8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün ardından hayallerimizi yazmak biz kadınlar için sadece bir bölge ile kısıtlı kalamıyor ne yazık ki...
Tüm dünya ve Türkiye'de yaşanan tüm bu olaylar ve bu olaylara karşı patriyarkal yönetimlerin müdahaleleri hepimizin malumu.
Hayal kurmak bence bizlerin en mucizevi yetisi. Hayallerimiz kimi zaman mutluluğu getirir bizlere, yaşamı güzelleştirir, yapılamaz dediğimiz şeyleri bir bakarız yapmışızdır, başarmışızdır. Hayal gücümüzle bulutlara dokunuveririz. Aklımızın ucundan bile geçiremeyeceğimiz bir yeteneğe ve güce sahip olmuşuzdur. Kimi zaman 'içinde bulunduğun kaba şekil vermektir' der yazar. İmkansızı istemek, onun için çalışmak ve başarabileceğini düşünmektir, çalıştıkça ve başardıkça daha çok güveniriz kendimize ve çabamız daha da çoğalır ve tabii ki başarımız da... Bedenimiz dans edecek durumda olmasabile ruhumuz dans pistindedir ve bir şampiyona dönüş- müştür. Hayallerimiz başarımız için en etkin silahtır.
Keşke hayal ettiklerimizin hepsini başarabilsek.
Ben neleri hayal etmek ve başarmak istiyorum? Örneğin, Arjantinli kadınların mücadelelerine katılmak istiyorum. Yaşamlarını, hayatlarını, geleceklerini çalan ve sömürünün bir parçası olan iktidara karşı verdikleri mücadelenin bir parçası olmak. Arjantin'li kadınlar yükselen neofaşizme karşı devrimci bir feminizt politika sergiliyor... ve bir gün kazanacaklarını hayal ederek..
Bir uçta Almanya'da olmak istiyorum. Adalet bakanı Christine Lambrecht'in kadınlara yönelik suçların daha etkin şekilde cezalandırılabilmesi için 'Kadın düşmanlığı' güdüsünün ceza yasasında yer almasına yeşil ışık yaktığı ve bu yasa geçerse kadın düşmanlığının polis tarafından ayrı bir kategori olarak değerlendirileceği bir ülkede...
Polonya'daki kürtaj yasağı yasasına karşı hala sokaklarda olan kadınların yanında olmak istiyorum mesela.
Hayallerimde patriyarkal düzenin din ile birleştiği bir ülkede olmak istemiyorum asla. Bir kadının meclis kürsüsünde -ki bence çok önemli bir kürsüdür- bir başka kadın için 'onursuz ve ahlaksız' kelimelerinin döküldüğü, yozlaşan, etrafındaki erkek siyaset söylemlerine ve diline alışarak kendi özünden ve vicdanından uzaklaşan bir kürsü söyleminin olduğu bir ülkede..
Aslında gerçek olan siyasal islamın iktidarda olduğu bütün coğrafyalarda yaşamlarına sahip çıkan kendi bedenleri ile ilgili saldırıları örgütlü hareketleri ve birlikte direnişleriyle belirleyecek olan kadınların isyanıdır... ve dayanışması...
Dayanışmamızın ve mücadelemizin çoğalması bizlerin daha örğütlü olmasını gerektiriyor. Her nerede olursa olsun 'hayır 'diyebilen, 'kaderimin ağlarını ancak ben şahsen örerim'diyebilen kadınların örgütlü mücadelesi...
Bizler mücadelemizi her türlü mecrada verebilen kadınlar Çankaya Kent Konseyi Kadın Meclisinde bir araya geldik. Neleri hayal etmedik ki tüm bileşenlerimizle...
Kadının sendikal haraketin öznesi olmasını hayal ettik.
Keşke ücretsiz emeğin ve ev içi emeğin, ki özellikle pandemi döneminde 10 kat arttığı tüm 'pandemide kadın olmak" ile ilgili makalelerde yer almakta- tamamen ortadan kalktığı ve bakım emeğinin aslında kadının sosyal görevi olmadığını, meslekleri değersizleştirilen kadınların emek piyasasında sendikalar aracılığı ile pazarlık etme konumuna gelebilmesi mümkün olsa dedik...
Kadına yönelik şiddetin zaten var olan ulusal ve uluslararası kanunlarla yasalarla önlenebileceği bir adalet sistemi hayal ettik.
Kız çocuklarının ve kadınların eğitim sisteminden uzaklaşmadığı bir ülke hayal ettik. Temel meselemiz 'toplumsal cinsiyet temelli şiddetin ve eşitsizliğin ortadan kaldırılmasıdır.
Mevcut eşitsizlikler her yerde...
Özellikle karantina koşullarında evlerde ve gecekondularda, çalışanlar ve işsizler arasında, internet, temiz su ve ulaşım gibi altyapılara sahip olanlar ve olmayanlar arasında, kadınlar ve erkekler ya da cisve trans kadınlar için eşit ve tek bir biçimde deneyimlenmesinin mümkün olmadığı açık.
Belki ben de sizlere Çankaya'da neler istiyoruzu, neler hayal ediyoruzu kaldırımlardaki parketaşlar yerinden oynamasın, çocuklarımız için parklar bahçeler daha çok olsun, kadınların akşamları sokaklarda rahatca yürüyebileceği şekilde ışıklandırmalar ve güvenli ortam olsun, ikinci bir kadın sığınma evi olsun, kadın girişimcilerin iş gücüne katılımı daha kolay ve güvenli olsun,dezavantajlı gruplar yerlerinde incelenerek daha sağlıklı ve insani ortamlarda yaşamaları sağlansın, engelli ve kadın dostu bir Çankaya olsun diye bir çok madde sıralayabilirdim aslında...
Son söz olarak 'tüm bu eşitsizliklerin ortadan kalktığı...ve Çankaya özelinde... ve dünya genelinde tüm sorunların çözüldüğü bir 21. yüzyıl hayalimiz...' diyorum.
Yorumlar (0)