Paris İklim Antlaşması’nı yıllar sonra gönülsüz de olsa imzalayan mevcut iktidar iklim krizinin birincil nedeni olan fosil yakıtların kullanımını kademeli olarak azaltacağını taahhüt etmiş olsa da ülkede onay verilen yeni termik santral projeleri ve hızla çoğalan kömür madenlerine bakarsak tam tersi bir şekilde davranıyor. İklim krizinin doğuracağı sonuçları; daimî kuraklık, orman yangınları, ani ve anormal yağış rejimi olarak her sene daha fazla hissettiğimiz halde birkaç sermayedarın para hırsını tatmin etmek için fosil yakıt projelerine destek vermek ülkeyi uçuruma sürüklemekten başka bir şey değil.
ANKARA’NIN GÖZBEBEĞİ GÖLBAŞI
Ankara’nın son 40 yılda gelişme aksının batı/güney bölgelerine doğru kaydığını görmekteyiz.
Eryaman, Bağlıca, Çayyolu, İncek bölgelerindeki imar faaliyetleri Gölbaşı’na doğru hızlanarak artmaktadır. Dolayısıyla Ankara kentinin Gölbaşı/Etimesgut aksında planlı/plansız hızlı bir gelişim sürecine girdiğini söyleyebiliriz.
Diğer yandan İç Anadolu’daki göl ve sulak alanların geleceği yanlış tarım politikaları ve artan kuraklık nedeniyle tehlike altındayken, Ankara’da varlığını koruyan Mogan ve Eymir gölleri hem yaban hayatı açısından hem de kentin nefes alan noktaları olmaları açısından çok değerli durumdadır.
Öte taraftan Gölbaşı, son 20 yılda açılan fakülteleri ile genç öğrenci nüfusuna ve binlerce yeni konutuyla da metropolün gürültüsünden kaçan insanlara ev sahipliği yapmakta.
Özellikle Mogan Gölünün varlığı pek çok kafe, lokanta, sosyal tesise de çekim alanı olmuş, göl ekosisteminin korunmasında bazı sıkıntıları ortaya çıkarmasının yanında sosyal ve kültürel yapısında artan hareketlilik, Gölbaşı İlçesinin Ankara’nın pek çok ilçesinden oldukça farklılık gösteren bir yapısal değişime sebep oluyor.
Ankara’nın yıldızı gittikçe artan bu ilçesinin sakinlerinin kömür projesi nedeniyle huzuru son bir yıldır kaçmış durumda.
GÖLBAŞI’NA KÖMÜR KARASI…
Gölbaşı Özel Çevre Koruma alanına 10 km ve Mogan gölüne 20 km mesafede Yıldızlar SSS Holding tarafından işletme ruhsatı verilen alanda yüzbinlerce ton düşük kalitede linyit kömürünün çıkarılması ve Eskişehir Mihalıççık ilçesinde bulunan Yunus Emre Termik Santraline taşınması planlanmaktadır.
Mogan ve Eymir Göllerinin su toplama havzası içinde bulunan kömür ocağı projesi aynı zamanda Kırıklı Köyü ile Selametli Köyü’nün tarım ve mera arazilerini işgal edecektir.
Faaliyete geçmesi halinde bölgede zaten yaşanan su kıtlığı artacak, yeraltı su sistemi bozulurken, Gölbaşı’nı besleyen derelere karışacak atık suları da kentin gözbebeği iki gölün, Mogan ve Eymir Göllerinin aynı anda kirlenmesine neden olacaktır.
Mevzu bahis proje Yıldızlar SSS Holding’in sahibi olan Sebahattin Yıldız’ın kendi adına başvurusunu yaptığı kömür ocağı ne yazık ki Çevre Bakanlığı’ndan hızlıca onay aldı.
Akabinde başta TEMA olmak üzere yakın köylülerin de müdahil olduğu halde açılan davada mahkemenin belirlediği bilirkişi heyetinin bölgeye geliş tarihinin netleşmesinin beklendiği hukuki sürece girilmiş bulunmakta.
KÖMÜR KARASI GÖLBAŞI’NA NE GETİRECEK?
Söz konusu maden sahası yaklaşık olarak 1.100 hektar yani 11.000 dönüm araziyi (1650 futbol sahası) kaplamaktadır. Çevre Bakanlığından kolayca izin almak için kanundaki boşluklardan yararlanan şirket, işletmeyi sadece 25 hektar yani 250 dönüm olarak göstermişler ve başvuruyu küçük bir işletme gibi yapmışlardır. Kanunlarda küçük işletmelere tanınan ÇED muafiyeti hukukun arkasından dolaşılarak burada da kullanılmıştır.
Oysaki ÇED raporlarında maden ruhsat sahasının tamamını kullanacağını açıkladığı halde pek çok maden projesinde yapılan ve göz yumulan hileyi çekinmeden kullanan şirketin ruhsat sahasının sadece yüzde ikisi (%2) için işletme ruhsatı aldığını görmekteyiz.
Kanunları kötüye kullanarak ve Bakanlık yetkililerini yanıltmaya yönelik bu hileyi buradan da ifşa etmeyi vatandaşlık görevi olarak görüyoruz. Bu şekilde ufak bir işletme olarak izin alıp iki-üç sene sonra 11.000 dönümlük sahanın tamamının kullanacaklarını şirketin kendi raporlarında da açık açık ifade ediliyor.
1100 hektarlık maden sahasını 25 hektar gibi gösteren şirket ÇED muafiyeti almak için kanunların arkasından dolaşıyor!
Şirketin toplamda 11 bin dönüm arazi üzerinde hızla genişleyen şekilde yılda ortalama 500 bin ton linyit çıkaracaklarını ve 24 yıl boyunca toplam 12,5 milyon ton linyite ulaşmayı hedeflediklerini, Çevre Bakanlığına verdiği tanıtım dosyasından biliyoruz! Açıkça alanın tamamını kullanacaklarını belirtmelerine rağmen ÇED denetiminden kaçmak için 25 hektar altında işletme ruhsatına başvurmuşlar ve kanunlardaki boşluktan yararlanarak 2024’ün Ocak ayında işletme onayını da almışlar.
ÇEVRE KÖYLER DOĞRUDAN TEHDİT ALTINDA!
Şirket Bakanlığa sunduğu dosyada günde yaklaşık 2 bin ton linyit çıkaracaklarını ve bunu da kamyonlarla ilçe ve köy yollarını kullanacakları bir hat üzerinden taşımayı planladıklarını belirtiyor. Köylerin içinden, tarım arazilerinin arasından arasından her gün geçecek yüzlerce kamyonun oluşturacağı toz ve trafik terörüne karşı herhangi bir önlem alındığını da görmüyoruz.
Olası hat üzerinde bulunan Karagedik, Dikilitaş, İkizce, Oyaca Köyleri ile Haymana ve Polatlı’ya bağlı köyler de günde en az yüz elli kamyonun doğuracağı olumsuzluklara maruz kalacak.
Kömür ocağında kullanılacak tonlarca patlayıcı yeraltı sularını olumsuz etkilerken ortaya çıkacak gürültü ve toz bulutunun doğuracağı zararlara dair de herhangi bir risk analizi veya önlemi olmadığı da ÇED raporundan anlaşılmaktadır.
Kırıklı ve Selametli Köylerinin hızla genişleyecek olan kömür madeni nedeniyle kısa zamanda yaşanmaz hale geleceğini ülkedeki benzer örneklerden biliyoruz. Civarda bulunan Tepeyurt, Mahmatlıbahçe, Soğulcak ve Bezirhane köylerinde de maden genişledikçe benzer olumsuzlara maruz kalmaları kesin gibi.
KÖTÜ KARNELİ YILDIZLAR SSS HOLDİNG!
Madencilik faaliyetlerinin yanında neden olduğu kazalar ve ekolojik felaketlerle de gündeme gelen Holdinge ait iştiraklerde bugüne kadar bilinen 3 büyük kaza kayıtlara geçmiş durumda.
????Kasım 2021: Giresun Şebinkarahisar İlçesinde işletilen krom madenine ait atık barajı kapasite fazlası kullanım nedeniyle çökerek içindeki 100 bin m3 zehirli çamur Kelkit Irmağına karışmasına neden oldu.
????Mayıs 2011: Kütahya’da Eti Gümüş’e ait altın madeninin siyanür yüklü atık barajı aşırı doluluk nedeniyle çöktü. Civar köylerde zehirlenme vakaları ve hayvan ölümleri görüldü.
????Eylül 2009: Ordu’da faaliyette bulunan maden ocağına ait atık barajının meydana gelen sel sularından (yanlış yer seçiminden dolayı) zarar görerek taşması ve atıkların Melet Irmağına karışması nedeniyle çevre felaketi yaşandı. Valilik Ordu kent merkezinde musluk suyunun kullanılmasını bir süreliğine yasakladı.
UYGARLIKLAR BEŞİĞİ, ANTİK TARIMIN YURDU GÖLBAŞI!
Kadim Ankara’nın tarihinde en az 3 bin yıldır bereketli tarım alanlarına sahip Gölbaşı toprakları Friglerden, Galatlara ardından gelen Roma ve Bizans uygarlıklarına, son olarak da Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinin zengin uygarlık izlerine sahip.
Binlerce yıldır farklı kültürlerden uygarlıkları barındıran, doyuran bu bereketli kadim topraklar üzerinde kurulacak kömür işletmesinin bölgenin tarihi sürecini baltalayacağını öngörmek zor olmasa gerek.
GÖLBAŞI KÖMÜRLE KARARMASIN!
Benzer simülasyonu oluşturursak Gölbaşı köylerinin kısa ve orta vadede bu kömür madeninden dönüşü olmayacak zararlar göreceğini öngörebiliriz.Yeraltı su varlıkları tehlikeye girerken ocaktan çıkacak tehlikeli atıkların dereler ve rüzgâr aracılığıyla çevreye saçılacağı, meralara ve tarım arazilerini olumsuz etkileyeceği ve Ankara’nın hava kalitesinin bozulacağı çok açık.
Ekolojik felaketlerin yanında Gölbaşı için düşünülen pek çok yatırım planını da sekteye uğrama olasılığı projenin ekonomik boyutu şeklinde karşımıza çıkıyor. Belediye yetkililerinin köy muhtarlarını toplayarak projenin ilçeye vereceği zararlar konusunda istişarede bulunması olumlu bir işaret olarak algılanmakla beraber, projeye onay veren kurumlar içinde Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gölbaşı Belediyesi olması da kurumların sorumsuzluğunu ve/veya bilinç eksikliğini gösteriyor.
Eğer açılırsa Çayırhan’dan sonra Ankara’nın ikinci büyük kömür madeni olacak bu proje, Gölbaşı’nın ekonomik/sosyal/kültürel gelişmesine kapkara bir tsunami etkisi yaratacağı beklenmelidir. Bu kapkara tehlikeden başkentin de etkileneceğini görmek zor olmasa gerek.
Lakin hem ilçeye hem Ankara’ya zararı olacak bir kömür madeni için iki belediye kurumunun da onay vermiş olması bilgisizlik/koordinasyonsuzluğun bir işareti gibi görünmekle beraber önümüzdeki günlerde hukuki süreçle birlikte bölge halkının madene karşı tutumları ve oluşacak kamuoyu sonrasında yerel yetkililerin tavır ve samimiyetleri ilçenin kaderini belirleyecektir;
Ankara’nın gözbebeği Gölbaşı kömür tozuna bulanmadan bu işten sıyrılabilecek mi, göreceğiz!
Yorumlar (1)
Murat
1 gün önce / 29.01.2025Gölbaşı havasını toprağını ve suyunu kirletecek ..mimarlar mühendisler odası buna ne diyecek merak ediyorum
Beğendim 8 | Beğenmedim 0 | Cevapla