Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Metin Özaslan ile Ankara Kulübü - 2: "Saraçoğlu, böyle olmaz

Metin Özaslan ile Ankara Kulübü - 2: "Saraçoğlu, böyle olmaz

Saraçoğlu için ortaya atılan proje hakkında görüşlerini sorduğumuz diğer bir Ankaralı da kentin köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Ankara Kulübü Derneği’nin Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan’dı.

“Üniversite gençliği kent merkezini terk etti!”

Saraçoğlu ile ilgili olan biten hakkında ne düşündüğünü sorarak başladığımız söyleşide, Özaslan, sözlerine Saraçoğlu'nun cumhuriyetin ilk yıllarında planlanmış bir bölge olması, mimari değeri ve olgunlaşmış yeşil alanıyla Ankara'nın kent olarak hikayesinin önemli bir parçası olduğunu belirterek başladı. Saraçoğlu'nun bu önemini, Ankara'da uzun zamandır gözlemledikleri üniversite gençliğinin kent merkezinden çekilmesi sorunu ile birlikte değerlendirdiklerini söyledi. Saraçoğlu'nda yapılacak olanın bu sorunun çözülmesini, gençliğin tekrar kent merkezine çekilmesini hedeflemesi ve kent merkezinin tekrar eski canlılığına kavuşması için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

“Saraçoğlu, üniversite gençliğini kent merkezine çekebilmek için elimizdeki en önemli araç”

Bakanlığın Saraçoğlu'nda bir proje başlatmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Özaslan Bakanlıkça paylaşılan görsellerin projeyi yapanların bu sorunun farkında olmadıklarını düşündürttüğünü söyledi. Kent merkezini canlandırmanın ve gençliği buraya çekmenin kitabevleriyle, kafeleriyle, barlarıyla, konser alanlarıyla, kültür alanlarıyla bir açık hava müzesi gibi düzenlenmesi gerektiğini belirten Özaslan Bakanlığın açıkladığı kullanımların çok sınırlı, ticari ve belirsiz olduğunu ve gençliğin talebi, ihtiyacı neyse bu alana onu koymak gerektiğini vurguladı.

Bakanın konuşması güzel ama projede karşılığı yok!

Proje ile ilgili onca tartışmaya rağmen hala önemli belirsizlikler ve resmi ağızlardan yapılan açıklamalardaki çelişkileri sorduğumuz Özaslan, Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın proje tanıtım toplantısında Ankaralılar olarak duygularını okşayan bir konuşma yaptığını ama bunun projeye yansımasını göremediklerini söyledi. Örnek olarak da kamusal alan olarak tariflediği Saraçoğlu'nun neredeyse üçte birinin bir otele dönüştürülüyor olmasına anlam veremediklerini, kent merkezinde birçok otel bulunduğunu, bunun bir ihtiyaçtan kaynaklanmadığını bildiklerini ve bu kadar büyük bir alanın otel olarak özel bir işletmeye devredilmesini doğru bulmadıklarını belirtti. Diğer alanın üçte birlik bölümünün konut alanı olarak tanımlanmasını de eleştiren Özaslan Kızılay'ın göbeğinde bir konut alanı yapılıyor olmasının orada kimin oturacağı sorularını beraberinde getirdiğini söyledi ve bu alanın otel ya da konut olarak kullanılmasını doğru bulmadıklarını, projenin üniversite gençliğini kent merkezine çekmeyi hedefler şekilde ele alınması gerektiğinin altını çizdi ve "Bütün bunlara bakarak projenin yeterince tartışıldığını düşünmüyorum." dedi.

“Üniversite gençliğinin kente tutunacağı bir alan kalmadı!”

Elde, "aşkla yönetilen bir dönüşüm örneği olarak Eskişehir Kent Merkezi" örneğinin bulunduğunu, bu deneyimin görmezden gelinmemesi gerektiğini söyleyen Özaslan, Eskişehir kent merkezinde son 20 yılda yaşanan canlanmanın öncülerinin üniversite gençliği olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti. Saraçoğlu'nda da üniversite gençliğinin ihtiyaç ve taleplerine cesaretle öncelik verilmesinin şart olduğunu söyleyen Özaslan, Ankara'da Eskişehir'e kıyasla çok daha iyi üniversiteler ve çok daha kalabalık ve canlı bir üniversite gençliği olduğunu ama bunların kente tutunacağı bir alan kalmadığını söyleyen Özaslan, üniversite gençliğini esas alan bir projenin kentin kalanını da kent merkezine çekeceğinin altını çizdi.

Saraçoğlu, Ankara’nın kümülasyon alanı olmalı

Saraçoğlu'nun gençlerin birbirinden öğrenerek gelişeceği ve kenti de peşinden sürükleyeceği bir kümülasyon alanı olarak düşünülmesinin gerekliliğine dikkat çeken Özaslan, Saraçoğlu, Güvenpark ve Gençlik Parkı'nın Ulus - Kızılay hattında yaşanan çöküntüyü tersine çevirmek için çok önemli alanlar ve belki de son şans olduğunu belirtti.

“Ben yaptım olduculuk bu çağın düşüncesi değil!”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kentsel aktörlerin hiçbirini katmadan kendi başına ilerlemesi ve Belediyelerin bu duruma sessizliği ve arka planda kalmaları konusundaki görüşünü sorduğumuzda Ankara'nın temel probleminin bu iletişimsizlik olduğunu belirtti. "Ben yaptım olduculuk bu çağın düşüncesi değil" diyen Özaslan bu yaklaşımın son 25 yılda Ankara'ya çok şey kaybettirdiğini ve geçmiş hataların tekrar edilmemesi gerektiği konusunda uyardı. Ankara'nın 81 il arasından başkent olma kimliği ile ayrıştığını, bu sebeple de Bakanlıkların Ankara'ya ilişkin politikalarının ve projerlerinin olmasının normal ve doğru olduğunu ama bu politika ve projeleri uygularken yerel aktörlerin görmezden gelinmemesi gerektiğini söyledi. Özaslan, Bakanlığın Saraçoğlu'nun aslına uygun olarak yenilenmesi, yeşilin korunması konusundaki yaklaşımını doğru bulduklarını, kullanıma dair proje kararlarını ise yanlış bulduğunu ifade etti. Bakanlığın projesi hakkında "bu kullanım önerisi çok dar bir kesimin ihtiyaçlarını karşılıyor, genelin ihtiyaç ve taleplerini ise dışlıyor" diyerek tepkisini dile getirdi.

Saraçoğlu - Hamamönü benzetmesi hakkındaki görüşünü sorduğumuz Özaslan, böyle giderse Saraçoğlu'nun da Hamamönü ve hamam arkası ile aynı sona doğru gittiğininin kesin olduğunu belirtti. Kamu gücüyle boşaltılan hamam arkasının bir film platosu gibi restore edildiğini ama mahalleli olmayınca terk edilmiş bir kasaba görüntüsüne büründüğünü, hamam arkasında yaşayanlardan beslenen Hamamönü'nün ise hızla çöküntüleştiğini söyledi. Bu hataların Saraçoğlu'nda tekrar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Özaslan Hamamönünde kamu imkanları ile iyileştirilen yapıların yandaşlara peşkeş çekildiğini, böyle giderse aynı durumun Saraçoğlu'nda da yaşanacağını söyledi.

“Belediyeler ben Saraçoğlu’na karışmıyorum diyemez!”

Büyükşehir ve Çankaya Belediyelerinin tüm bu tartışmalardan uzakta kalma çabasına dair ne düşündüğünü sorduğumuz Özaslan, belediyelerin bu tavrının "bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı" gibi göründüğünü bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. "Saraçoğlu çok stratejik bir alan, bu Bakanlığın projesi ben karışmıyorum demek olmaz" diyen Özaslan Büyükşehir ve Çankaya Belediyelerinin bu alana sahip çıkması, hatta Saraçoğlu'nun bütünüyle belediyeye devredilmesi için talepte bulunmaları gerektiğini ifade etti.

“Bakanlık görüş almaya açık olmalı, öyle değilse olmaz!”

Proje tanıtım toplantısından Bakanlığın görüş almaya açık olduğu izlenimi aldığını, öyle değilse bunun çok büyük bir yanlış olacağını söyleyen Özaslan, bu proje üzerine herkesin görüşünün alınacağı bir sürece ihtiyaç olduğunu, Saraçoğlu'nu dar bir grubun inisiyatifine bırakmanın stratejik bir hata olacağını söyledi.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış