Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Uygarlığın Paradigmasını Değiştirmek: Ütopyası olmayan insan eksiktir…

Uygarlığın Paradigmasını Değiştirmek: Ütopyası olmayan insan eksiktir…

Fikret Başkaya, yeni kitabında umudu ve çözümü büyütmek için radikal eleştirilere imza atarken, okuyucularına “ideali ve ütopyası olmayan bir insan, eksik insandır” diye sesleniyor.

Eleştiriler düşüncenin öncü isimlerinden Fikret Başkaya, önemli bir kitaba imza attı. Uzun süredir dünya sistemi, kapitalizmin iç ve dış krizleri, az gelişmişlik, merkez-çevre, ekolojik tahribat ve eko-sosyalist paradigma gibi alanlarda entelektüel üretimler yapan Başkaya, bu kez “Uygarlığın Paradigmasını Değiştirmek” kitabıyla okuyucularının karşısına çıktı.

Başkaya’nın bu kitabı da, elit akademik dilden arındırılmış, okuyucuya akıcı bir üslupla sesleniyor ve şey’leri adıyla çağırmaktan geri durmuyor: “Şeylerin gerçeğine nüfuz etmenin yolu radikal eleştiriden geçiyor. Zira radikal olmayan eleştiri kendini ve başkalarını aldatmaya yarar.”

Başkaya daha önce çalıştığı konulardan bir bölümünü yine ele alıyor ve dünya sisteminin güncel durumuyla ilgili bağlantılarını kuruyor, bu açıdan kitap oldukça dinamik bir hal alıyor. Başkaya kitap boyunca, “teknoloji fetişizmi”, “ekonomik büyüme” “yeşil teknolojiler” ve “sosyal demokrasi”nin toplumun sorunlarını çözmekten ziyade daha derinleştirdiğini ifade ediyor.

Başkaya’nın bu çalışmasında çoğunu ilk kez ve geniş kapsamda okuyacağımız düşüncelerini “İnsanın İnsanla, Toplumun Doğayla, Kadının Erkekle Uyumlu (Barışık) Olduğu Bir Dünya Mümkün” bölümünde yer alıyor:

Kapitalizmden Çıkmak

“Üretim ve yaşam araçları dar bir azınlığın, oligarşinin elin- de kalmaya devam ettikçe, işlerin sarpa sarması kaçınılmazdır. Üretimin yönünü zararlı, değilse toplum refahı için gerekli olmayan şeylerden, gerçek ihtiyaçlara döndürmek, temel üretim araçlarının sosyalleştirilmesini gerektirir. Bunun için de et- kili bir politik hareket ve mücadele gerekir, aksi halde status que’nun (verili durumun) aşılması mümkün olmaz…”

Yeni Paradigma Arayışları

“Mevcut statükoyu aşmak, yeni bir şey yapmak, sistem içi kimi sınırlı reformlarla mümkün değildir. Radikal olmayan reformlarla, yama mahiyetinde- ki değişikliklerle şeylerin seyrini değiştirmek mümkün değil- dir; sadece mülk sahibi sınıfların iktidarının ömrünü uzatabilir. İçinde bulunduğumuz durum radikal devrimci dönüşümü-değişimi gerektiriyor…”

Eko-sosyalizm

“Esasen mevcut ekolojik yıkımın temel nedenini, doğanın, sermayenin değerlenme mantığına tabi kılınmasında aramak gerekiyor. Tabii o zaman yapılacak şey de bir sır değil: Mevcut sosyo-ekonomik organizasyonu dönüştürmek, başka türlü söylersek, kapitalizmden çıkmak! Zira ekolojik yıkımı, iklim krizini durdurmanın biricik yolu kapitalizmden kurtulmaktır. İşte o dönüşümün adı da eko-sosyalizmdir.”

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış