Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

50 Günlüğüne Açılan Sınırlar ve Deniz Geçişleri

50 Günlüğüne Açılan Sınırlar ve Deniz Geçişleri

Azalan doğal ve yeraltı kaynakları, ekosistemin bozulması, çevre kirliliği ve doğal afetler ülkelerin sınırlarını koruması için en önemli sebepler. İnsan hakları ihlalleri, savaşlar, iç çatışmalar ve baskınlar ise her geçen gün daha fazla sığınmacı ve göçmen yaratıyor.

“Haksızlık yapıp herkesle birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir.”
Mahatma Gandhi

Dünya nüfusunun yaklaşık %3,5'u yaşadığı yeri ırka dayalı, dini, mezhepsel, sosyal ya da politik baskı nedeniyle terk ediyor. İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı ise durumu çok katmanlı hale getiren paralel konu olarak göz önünde duruyor.

Bugünkü adıyla "düzensiz göç" kapsamında sınırlarımızın içinde yaklaşık %6'sı kamplarda yaşayan (hepsi Suriyeli); çoğunluğu Suriye, Afgan, Pakistan, Irak ve İran vatandaşı ağırlıklı olmak üzere 80'e yakın ülkeden insan bulunuyor. Bu düzensiz göçmenlerin toplamının resmi rakamla 4 milyonu geçtiği biliniyor ve yabancı düşmanlığı (xenophobia) her geçen gün artıyor.

Anadolu, düzensiz göçmenlerin coğrafi konumu itibariyle bir düğüm noktası olarak, Yunanistan'a yönelik deniz geçişi öncesindeki toplanma merkezi. Avrupa Birliği'nin yıllık yayımladığı raporlara göre, 2016 yılında Türkiye'den Yunanistan'a geçen göçmenlerin % 95'i deniz yolunu kullanmışlar. 2017 yılında ise bu oran % 92'ye düşmüş. 2018 yılında da oranlar hemen hemen aynı.

Ege Denizi'nden Avrupa'ya geçişin en yoğun olduğu 2015 yılının Ağustos ayında 100 bin düzensiz göçmen bölgeye ulaşmış. Yunan adaları içinde en yakın ve en çok tercih edilen ada Midilli (Lesvos). Daha sonra Sakız (Chios), İstanköy (Kos) ve Sisam (Samos) geliyor. Göçmen kaçakçılarının ve düzensiz göçmenlerin bu yolu kullanmasının temel nedenleri daha az maliyetli olması, güvenli bir yol olarak kabul edilmesi ve geçişin kolay olması.

2015 yılı Yunan Adalarına geçiş rakamı, 2014 yılının neredeyse 10 katından fazla, 1 milyon kişiye yaklaşıyor. Sadece Midilli Adasına gelenler bu rakamın yaklaşık yarısını oluşturuyor. 2015 yılında en fazla kullanılan adalar; Midilli, Sakız ve Sisam. 2015 yılında Yunan Adalarına geçen düzensiz göçmenlerin çoğunluğu Suriyeli. Afgan uyruklular ikinci sırada. En fazla kullanılan adalar 2016 yılında da Midilli, Sakız ve Sisam. 2016 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi Yunan Adalarına geçen düzensiz göçmenlerin çoğunluğu Suriyeli. 2017 yılından sonra Yunan Adalarına geçiş azalıyor, en çok tercih edilen adalar ise aynı.

Sınır çıkışı izni verildikten sonra ilk 24 saat içinde resmi rakamlara göre 18 bin kişinin, 72 saat sonrasında ise 100 bin kişinin sınırlardan çıkış yaptığı bilgisi verildi. İnsan hakları hukuku "geri dönüş hakkı" kapsamında, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Belgesi "Herkes kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeden ayrılma ve o ülkeye dönme hakkına sahiptir" ifadesini kullanıyor. Dolayısıyla düzensiz göçmenlerin yer değiştirme hareketi ve herhangi bir ülkeye girişleri/çıkışları engellenemiyor.

Düzensiz göçmenler Bulgaristan ve Yunanistan sınır kapılarına geldiklerinde, kara sınırlarında tampon bölgede durduruldu. Deniz sınırlarında ise düzensiz göçmen gruplarının karada olduğu gibi ara bir bölgede durdurulması mümkün değildi. Çünkü Yunanistan ile aramızda "uluslararası su" bulunmaz. Özellikle Midilli, Sakız ve Sisam adaları söz konusu olduğunda, düzensiz göçmen grupları Yunanistan ile deniz orta hattını geçtikleri anda Yunanistan karasularına, dolayısıyla Avrupa Birliği topraklarına girdikleri kabul edildi.

Bu arada Avrupa Birliği konuyla ilgili açıklama yaptı. Sputnik'in aktardığı açıklamaya göre, AB, Türkiye'nin yaptığı sığınmacı anlaşmasına sadık kalınmasını beklediğini belirtti. Birleşmiş Milletler, uluslararası topluma Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye'ye verilen desteğin sürdürülmesi ve artırılması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bürosu ilk günlerde, kendilerine bu konuda bir bilgilendirme yapılmadığı ve sınırlarda gözle görünür bir hareketlilik tespit etmedikleri açıklamasını yaptı.

Yunanistan başbakanı Miçotakis, "Başkalarının aldığı kararların sonuçlarına katlanmayacaklarını" söyledi. Bulgaristan Savunma Bakanı, yasadışı sığınmacı akınını durdurmak için Türkiye sınırına bin kadar asker göndermeye hazır olduklarını belirtti.

28 Şubat 2020 günü Yunanistan Avrupa'ya gitmek üzere harekete geçen göçmenlere kapılarını kapattı. Yunan askerleri göçmenleri korkutmak için ses bombası kullanırken, göçmenler tampon bölgede bekletildi. 2 Mart 2020 tarihinde sınırı geçmeye çalışan Suriyeli bir göçmenin Yunanistan kolluk kuvvetleri tarafından vurularak öldürüldüğü haberi geldi. Bu gelişmelerin sonucunda Uluslararası Af Örgütü, Yunanistan ve Bulgaristan'a, topraklarına girmeye çalışan sığınmacılara kapılarını açmaları çağrısı yaptı. Yunanistan, Avrupa Birliği ile yapılan göçmen anlaşmasını hatırlatarak, "18 Mart Mutabakatı" olarak adlandırılan anlaşmaya göre; Türkiye'den Yunan adalarına geçen düzensiz göçmenlerin Türkiye'ye iadesi ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliğine yasadışı göçe yönelik her türlü önlemin alınması gibi maddelerin Türkiye tarafından uygulanmasını istedi.

Bazı belediyeler ve kurumlar, Edirne'ye gitmek isteyen düzensiz göçmenlere ücretsiz taşıma yaptı. İnsan kaçakçıları yaptıkları işin ayrıntılarını ve kazandıkları paraları en ince ayrıntısına kadar anlattı ve Sahil Güvenlik'e yakalandıklarında zarar ettiklerini söylediler. Deniz yoluyla gidenlerin arasında Afganistanlı, Pakistanlı, Iraklı, İranlı, Fas ve Cezayirli olanlar çoğunluktaydı.

Reuters, Yunanistan'ın Midilli Adası'na ulaşan ilk göçmen fotoğraflarını servis etti. Çanakkale - Ayvacık, İzmir - Dikili, İzmir - Çeşme, Muğla - Bodrum limanları; Midilli, Kos, Sakız, Sisam ve Simi gibi adalara geçecek düzensiz göçmenlerle doldu. Adalar, Yunanistan anakarasına geçme işlemleri bazen yılları bulan on binlerce sığınmacıyı ve göçmeni barındıracak yeterliliğe sahip değildi.

Mevcut haliyle Yunanistan Adalarındaki kamplar, yoğunluktan dolayı mevcutlarının 4 ila 6 katı göçmen barındırmak zorundalar. Midilli kampı en yoğun olanı, sonra Kos geliyor. Yunanistan, Midilli ve Sakız Adası'nda kapalı mülteci kampı inşa etmek istedi ve ada halkı buna itiraz etti. Çünkü Midilli Adası'ndaki yoğunluk, adada salgın hastalıkların yayılmasını kolaylaştırıyordu ve ada tamamıyla bir katı atık çöplüğüne dönüşüyordu. Olayların önlenmesi için Yunanistan ana karasından çevik kuvvet gönderildi ve çıkan olaylar sonucunda polis göstericilere göz yaşartıcı bomba sıktı.

Göçmenlere şiddet uygulayan Yunanistan'ın aleyhinde dava açmak üzere, Barolar Birliği AİHM nezdinde şikâyete karar verdi. New York Times Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri gizli merkezlerde tutarak geri gönderdiğini belirtti. Sınır bölgelerinde gazetecilerin, akademisyenlerin ve araştırmacıların engellendiği haberleri geldi. Belki de en üzücü olanı Avrupa Birliği ülkelerinin göçmenlere para teklif ederek ülkelerine dönmelerini önermeleridir.

Sivil toplum kuruluşları ilk günlerde insani yardım faaliyetlerine başladılar ve sınırda biriken göçmenlerin ihtiyaçlarını Edirne merkezli olarak giderdiler.

"Sınır çıkışı izni verildikten sonra ilk 24 saat içinde resmi rakamlara göre 18 bin kişinin, 72 saat sonrasında ise 100 bin kişinin sınırlardan çıkış yaptığı bilgisi verildi"

Ege Denizi geçişleri esnasında kötü hava şartlarından dolayı boğulmaların ve kaybolmaların önlenmesi için ülkelerin Sahil Güvenlik botlarının arama kurtarma amaçlı deniz devriyeleri artırıldı. NATO'nun düzensiz göçün önlenmesi amacıyla Ege Denizi'nde yaptığı deniz devriyeleri sonlandırılmadı ve FRONTEX'in kara sınırı için oluşturduğu güvenlik gücü yeterince koordine edilmedi. Sınır ülkelerin, denizde geri atma ve geri gönderme, göçmen botlarının patlatılması ve kötü davranış gibi insanlık dışı uygulamaları yeterince takip edilmedi ve belgelenerek işlem yapılmadı.

50 günün sonunda sınırlar kapatıldı. Yunanistan kara ve deniz sınırlarında "önleme" ve geri itme (push-back) yapmaya devam ediyor. 4 Mart 2020 tarihinde ise Yunanistan sınırdan geçenleri geri göndermeye başlayacağını söyledi. Uluslararası hukuk bu durumda geri-göndermeme (non-refoulement) kuralını nasıl uygulayacağını da belirleyemedi.

Sonuçta, Avrupa'ya geçenlerin ne yaptığı bilinmemekle birlikte, Türkiye'deki evlerini sınırı geçmek için terk eden düzensiz göçmenler, daha kötü şartlarda; evsiz, işsiz ve belki de sağlıksız olarak geçici olarak yaşadıkları şehre geri dönmek zorunda kaldılar.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış