Güdül’de Bir Hafta Sonu

Güdül’de Bir Hafta Sonu

Hafta sonları Ankara’nın ilçelerini sırayla dolaşıp daha çok tanımayı düşünmüş dostlarımızla birlikte ilk gezimizi Ankara’nın şirin ilçelerinden Güdül’e yapmaya karar vermiştik, tabiatı keşfetmeye, bilmediğimiz yerleri görmeye çok ihtiyacımız vardı bu nedenle uygun olacağını düşünerek yola çıktık. Ankara merkez ile arasında 1 saat 15 dakikalık mesafeye sahip, 23 Köy ve 3 mahallesi bulunan Güdül beklentilerimizin de üstünde bir olanak sundu bizlere.

Neydi peki bize diğer yerleşim yerlerinden diğerlerini ayıran, gitmeden önce ufak bir araştırma yapmıştım öğrendim ki Türkiye’de bulunan 17 adet Yavaş Şehir’e (Sakin Şehir-Cittaslow) ilave olarak en son kabul edilen yerleşim yeri olmuş Güdül.

Peki nedir bu Yavaş Şehir (Sakin Şehir-Cittaslow)?

Yavaş Şehir, (Sakin Şehir-Cittaslow) hareketi 1999 yılından beri pek çok farklı ülkede karşımıza çıkıyor. Günümüzde şehir denince aklımıza; koşturması bol, kalabalık ve gürültülü yerler geliyor. Oysa yavaş şehirler bu aklımıza gelen şehir imajının tam tersini oluşturuyor. Bu şekilde nitelendirilen şehirlerde kimse acele etmiyor, etrafta gereksiz bir kalabalık ve gürültü bulunmuyor.

1999’da Paolo Saturni’nin vizyonuyla ortaya çıkan Cittaslow fikri, günümüzde tüm dünyaya yayılmış durumda. Bir şehrin bu şekilde adlandırılabilmesi için, yetmiş ayrı kriteri sağlaması gerekiyor. Bu kriterler; çevre, altyapı, kentsel yaşam, turizm politikaları gibi farklı alanlarda yoğunlaşıyor. Bunların yanında; sanat, sosyal uyum, misafirperverlik gibi politikalar da esas alınıyor. Yavaş şehir unvanı almak isteyen kent, başvurusunda bu hususlara uygunluğunu belgeliyor. Eğer bu belgeleme olmazsa maalesef unvanı alamıyor. Belirlenmiş olan kriterler bir şehirde sürdürülebilir, sakin bir hayatı hedefliyor.

Dünyada otuz farklı ülkeden 208 farklı şehir “Yavaş Şehir” unvanıyla anılıyor. Türkiye’de ise on yedi yavaş kent bulunuyor. Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz’de birden fazla şehir bu isimle anılıyor. Bunların yanı sıra, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde de bu tarz kentler bulunuyor.

Türkiye’nin ilk yavaş (sakin) şehir unvanını alan kent ise Seferihisar. Muğla Akyaka, Isparta Eğirdir, Çanakkale Gökçeada, Sinop Gerze, Bolu Göynük, Şanlıurfa Halfeti, Bolu Mudurnu, Ordu Perşembe, Artvin Şavşat, Sakarya Taraklı, Erzurum Uzundere, Kırklareli Vize, Isparta Yalvaç, Aydın Yenipazar ve en son olarak Muğla Köyceğiz ile Bitlis Ahlat "yavaş (sakin) şehir" unvanını alan kentler. Ankara’nın ilk Yavaş (Sakin) Şehri olarak Güdül’ün de bu listeye katılması mutluluk verici. 

Yavaş (sakin) şehir unvanı için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekiyor 

Yerine getirilmesi gereken koşullardan bir kısmı şöyle;

• Nüfusun 50.000’den az olması
• Geleneksel yapıların korunması 
• Trafiğin azaltılması
• Yerel ürünlerin kullanılması
• Yenilenebilir enerji kullanılması
• Fastfood dükkânları yerine yerel yemeklerin sunulduğu restoranların desteklenmesi
• Eski yapıların restore edilmesi
• Gürültü kirliliğinin engellenmesi
• Hava kalitesinin yükseltilmesi
• Organik ürün üretilmesi
• El sanatlarının korunması

"Dünyada otuz farklı ülkeden 208 farklı şehir “Yavaş Şehir” unvanıyla anılıyor. Türkiye’de ise on yedi yavaş kent bulunuyor."

Ankara’nın İlk Sakin Şehri: Güdül

Kirmir Çayı kenarında yer alan İnönü mevkiindeki mağaralar incelendiğinde Hristiyanlığın belirgin işaretlerine rastlanır. Güdül ve çevresindeki bağlarda ve köylerde çıkan taşlardan, çanaklardan, hayvan şekillerinden ve toprak küplerden bu bölgenin Bizans İmparatorluğu döneminde de yerleşim alanı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Kirmir Çayı vadisinin İnönü mevkiinde kayalara oyulmuş mağaralar, Samutbaba Türbesi ile Tekke mevkiindeki Kasım Baba Türbesi ilçenin turist çekim merkezlerini oluşturur.

Güdül'de son yıllarda bağcılık önem kazanmış, özellikle Karacaören, Yeşilöz, Adalıkuzu köyleri yetiştirdikleri sofralık üzümleriyle ön plana çıkmıştır. Bunun yanı sıra kiraz, domates, havuç üretimi yapılmakta ve Kiraz Festivali düzenlenmektedir.

İlçenin kuzeyinden akan Kirmir Çayı yeşillikleriyle ilçeye güzel bir görünüm kazandırır. Ayrıca, Sorgun köyü civarındaki orman alanı ve bu alan içindeki gölet de ilçenin doğal zenginlikleri arasındadır.

Güdül kent meydanında kurulan pazarda organik ürünler ve mevsim meyve ve sebzeleri bulunmakta özellikle üzüm bağlarından henüz getirilen üzümlerin diğerlerinden çok farklı olduğunu gördük. Yerli domates ve biberlerin de güzelliği anlatılamayacak kadar güzeldi.

"Ankara merkez ile arasında 1 saat 15 dakikalık mesafeye sahip, 23 Köy ve 3 mahallesi bulunan Güdül beklentilerimizin de üstünde bir olanak sundu bizlere."

Güdül içerisinde ufak bir gezi ile sokakları dolaştım, bir Kent Müzesi olduğunu öğrendim ancak zaman kısıtlılığı nedeniyle gezme fırsatım olmadı.

Mimar arkadaşım Faruk Soydemir’in restorasyon proje çalışmalarının olduğunu bildiğim sokaklarda geleneksel yapılar arasında biraz turladıktan sonra Yeşilöz istikametinden Sorgun Gölet’ine doğru yol aldık.

Sorgun Gölet’i suyu azalmakla beraber mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri, yanımızda götürmüş olduğumuz yiyeceklerden yedik ayrıca orada bulunan tesislerden de yararlanmak mümkün. Büyükşehir Belediyesi’nin gerek güvenlik anlamında gerekse temizlik anlamındaki denetimleri de teşekkürü hak ediyor.

Dönüş yolumuzu Kızılcahamam istikametinden ve manzarası bol ormanlık alanlardan geçerek yaptık, Salgın döneminde kapalı kaldığımız günlerin acısını çıkarırcasına güzel bir hafta sonu geçirdiğimizi söyleyebiliriz. 

None
Yazar Vedat Ağca
  • Paylaş