Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Mimarlık bu değil, kesin bilgi!

Mimarlık tarihi elbette sadece güzelliklerle değil yapılan yanlış işlerle de dolu. ODTÜ’ye yapılmak istenen KYK yurdu projesi de bu yanlışlardan birisi. Burada bu yanlışlardan daha büyük sorun bu yanlışların mimarlık olduğunu ileri sürmekte. Mimarlık bu değil, kesin bilgi!

Mimarlık bu değil, kesin bilgi!

Kavaklık’ta olanbitenin anlaşılabilmesi için konuşması gerekenlerden birisi de hiç şüphesiz yurt projesinin mimarı Namık Kemal Kaya idi. Elbette ve öncelikle mimar olarak altına imza attığı bir projesi ile ilgili bu kadar yoğun kamuoyu ilgisi ve eleştiri varken susması kabul edilebilir olmadığı için, ama bir o kadar önemli sebep de kendisinin uzun yıllar TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde Sayman Yönetim Kurulu Üye olarak kent mücadelesinin parçası olmuş birisi olması... Tam da bu sebeplerle 10 Temmuz 2019’da görüşme talebimizi kendisine ilettik. 12 Temmuz Cuma günü iki saati aşan bir görüşme gerçekleştirdik.

Görüşmemiz sırasında zaten bir açıklama hazırladığını ve kısa zaman içinde yayımlayacağını belirtmişti. Bahsettiği açıklamayı 25 Temmuz’da yayımladı.(yanda) Bu açıklamaya kadar görüşmemizde öne çıkanları derleyerek söyleşi formatında yayımlamayı planlarken gelen açıklama bazı başkaca konuları öne çıkardı ve detaylı bir söyleşinin anlamını geri plana itti. Çünkü Namık Kemal Kaya’nın açıklaması mimarlık mesleğine dair Kavaklık’ı çok aşan iddia ve önermeler içeriyor. Dolaysıyla yandaki açıklaması üzerine bir değerlendirmeyle birlikte görüşmemizden dipnotları birleştirerek bir yazı yazmanın bu aşamada daha anlamlı olacağını düşündüm. Namık Kemal Kaya açıklamasında Kavaklık’ı kastederek “bir imar çalışmasının olmadığını sizler gibi bizler de basından ve kamuoyundan öğrendik” diyor. Bir mimarın proje yapacağı alanı, o alanın kime ait olduğunu, imarlı olup olmadığını öğrenmeden, bununla ilgili resmi bilgiye ulaşmadan proje çalışması yapması pek mümkün olmadığı gibi etik de değil. Eğer birileri sen yap imar arkadan gelecek dediyse ya da bu bilgileri peçeteye yazıp verdiyse durum daha da vahim.

Tam burada absürde indirgeyip “ya proje yaptığın alan işverenine ait değilse” diyebilirdik ama Kavaklık özelinde bu da gerçek oldu. Alanın ODTÜ Geliştirme Vakfı’na tahsisli olduğu ve Vakfın alanda herhangi bir yapılaşmaya rızası olmadığı ortaya çıktı. Sanırım bir mimarın düşebileceği en kötü iki durumu aynı anda yaşamış oldu Namık Kemal Kaya, hakları başka birinde olan ve aynı anda imarsız bir alana proje üretmek... Oysa her normal mimar gibi proje yapacağı alanla ilgili tapuyu ve imar durum belgesini isteme ve inceleme zahmetine girse bunu basından değil tapu dairesinden ve belediyeden duymuş olurdu. Açıklamadaki ikinci absürtlük yer seçimi ile ilgili önermede. Açıklamada “proje alanına ilişkin tercih, her zaman işverenler tarafından belirlenir ve proje müelliflerine iletilir.

 Bu ilişki biçimi bütün dünyada böyledir” deniyor. Mimarın projedeki rolünü “işveren ister, mimar yapar”a indirgemenin piyasada belli bir karşılığı olduğu doğrudur. Bunun sonuçlarını zaten yaşıyoruz. Bu anlayışla uyumlu bir mimar olduğunu ilan etmek de anlaşılabilir, bunu bir itiraf sayar geçeriz ama mimarlığın böyle bir şey olduğunu iddia etmek, “bu ilişki biçimi bütün dünyada böyledir” demek en hafif tabirle yalandır, yanlıştır, iftiradır… Bu iki önermenin ardından “bu projenin, herhangi bir siyasi amacın parçası olarak yapılmasından ne haberdardır ne de sorumlu tutulabilir” demek kendini yanlışlıyor zaten.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanının daha projeye başlamadan ODTÜ’de bir KYK yurdu yapılmasına karşı fikirlerini bizzat kendisine söylemesini dikkate almayıp, tüm uyarılara kulaklarını kapatıp işverene bütünüyle angaje olmayı kabul etmenin, o ne dediyse sorgulamadan yapmanın, bunu da açıklamada bir mazeret gibi sunmanın kendisi bu projedeki siyasi amacın parçası olmayı kabul etmek değilse nedir? Bu taraftan bakınca Namık Kemal Kaya’nın 25 Temmuz tarihli açıklaması Türkiye mimarlığı adına itiraflarla dolu distopik bir metin.

Mimarlık tarihi elbette sadece güzelliklerle değil yapılan yanlış işlerle de dolu. ODTÜ’ye yapılmak istenen KYK yurdu projesi de bu yanlışlardan birisi. Burada bu yanlışlardan daha büyük sorun bu yanlışların mimarlık olduğunu ileri sürmekte. Mimarlık bu değil, kesin bilgi!

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış