımlara gereken önemi vermekle başlayacaktır. Bunun için kaldırımların temizlenmesi ve ferahlatılması kadar ağaçların da bakımı çok önemlidir.
Ağaçların hastalıkları konusunda bizi aydınlatan Demirtaş, “Ağaçlarda darbe veya budama sonrası ur dediğimiz yapı değişimleri ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni ağaca giren virüslerdir. Ağaçta oluşan viral enfeksiyon sonrası giderek büyüyen ur tipi oluşumlar ağacın yapısını bozmaktadır” diye başlayan konuşmasında alınacak basit önlemleri de vurguluyor:
“Hastalıklı ve çeşitli urlar oluşmuş ağaçların budama işlemlerinde çok dikkatli olunmalı, kesim aletleri diğer budamalara geçilmeden mutlaka dezenfekte edilmeli ve budama sonrası dökülen talaş ve dallar da özenle ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Aksi takdirde bir ağaçtaki hastalığın budama yapılan tüm ağaçlara bulaşması sonucu ortaya çıkacaktır.”
Ardından kesilen bölgeleri göstererek şunları anlattı; “Budama işlemi akabinde budama bölgesinin macunla kapatılması gerekiyor ama pek çok kesilmiş yerin macunsuz olduğunu sadece bazılarına macun sürüldüğünü gözlemliyoruz. Neden hepsine sürülmediğini anlamak mümkün değil!
Budama her ağaç için özel yapılmalı!
Beraber yürürken gözümüze çarpan gelişigüzel kesimler üzerine Ahmet Demirtaş, “Bir sokak veya caddede yapılan budama çalışmaları sonrası ağaçların tamamının budanmadığını, keyfe keder veya istek, şikâyet üzerine bazı ağaçların budanıp diğerlerine dokunulmadığını gözlemliyoruz. Bu hepsini aynı şekilde budayacağınız anlamına gelmiyor. Çünkü farklı türde ve yaşta ağaçların olduğu bir yerde tek tip budama büyük zarar verir. Ağacın türü, yeri, konumu, dallarına dikkat edilmeli. Kuru, hastalıklı yerleri varsa tek tek tespit edilip buna uygun şekilde budama çalışması yapılması gerekiyor” dedi.
Ağaç estetiğine de değinen Demirtaş, “Bir ağacın şekil budaması o ağacın gençliğinden itibaren yavaş yavaş yapılan uzun bir süreci kapsamalıdır. 50-60 yaşındaki ağaçların şekil budaması altında doğranıyor olması asla budama olamaz” diyerek uygulamadaki yanlışlıkları anlattı.
“Yolun üstüne gelen dalların fırtına veya kar birikmesi sonucu oluşacak kırılmalara karşı uçtan itibaren 2-3 m kısımlarının özenli bir şekilde kesilmesi yeterlidir. Hiçbir dalı kalmamacasına doğranan ağaçlara yapılan bilinçsiz müdahalelerden derhal vazgeçilmesi gerekiyor.”
Peki, tespit ettiğimiz sorunların ana kaynağı nedir?
Bu sorumuza öncelikle “planlama” diye başlıyor Demirtaş, iyi bir planlama ve yetkin bir ekiple işe başlanması gerektiğini söylüyor bize: “Her işte olduğu gibi budama işlemlerinin de önceden ayrıntılı planlanması gerekiyor bunun için tüm ağaçların envanterinin çıkarılmış olması lazım ama şimdiye kadar böyle bir çalışmanın yapıldığını göremedik.”
Planlamanın ardından yetkin ve tecrübeli bir ekibin oluşturmasının şart olduğunu ifade eden uzmanımız konuşmasını şöyle sürdürdü; “Kesim ekibinde mutlaka olması gereken bir uzmanın kesim öncesinde her ağacı inceleyerek, budama şeklini ve budanacak dalları tespit etmesi gerekmektedir. Fakat belediyelerin kendi bünyesinde böyle bir ekibi oluşturmak yerine açtığı ihaleler sonrası bilgi ve tecrübeden yoksun olduğu anlaşılan kişilerin eliyle kontrolsüz ve bilinçsiz yaptığı budama sonrası kentin ağaçları pek çok sorun yaşamaktadır. Belediyelerin bu konuda tecrübeli ve bilgili kadrolar oluşturması çok zor olmasa gerek.”
Gerçekten binlerce kişiyi bünyesinde barındıran belediyelerde neden nitelikli bir ekip oluşturulmuyor?
Caddede tespit yaparken esnaftan ve sokaktan geçenlerin de sık sık merak ettiği ve sohbete katıldığına şahit olduk. Tam da yetkinlik konusuna girdiğimizde bir esnaf araya girerek şunları söyledi: “Geçenlerde budamaya gelen ekiple konuşurken içlerinden biri normalde fayans işçisi olduğunu, şimdi budama yaptığını anlattı.”
Maalesef durum böyle, milyonluk ilçemizde yüzlerce kişiyi istihdam eden park ve bahçeler müdürlüğü var ama işin ehli bir ekibin kurulması neden bu kadar zor, anlayamadık.
Geçmişte Çankaya’nın biricik nefes alanı olan Kuğulu Park’ta budama adı altında yapılan ağaç katliamını unutmadık. Umarız belediye de bundan ders çıkarmıştır diyeceğiz ama henüz yeterli bir bilince ulaşmadığını görebiliyoruz.
Biz gördüğümüzü, bildiğimizi anlatmaya, doğrusunu araştırmaya devam edeceğiz. Beton ve asfalta gömülmeyi hizmet olarak algılayan bir belediyeciliği kabul etmek olanaksız. Kaliteli bir hizmet ve yaşanabilir bir kent hepimizin hakkı...
Anıt Ağaçlar ne Alemde?
Orman Mühendisi Ahmet Demirtaş anıt ağaç konusunda çok önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı: “Ankara’da çok sayıda anıt ağaç var. Bunlar kendi türlerinin en güzel örnekleri olarak tescillenmiş veya tescillenecek durumda. Biz de Dernek olarak Ankara’nın anıt ağaçları envanterini çıkararak kitaplaştırdık. Bu çalışmada her ağacın tek tek özellikleri, konumu, sağlık tespiti yapıldı. Kitabımızı resmi kurumların kullanımına sunduk. Lakin gözlemlerimiz anıt ağaçların da yeterli ilgiyi göremediğini gösteriyor. Örneğin Atatürk Bulvarı, Cinnah Caddesi ve Saraçoğlu mahallesinde bulunan ağaçların önemli bir kısmında bakımsızlık ve hastalık nedeniyle hasar ve ağaç kayıpları yaşanmakta. Ankara BB kurumuş bazı ağaçları hayvan figürlerine dönüştürüyor ama anıt ağaçların bakım ve sorumluluğu tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait. Ne yazık ki ne bakanlık ne belediye bundan bihaber vaziyette.”
Yorumlar (0)